Şeyh Fatih Nurullah’ın 12 yaşındaki kız çocuğunu istismar etmesine ilişkin skandal Türkiye’yi sallarken, ‘Şehvetiye Tarikatı’ adını verdiğim bu çürümeyi konuşmak için 4 Eylül 2020’de Yol TV adlı bir Youtube kanalına davet edildim.

O sohbette, Fatih Nurullah’ın tek örnek olmadığını söyledim.

Şöyle devam ettim:

“Birkaçının ismini söylemek isterim. Seyyid Muhammed Accan El Hadid ve Büreyde Öncel isimleri... Öncel, kendisini Kadiri şeyhi olarak tanıtan bir kişi. Kaç doğumlu biliyor musunuz? 1987. Çocuk istismarından yargılanıyor.”

CÜBBELİ AHMET AÇIKLADI

Bu iki adı verirken tasavvuf dünyasındaki etkin isimlerden aldığım istihbaratlarla hareket ettim. Açık kaynaklarda da bu kişilerden söz ediliyordu.

Kaynak mı sordunuz?

‘Cübbeli Ahmet’ lakaplı Ahmet Mahmut Ünlü...

Ünlü, bir sohbetinde, Iraklı El Hadid’in din istismarcısı olduğunu, sahte nikahla birden çok kadınla evlenip boşandığını söyledi. Geçen ay Hadid’in Sakarya’da bir tekke açtığı ve bürokrasiden hürmet gördüğü ortaya çıktı. Ünlü, Öncel’den TV programında söz etti.

DERGAHTA İSTİSMAR

Gelelim, Büreyde Öncel’e...

Müritleri tarafından “Şeyh Büreyde El Kadiri” ve “Üstadımız” diye anılıyor.

Youtube’de şeyhlik icazet törenin kaydı var.

Bugün 34 yaşında olan Öncel, İstanbul Sultangazi’de Abdulkadir Geylani İlim ve Hizmet Derneği adı altında dergah açtı.

Soruşturma dosyasına göre, 7 Mayıs 2017’de saat 04.30’da 155’i arayan genç dernekte zorla tutulduğunu ihbar etti. Derhal polis gönderildi. İçeride Büreyde Öncel ile 20 yaşındaki Y.Ö. adlı genç erkek vardı.

Y.Ö., ifadesinde, Öncel’in cinsel tacizde bulunduğunu, bu yüzden dernekten ayrılmak istediğini, ancak şahsın bırakmayıp tehdit ettiğini söyledi.

Y.Ö., şöyle devam etti:

“Bir daha gelmeyeceğim’ demem üzerine Öncel darp etti ve derneğe kilitledi. Bugün cinsel saldırıda bulunmadı. Geçmişte bulunduğu için psikolojim bozuldu.”

Y.Ö., iddiasını savcılıkta yineledi. “Öncel, 4-5 sefer dudaklarımdan öperek bana sarıldı. Mevlana ve Şems’i örnek olarak anlattı” dedi.

KAÇAK DİNİ FAALİYET YÜRÜTMÜŞ

Öncel ise derneğin başkanı olduğunu, beş yıldır açık olduklarını, ancak resmiyete 1.5 yıl önce kurulduklarını anlattı. Yani yasadışı şekilde faaliyet yürütmüştü.

Y.Ö.’nün öğrencisi olduğunu ve gece 3’te dernekten ayrılmak istediğini belirterek, “Gazi Mahallesi’nin tehlikeli olması nedeniyle izin vermedim” dedi. “Polis” diye bağırınca Y.Ö.’ye tokat attığını kabul etti. Cinsel saldırı iddiasını reddetti.

ALIKOYMADAN CEZA

Öncel’e kişiyi hürriyetinden yoksun kılma iddiasıyla Gaziosmanpaşa 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Bir yıl sekiz ay hapis cezası verildi. Hükmün açıklanması ertelendi. Bu arada Öncel’e şeyhi tarafından halifelik icazeti iptal edildi.

O TELEFON ÖNCEL’E AİTMİŞ

Yol TV’deki yayında bu iddiadan söz ettikten sonra Öncel, hakkımda suç duyurusunda bulundu.

Tesadüf bu ya, aynı günlerde elime kimi WhatsApp yazışmaları ulaştı.

Yazışmalarda Öncel’in müritlerinden S.Y. adlı erkeğe yönelik cinsel mesajlar vardı.

Şu ifadeler yer alıyordu:

“Keşke pantolanlarının yerinde ben olsaydım. Her saniye öperdim her yerini.”

“Sana aşık oldum, sevgilimsin.”

“İnanmicaksın ama seni yercesine bakıyorum, inanıyor musun.”

“İznin olsa sevişicem direk seninle.”

Öncel’in şikayeti üzerine İstanbul Adliyesi’ni gittiğimde yazışmaları savcıya sundum.

Savcılığın incelemesi sonucu yazışmadaki cep telefonu numarasının Öncel adına kayıtlı olduğu tespit edildi.

Öncel’in ifadesi alındı.

Öncel, cep telefonunun dernek kullanımında olduğunu anlatırken, S.Y. için “Zikir ve sohbetlere katılır” dedi. S.Y., “Mesajları kimin attığını tespit edemedim. Aptalca bir şaka olduğunu düşünerek, peşine de düşmedim” demekle yetindi.

Soruşturma şimdilik devam ediyor.

HAKARETTEN YARGILANACAĞIM

Günün sonunda. Öncel’e hakaret etmekten İstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesi’nde bana dava açıldı. Öncel’in şeref ve haysiyet, toplum içindeki itibar ve saygınlığını küçük düşürdüğüm ileri sürülüyor. Bu suçlamayı reddediyorum.

Ben Türk insanın şeref ve haysiyetini, Türk devletinin itibar ve saygınlığını savundum.

Menzil, İskenderpaşa, İsmailağa ve Nurculuğun kolları ile diğer tarikatlar birer holdinge ve şeyhleri ise CEO’ya dönüştü.

Sözde ahiret hayatı için çabalıyorlardı.

Gördük ki dünyalık üstüne dünyalık edindiler.

Sözde insanların kalbini kazanacaklardı.

Bakanlıkları, adliyeleri ve karakolları ele geçirerek, korku düzeni kurdular.

Artık her mahallede bir Büreyde Öncel türedi.

Bu şeyh bozuntusunun yasadışı tarikat faaliyeti yürütmesine göz yumdular. Eğitimci vasfı olmadığı halde dini eğitim vermesine yol verdiler. Bir gün olsun helal para kazanmadan, sadaka ve bağışlarla geçindi. İddiaya göre 18 yaşından küçük erkekleri alıkoydu ve istismar etti.

Şimdi, bu iddiayı kamuoyuna duyurduğum için yargılanacağım.

Ben kıdemli sanığım; davayla korkutamazlar.

Asıl ‘Şehvetiye Tarikatı’nın şeyhleri ve dervişleri korksun.

Bilsinler ki kurduğunuz istismar dergahlarını yerle bir edeceğiz.

Şirk tekkelerinizi başınıza yıkacağız.