Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 8 Şubat’ta partisinin dört il olağan kongresine canlı bağlantı ile katılarak, iki gün sonraki ‘Millete Sesleniş’ konuşmasının izlenmesini istedi.

Dedi ki:

“İnşallah sizlere birçok güzellikleri orada takdim edeceğim.”

Erdoğan, duyurduğunun aksine 10 Şubat’ta bir açıklama yapmadı.

Beklenen ‘güzellikler’ ilan edilmediği gibi müjde yerine kara haber geldi.

Çünkü o gün terör örgütü PKK’nın rehin tuttuğu 13 asker ve polisi kurtarabilmek için Irak’ın Gara bölgesine başlatılan operasyon başarısızlıkla sonuçlandı.

Operasyona katılan üç askerimiz şehit düştü.

PKK’lılar 13 rehineyi şehit etti.

Bu kahredici tablo AK Parti’nin kongrelerinde atılan hamasi nutuklarla örtülemez ve geçiştirilemez.

Altı yıldır kurtarılmayı bekleyen gencecik şehitlerimiz, evlatlarına kavuşmayı murat ederken cenazelerini teslim alan aileleri ve yas tutan ulus adına Gara Operasyonu hakkındaki soruların yanıtlanması gerekiyor.

HEDEF REHİNELERİ KURTARMAK MIYDI?

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, önceki gün TBMM’de yaptığı konuşmada, örgüte yönelik kapsamlı bir operasyonun planlandığını, 50 hedefin belirlendiğini, bu çerçevede, rehinelerin tutulduğu Verka Boğazı’ndaki mağaraya girildiğini kaydediyor.

Akar’a göre operasyon birincil amacı rehineleri kurtarmak değil, PKK’ya güvenli gördüğü Gara’da darbe vurmaktı.

Öyleyse Akar, neden operasyonun bütününe ilişkin ayrıntı vermiyor?

Acaba operasyonun daha kapsamlı olduğu açıklanarak, Verka Boğazı’ndaki başarısızlığın bilançosu hafifletilmek mi isteniyor?

MAĞARA HAKKINDA İSTİHBARAT VAR MIYDI?

Akar, “Mağarada çok dar geçitlerin, ilave demir kapıların bulunduğunu, bilinemediği için bunlarla karşılaşıldığını” ifade ediyor.

Akar’ın sözlerinden, mağaraya ilişkin yeterli istihbarat olmadığını öğreniyoruz.

Harita gösterildiğinde, PKK’nın yeraltı hapishanesi kurduğu anlaşılıyor.

Mağaraya girmenin bile iki gün sürdüğü dikkate alındığında, operasyon büyük bir riski barındırmıyor mu?

İSTİHBARAT ZAAFİYETİ YAŞANDI MI?

Akar, yakalanan iki PKK’lıdan birisinin “Erbil ziyaretinden sonra Derik, Sincar veya Gara’da operasyon bekliyorduk” dediğini aktarıyor. Acaba Akar’ın Erbil’deki temaslarının ardından sonra PKK’ya bilgi mi uçuruldu?

REHİNELER BAŞKA YOLLA KURTARILAMAZ MIYDI?

Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, TSK’nın hiç böyle bir rehine kurtarma operasyonu yapmadığını belirtiyor.

Bugüne değin kimi siyasetçiler belli yöntemlerle rehineleri kurtardı. Örneğin, 1996’da Refah Partili Fetullah Erbaş, sekiz askeri Irak’tan getirdi. BDP’liler 2013’te sekiz, 2014’te iki askeri geri aldı.

Acaba insan hakları örgütleri ve kimi siyasetçilerin girişimleri sonuç vermez miydi?

GARA’NIN BİR SORUMLUSU OLMAYACAK MI?

Erdoğan, 15 Şubat’ta Rize Kongresi’nde, “Operasyonumuzda neticeyi alamadık” dedi. O an şehit oğlunun mezarında bulunan anne Ayşe Güler’i telefonla salona bağlattı. Şehit annesinin hıçkırıklarını tüm Türkiye dinledi.

Kuşkusuz, vatan uğruna gerektiğinde can da verilecektir.

Ancak aslolan vatan için yaşamak ve yaşatmaktır.

PKK gibi meydanlara, alışveriş merkezlerine, otobüs duraklarına, minibüslere bomba koyabilen; köyleri, aileleri ve çocukları topluca yok edebilen, silahsız insanları kurşuna dizebilen bir terör makinesinin böylesi riskli bir operasyonda, rehineleri o an infaz edebileceği öngörülemez miydi?

PKK’nın elindeki 13 rehineyi kurtarmak için gidip 16 şehit cenazesiyle dönmenin bir faturası olmayacak mı?

Tümgeneral Ahmet Yavuz: Ben bu kararı almazdım


Operasyonu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Zor bir operasyon. Bu operasyonlarda başarısızlık ihtimali daha yüksektir. Rehineleri kurtarmak için siyasi iradenin karar vermesi doğrudur. Operasyon büyük fedakarlıklarla yapılmıştır. Ama çok yüksek riskli bir operasyon kararı alınmakla başarısızlığa baştan yol açılmıştır. Çok zor bir arazi. Riskli bir karar verilmiştir.

Akar, Gara Operasyonu’nun bir ayağı olduğunu söylüyor.

Hayır, bu rehine kurtarma operasyonu. Çok önceden fırsat kollanmış ve iyi istihbarat alınmış. Ama başarılı olunamamış. Belki riski daha düşük öngörmüş olabilirler. Yapılan konuşmalardan bunun açığa çıkması ve gizliliği ile ilgili sorunlar yaşanması başarı şansını düşürmüştür. Müjde, gelmeden verilmez. Operasyonu duyurduğunuz zaman riski arttırırsınız.

TSK geçmişte rehine kurtarma operasyonu yaptı mı?

Bu tarzda bir operasyon yok.

Şu halde çok riskli.

Yüksek bir başarı ihtimali görmeden böyle bir risk alınmasını doğru bulmam. Çünkü 13 kişinin kurtarılamamasına ek olarak da üç şehit verdik. Altı yıldır bekliyorsun. Daha uygun koşulları bekleyebilir, uygun yöntemleri bulabilirdin. Ya siyasi iradeye riskleri anlatılamadı. Ya da anlatılmasına rağmen siyasi irade dinlemedi.

Siz olsanız ne yapardınız?

Bu kararı vermezdim. En azından siyasi iradeye riski anlatırdım, karara katılmadığımı söylerdim. Yap diye emir verirse elimden gelenin en iyisini yapardım.