Bayram sabahına Sedat Peker izleyerek başlayacağımız ve Alaattin Çakıcı tweetlerini okuyarak uykuya dalacağımız aklınıza gelir miydi?

Benim gelmezdi.

Kolombiyalı uyuşturucu karteli Pablo Escobar’ın hayatını anlatan ‘Narcos’ adlı dizinin yeni bölümünü bekler gibi, Peker’in yeni YouTube kayıtlarını bekliyoruz.

Hemen hemen her sohbette Peker’in ifşaatları konuşuluyor.

Herkeste aynı kaygı var:

Yoksa 90’lara mı dönüyoruz?

Acaba İkinci Susurluk mu yaşanıyor?

Yeraltı dünyasının siyasetçilerle ve güvenlik bürokrasisiyle ilişkisi hep olageldi. Silah ve uyuşturucu kaçakçıları bu sayede koruma zırhına kavuşuyordu.

Ancak bürokraside, yasa dışı ilişkileri gözleyen, izleyen, not eden ve vakti gelince operasyona dönüştürenler de vardı.

★★★

80’lerde...

MİT Kaçakçılık Şubesi, 1984’te ünlü ‘kabadayılardan’ Dündar Kılıç, Behçet Cantürk ve Abuzer Uğurlu’yu silah ve uyuşturucu kaçakçılığından ötürü sorguladı.

Cantürk yargılandı.

Bazı ‘babalar’ Türkiye’yi terk etti.

Eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür, 1987 yılında Başbakan Turgut Özal’a MİT raporu sundu.

Tam adı şöyle:

‘Banker Bako Olayı.

Polis İçindeki Çekişme ve Yeraltı-Polis-Kamu Görevlileri İlişkileri.’

Eymür, dönemin İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Mehmet Ağar’ın yeraltı dünyası ile bağlantılı olduğunu yazdı.

Eymür’e göre yeraltı dünyasının siyasi yuvası Doğru Yol Partisi’ydi.

Ağar, 1995’te DYP’den TBMM’ye girdi.

Bir yıl sonra Adalet ve ardından İçişleri Bakanı oldu.

O yıl Susurluk skandalı patladı.

★★★

90’larda...

TBMM, iktidar ve yargı iddialar karşısında kayıtsız kalmadı.

Ağar istifa etti ve dokunulmazlığı kaldırıldı.

TBMM’de Susurluk Araştırma Komisyonu kuruldu.

Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş, ünlü Susurluk Raporu’nu yazdı.

Susurluk Davası açıldı.

Ağar, suç işlemek için örgüt kurmaktan beş yıl ceza aldı.

2013’te bir yıl yattı.

AK Parti’nin yeni Türkiye’sine gelirsek...

Peker’in ilki 2 Mayıs’ta yayınlanan ifşaatlarına ilişkin 16 gün geçtiği halde soruşturma başlatılmadı.

★★★

90’larda...

Devlet Bakanı Eyüp Aşık’ın Alaattin Çakıcı ile telefon görüşmesi ortaya çıktı. Çakıcı, Aşık’ın haber vermesi sayesinde ABD’den Kanada’ya kaçtığını anlatıyordu.

Aşık bakanlıktan ve milletvekilliğinden istifa etti.

Hakkında dava açıldı.

Yeni Türkiye’de...

Peker, eski AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk’ün ‘ricası’ üzerine Feyzi İşbaran’ı karakolda dövdürttüğünü açıkladı.

Külünk, halen partinin MKYK’sında.

Değil, istifa...

Tık yok.

★★★

90’larda...

Bir parti liderinin yeraltı dünyası lideri ile fotoğraf çektirdiği görülmedi.

Yeni Türkiye’de...

MHP lideri Devlet Bahçeli, Çakıcı ile hastanede baş başa, Erdoğan bir düğünde Peker ile tokalaşırken fotoğraf verdi.

★★★

90’larda...

Hiçbir siyasi parti yeraltı dünyasının desteğine ihtiyaç duymadı.

Yeni Türkiye’de...

Peker, 2015’te Rize’de ‘Teröre Lanet Mitingi’ düzenledi. Şehrin meydanına Erdoğan’ın ve Peker’in fotoğrafları yan yana asıldı.

2017’deki referandumda “Evet” diyeceğini açıkladı.

Cumhur’a oy istedi yerel seçimde. Muhalefetin sonuçlara itiraz etmesi ihtimaline karşılık halkı silahlanmaya çağırdı.

AK Partili bir Allah kulu “Ne münasebet!” demedi.

Aksine iltifat gördü, Peker.

‘En Hayırsever İşadamı Ödülü’ aldı.

