Fırat Nehri’nin iki yakasını bağlayan Kömürhan Köprüsü ve bağlantı tüneli 2 Ocak’ta hizmete açıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eserin yüzde yüz yerli olduğunu, Elazığ ve Malatya arasındaki yolu kısalttığını söyledi.

Asıl müjdeyi sona sakladı.

“Artık Fırat’ın azgın sularında hayatını kaybeden vatandaşlarımızın ardından ağıtlar yakılmayacak” dedi.

Bu konuşmayı dinleyince, Fırat’ın üzerinde ilk kez bir köprü inşa edidi sanılıyor.

Ardından Erdoğan, Fırat türküsünün dizelerini okudu.

Hani şu “Kömürhan Köprüsü, Harput’a bakar” diye başlayan...

Daha ilk cümlede, bu mevkide en azından türkünün yakıldığı yıl bir köprünün olduğu anlaşılıyor. Açılışın fotoğraflarına dikkatlice bakıldığında, yeni Kömürhan Köprüsü’nün bitişiğinde bir beton köprünün bulunduğu ve hatta üzerinden trafik aktığı görülüyor.

Evet, yanılmadınız.

Açılışı yapılanın yerinde 1932 yılından beri köprü vardı.

ATATÜRK, İNÖNÜ’NÜN ADINI KOYDU

Fırat Nehri, Birinci Dünya Savaşı’na kadar kayıkla geçiliyordu. Savaş yıllarında 543 metre uzunlukta ahşap köprü yapıldı. Ancak 1929’da Fırat’ın suları 14 metre yükselince köprü yok oldu.

Genç ve yoksul Türkiye, beş yıl önce ayrılıkçı bir isyanı bastırdığı bu bölgede 1930 yılında yeni köprü için kolları sıvadı. Ahşap köprünün 12 kilometre doğusunda kalan Kömürhan Boğazı’nda temel atıldı.

İnşaatı iki yıl sürdü.

Uzunluğu 109, yüksekliği 32 metreydi.

Beş gözlüydü.

322 milyon liraya mal oldu.

Coğrafyanın çıkardığı zorluklarla mücadele için o günün teknolojisiyle köprünün iki ayağında kulelerle asma sistem oluşturuldu. Köprü, kablolarla kulelere asıldı.

Cumhuriyeti Gazetesi, 22 Eylül 1932’de köprüyü şöyle duyurdu:

“Bu köprü tek kemerli ve betondandır. Büyüklükçe dünyanın sekizincisidir.”

Adını Atatürk koydu.

Başbakan İnönü, Malatyalı olduğu için köprüye İsmet Paşa adını verdi.

İsmet Paşa Köprüsü, 3 Nisan 1932’de açıldı.

Elli yıl hizmet verdi.

KARAKAYA BARAJI KÖPRÜYÜ YUTUNCA...

Güneydoğu Anadolu Projesi kapsamında inşa edilen Karakaya Barajı’nın suları, 1982 yılında İsmet Paşa Köprüsü’nü yuttu. Başbakan Turgut Özal tarafından 1983’te eskisinin üzerine ikinci köprü yapıldı.

İnşaat üç yıl sürdü. Türkiye’nin ilk dengeli konsol köprüsüydü.

Boyu 287 metreydi.

3.5 milyar TL harcandı.

Cumhuriyet, 16 Haziran 1986’da, “Bu köprünün yapımı Türk müteahhit, mühendis ve işçileri tarafından gerçekleştirildi” diye yazdı.

Aynı gün GAP üzerinde Fırat Demiryolu ve Tohma köprüleri de açıldı.

Açılışa Sosyaldemokrat Halkçı Parti Genel Başkanı Erdal İnönü katılıp iktidara jest yaptı.

Cumhuriyet Gazetesi, o günü şöyle anlattı.

“Ana muhalefet partisi lideri, bu jesti ile GAP’ı ulusal nitelik taşıyan bir proje olarak gördüklerini ve desteklediklerini ifade etmiş oldu.”

YOLU BİR KİLOMETRE KISALTMAK İÇİN Mİ?

İlki 50 yıl ayakta kaldığına göre aslında ikinci Kömürhan Köprüsü uzun yıllar hizmet verebilirdi.

Bu köprü ne azgın bir selde sürüklendi.

Ne baraj suları altında kaldı.

Gerekçesi şöyle:

“Elazığ-Malatya arasında kesilmiş yol bütünlüğünün sağlanması, yol standartlarının iyileştirilerek daha konforlu ve güvenli ulaşım tesis edilmesi...”

Üçüncü Kömürhan Köprüsü ve Bağlantılı Tünel Projesi’nin temeli 2014’te atıldı.

İnşaatı altı yıl süren köprü, 2 Ocak’ta açıldı.

Eyfel Kulesi ile aynı miktarda çelik kullanıldı.

Maliyeti, 340 milyon TL.

Bütün bu resmi propaganda içerisinde Elazığ Hakimiyet Gazetesi’nin “Köprü Fantezisi” itirazı işitilmedi. Kömürhan Tüneli’nin Elazığ ve Malatya yolunu yalnızca bir kilometre kısalttığını belirten gazete, 30 Eylül 2019’da şunları yazdı:

“Köprüye ne kadar ihtiyaç duyulduğu, mevcut köprüde ne kadar trafik yoğunluğu ya da sıkışıklığının olduğu konusunda tartışmaların yaşandığına dikkat çeken vatandaşlar, acil projelerin bekletilip, bu projeye ciddi rakamlar aktarılmasından üzüntü duyduklarını ifade ediyor.

Köprüye harcanan miktarla şehre hayat verecek onlarca projenin tamamlanarak hizmete açılabileceğine dikkat çeken vatandaşlar, bürokratlar kadar siyasilerin de öncelikli projeler konusunda özensiz ve plansız çalıştığına vurgu yapıyor.”

EN NANKÖR İKTİDAR

Türkiye’nin en nankör iktidarı olan AK Parti açılışta, 1930’ların imkansızlıkları içinde Fırat’ın üzerine beton köprüyü iki yılda inşa eden Atatürk ve İnönü’yü anmadı.

İkinci Kömürhan Köprüsü’nü hizmete sokan Özal da yad edilmedi.

Erdoğan’a bakarsanız, AK Parti’den önce ne evlerde buzdolabı...

Ne hastanelerde ambulans...

Ne bilgisayarlarda internet vardı.

Hatta bir Sivas mitinginde, “Bizden önce Sivas’ta üniversite var mıydı?” diye sordu.

Sivaslılar ağırbaşlı ve devletine karşı saygılı insanlar olduklarından Cumhurbaşkanı’nı bozmadı.

Yoksa Sivas’ta 1973’ten beri üniversite var.

Adı, Cumhuriyet.

Cumhuriyet’in 50. yılında kuruldu.

Kömürhan’daki İsmet Paşa’nın adı çoktan silindi, artık hatırlanmıyor.

Neyse ki Sivas’ta Cumhuriyet’in adı yaşıyor.