Bağcılar Dostlar Kıraathanesi, dışarıdan bakıldığında, müdavimlerinin çay içip kağıt ve okey oynadığı, spor gazetesi okuduğu ve televizyonda at yarışını izlediği yüzlerce meskenden biri gibi görünüyor.

Halbuki içeriden bakıldığında...

Aslında burası H.K. ve S.K. kardeşlerin yönettiği sahte içki örgütünün merkez ofisi.

İstanbul Jandarma Komutanlığı’nın soruşturma evrakına göre örgüt, Başakşehir ve Arnavutköy’de kiraladığı depo ve evlerde sahte içki üretti.

Üretim yöntemi şu şekilde:

Alkoldeki denetonyum benzoat maddesi, kaynatma makinelerinde ayrıştırılıyor. Alkol ve damıtma işlemlerinin ardından içki, 30 litrelik bidonlara konuluyor. Ardından boş şişelere aktarılıyor. Şişelerde rakı da var, viski de, votka da...

KAPAK GRAFİKERİ

Örgütün bir diğer ayağı, Zeytinburnu’nda.

E.G.’ye ait olan E. Ambalaj isimli iş yerinde içki kapakları üretildi. E.G., yakalanma korkusundan ötürü kapakları çalışanının çatısında sakladı.

Markalara ait sembol ve isimleri yazdırma işini T.S. üstlendi.

T.S., bu iş için Davutpaşa’da bir dükkan kiraladı.

Çizim ve baskı makinesi satın aldı.

İş yeri 14 Ocak 2020’de basıldığında yüzbinlerce rakı ve votka kapağı ele geçirildi.

Grafiker T.S., sorgusunda, içki kapaklarına orjinal marka izlenimini yaratacak çizim ve ibareleri kendisinin hazırladığını kabul etti.

BANDROL YAPILANMASI

Bu arada, örgüt tarafından işletilen matbaalarda sahte TAPDK bandrolü ve markaların logoları basıldı.

İddiaya göre bu görevi, M.U. ve Y.U. kardeşler üstlendi.

Zeytinburnu’ndaki U. Matbaa’da, sahte bandroller ve içki etiketleri hazırlandı.

Bandroller örgüt yöneticilerinden D.K.’ye verildi.

D.K.’de 410 bin bandrol yakalandı.

OTOPARKLARI DEPOYA ÇEVİRDİLER

Örgüt ürettiği içkileri, bağlantılı elemanları üzerinden piyasaya sürdü. Bu doğrultuda, sahte içkiler ya boş evlerde, ya otoparklara çekilmiş araçlarda ya da dükkanlarda saklandı.

C.Ö., dağıtımın Aksaray ayağındaydı.

Otel, pansiyon, tekel bayilerine içki dağıtırken, depo olarak bir marketi kullandı.

U.K. de Fatih’te otoparkta park halindeki minibüste sahte içkileri depoladı ve buradan başka araca yükleme yaparak, satışını gerçekleştirdi.

Eyüpsultan’daki Çırçır Mahallesi’de D. Tekel’in sahibi terk edilmiş bir binada ve kendisine ait araçta sakladığı içkileri gelen siparişe göre sattı.

Kurtuluş’ta bir büfe, Yenibosna’daki bir otopark, Avcılar’da E. Tekel bayi bu ağa dahildi.

18 EYLEM

Jandarma, bu örgütü 16 Ekim 2019’dan itibaren takibe aldı ve 18 eylemini tespit etti. Hazırlanan iddiamede 33 sanık hakkında dava açıldı. Sanıklara Türk Ceza Kanunu’nun 220. maddesine göre suç işlemek amacıyla yasadışı örgüt kurmak suçlaması yöneltiliyor.

Daha çok zam, daha çok ölüm


Dün itibariyle alkollü ürünlerden alınan ÖTV’ye yüzde 17.7 daha zam geldi.

Bu politika, yoksullaşan halk kesimlerinin sahte içkiye yönelişini hızlandırmaktan başka bir sonuç vermeyecek. Şimdi İstanbul ve Bursa’da ucundan yakalanan sahte içki şebekesi, kesildikçe büyüyen ahtapot kolları gibi kendini yenileyerek, tüm Anadolu’ya yayılabilir.

Türkiye, geçmişte bu yoldan geçti.

İçkinin dini gerekçelerle yasaklandığı 1921-1924 yılları arasında kaçak içki üretimi patladı.

Bu yasak ancak üç yıl uygulanabildi.

Rakı fiyatının artırıldığı 2. Dünya Savaşı yıllarında mavi ispirto içildi.

Sonra kolonya...

Görünen köy kılavuz istemez.

Zamlar durmaz ve yasaklar esnetilmezse...

Onlarca vatandaşımızı daha sahte rakı canavarına kurban verebiliriz.

CHP: Günah Vergisi düşürülsün


Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Toplumsal Felaket ve Mağduriyet Komisyonu, sahte içkiden kaynaklı ölümler yaşanınca ‘Tüm Boyutlarıyla Sahte İçki Gerçeği’ adlı bir rapor hazırladı. Rapora göre...

Halk sağlığı bakımından sakıncalı ürünlerin tüketimini azaltmak için alkollü içkilerde 2010’dan beri dünyada ‘Günah Vergisi’ (Sin Tax) yöntemi uygulanıyor.

Yani yüksek vergi alınıyor. Elde edilen gelir sağlık sistemine yönlendiriliyor.

Böylece alkolden kaynaklı zarar azaltılıyor.

Türkiye, Günah Vergisi’nin uygulanışı bakımından Avrupa’daki en uç örnek...

Raporda, “Bu ancak ideolojik gerekçelerle, yaşam tercihlerine müdahale etme, onları kendi istediği bir yaşam tarzına sürükleme arzusu ile açıklanabilir” deniyor.

Günah Vergisi’nde aşırıya gitmenin merdiven altı üretimi ve içki kaçakçılığını teşvik edeceği savunuluyor. Sahte içki tüketiminin en önemli nedeninin alkollü içeceklere son yıllarda zam ve yüksek vergiler olduğu belirtilerek, şöyle devam ediliyor:

“Sahte içki tüketimi, kişisel tercihten ziyade içkilerin yüksek fiyat nedeniyle satın alınamamasının sonucudur. İçecek fiyatlarının artırıldığı ve tüketime ilişkin yasak ve ideolojik söylemlerin yaygınlaştığı bir ortamda sahte içkiye yönelim artacaktır. Alkol satan mekanların fiili olarak kapatılması, etil ve metil alkole ilişkin yeterli ve etkili denetimlerin yapılmaması da yine sahte içkiye bağlı ölüm ve kalıcı sağlık sorunlarının artmasına neden olacaktır.”