★★★

90’larda...

Yeraltı dünyasının siyaset kurumu ve güvenlik bürokrasisiyle girdiği ilişki yargılama konusu edildi.

Davalar açıldı, komisyonlar kuruldu, resmi raporlar yazıldı.

Adı geçen siyasetçi koltuğunda oturamadı.

‘Derin Devlet’ adlı hukuk dışı çetenin temizlenmesi için milyonlarca yurttaş harekete geçti.

‘Aydınlık İçin 1 Dakika Karanlık’ eylemi yapıldı.

Yeni Türkiye’de...

Bahçeli, Çakıcı’yı “Dava arkadaşı” diye sahiplendi.

Bir zamanların ‘Rahşan Affı’ gibi, “Çakıcı affı” çıkarıldı. Peker, ifşaatlarına başladığı güne kadar “hainlere karşı savaşta unutulmayacak mücadele sahibi” diye övüldü.

Kardeşim, 90’ların adı çıkmış bir kere.

90’lara fena halde haksızlık ediliyor.

Günahına giriliyor 90’ların.

Mehmet Eymür: Bugün daha vahim


Eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür sorularımı yanıtladı.

Peker’in videoları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Tabi, Sedat Peker de çok pirüpak değil. Kendisine yanlış yollarda olduğunu söyledim. Pek aldırmadı. Anlattıkları önemli şeyler. Kendisi sıkıntıya düşmeden anlatsaydı makbule geçerdi tabii.

Ağar ile ilgili iddiaları nasıl yorumluyorsunuz?

Zamanında Ağar ile ilgili şeyleri yazdık. Birtakım kimseler “İki Mehmet’in kavgası” dediler. En rahatsız olduğum laftı. Olayı küçülten bir deyim. Ağar ile ilgili her yazdığım şey onu daha yükseltti. Nasıl olduysa... Birileri “Abi bizi de yaz, yükselelim” diyordu.

Bugünkü durumunu nasıl yorumluyorsunuz?

Cinayetlerden bahsediliyor. Çok üzücü, devletin bu hale düşmesi.

1. MİT Raporu sizin elinizden çıkmıştı.

Benim elimden çıktı, evet.

Susurluk’ta da ithamlarda bulunmuştunuz.

Susurluk’u basına ilk haber veren benim.

Bugünle kıyaslarsak?

Bugünkü tablo çok daha vahim. O zaman hiç değilse işleyen bir yapı vardı. Görevimizi yapıyorduk, ciddiyetle yapıyorduk. Destek de alıyorduk.

Şimdi?

Şimdi daha kuralsız tabii. Şimdiye kadar savcılığın harekete geçtiğini duymadım.

Geçmesi gerekir mi?

Kesinlikle. Yer yerinden oynuyor. Bütün millet yazışıyor. Her gün videoları bekliyorlar, daha ne olsun. Son videosunda savcıların ne yapması gerektiğini anlatıyor.

90’lar böyle miydi?

90’larda bu kadar kepazelik yoktu. Bu derece yoktu.

90’larda siyasiler ile çıkar örgütleri aynı fotoğrafa giriyor muydu?

Her zaman vardı. Bakıyorum, yine aynı isimlerden, aynı şeylerden bahsediliyor.

Ağar ve arkadaşlarının marina fotoğrafını kastediyorsunuz.

E tabii. Bu kadar aleni olması da hayret verici.

Siz Ağar için ağır ithamlarda bulunmuştunuz.

Evet, söyledim. Hatta zamanında söylediğim bir lafı yine tekrarlamak istiyorum. Bu gidişin sonu siyasi cinayetlerdir.

Ağar, New York’a ne zaman gitti?


Azeri iş adamı Mübariz Gurbanoğlu’nun “Mehmet Ağar’ın ricasıyla Pensilvanya’ya gittik” açıklamasını kaleme almıştım. Ağar, iddiayı doğruladı ve devletin bilgisi dahilinde gittiğini açıkladı.

Peki bu seyahat ne zaman gerçekleşti?

Öğrendiğim kadarıyla...

Ağar ve Gurbanoğlu’nu New York’a götüren özel uçak, 12 Haziran 2013’te İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan kalktı. ABD’de üç gün kalan Gurbanoğlu ve Ağar, 15 Haziran 2013’te döndü. İkili New York’un en pahalı otellerinden Peninsula’da konakladı.

Gülen’i ziyarette yanlarında iş adamı İhsan Kalkavan da vardı.

Ağar, Susurluk Davası’ndan 29 Nisan 2013’te denetimli serbestlik kararıyla tahliye edilmişti.