Vatandaşlarla gündeme ilişkin söyleşiler yapan ‘Sokak Kedisi’ adlı YouTube kanalının muhabiri Rize’deki Tuzcuoğlu Memişağa Parkı’nda emekli işçi Mehmet Ali Sancaktutan’a mikrofon uzatıyor.

Güneysulu Sancaktutan, adeta dert küpüne dönmüş.

Salgında zenginin daha zengin, yoksulun daha yoksul olduğundan...

Yandaşların kayrıldığından söz ediyor.

Konuyu Sedat Peker’in açıklamalarına getiriyor.

Şunları söylüyor:

“Türkiye Cumhuriyeti devleti mafyaya teslim mi olmuştur?

Mafyaya açıkları mı vardı da bir şey diyemiyor?

İş mi tuttunuz?

Sırların mı vardı onda, kelime edemiyorsun?

Ülkeyi mafya mı yönetiyor!”

SOYLU: MİLLETVEKİLİ DEĞİL

YouTube’da “Rize’de meydan dayağı gibi konuşma” başlığıyla yayınlanan bu söyleşiyi önceki Twitter hesabımda paylaştığım saatlerde TBMM’de kritik bir görüşme yapıldı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’u ziyaret etti.

Ziyaret nedeni, bir siyasetçinin Peker’den ayda 10 bin dolar aldığı iddiasıydı.

Soylu, iddiayı TRT’de dile getirmişti.

Habertürk’te, ısrarlı sorularım üzerine bu kişinin siyasetçi olduğunu belirtmekle yetinmiş ancak AK Partili olduğunu reddetmemişti.

“Adını savcılığa bildireceğim” diye eklemişti.

Tartışma büyüdü.

Şentop, siyasetçinin kim olduğunu Soylu’ya yazılı olarak sordu.

Nihayet buluşma gerçekleşti.

Soylu, 1.5 saatlik görüşmede yazılı yanıt sundu. Yanıtta “Milletvekili değil” deniliyor. Adın savcılığa bildirildiği vurgulanıyor. Ancak adliye kaynakları, Soylu’nun bilgi paylaşmadığını kaydediyor.

METİN KÜLÜNK MÜ?

Bu kişinin AK Parti Merkez Karar Yürütme Kurulu üyesi Metin Külünk olduğu iddia ediliyor.

Külünk’e yönelik ithamlar her geçen gün artıyor.

Peker, Külünk’ün aracına çanta çanta para bıraktığını, onun ricası ile eski milletvekili Feyzi İşbaşaran’ın karakolda kemiklerini kırdırttığını iddia ediyor.

Külünk’ün ağzını bıçak açmıyor.

Bu mesele sorulunca ya “Filistinliler kan ağlarken” diye söze başlıyor.

Ya 15 Temmuz’u açıyor.

Ya da küresel güçlerin operasyonuna getiriyor.

Külünk böyle de partisi farklı mı sanki?

AK Parti MKYK toplantısında Soylu ve Külünk hazır olduğu halde iddialar hakkında konuşulmadı.

Haliyle savcılar Külünk’ü çağıramıyor.

İnsan, Sancaktutan’a hak vermekten kendini alamıyor.

Mafyaya karşı açıklarınız mı var?

İş mi tuttunuz?

Sırlarınız var da ondan mı kelime edemiyorsunuz?

SANCAKTUTAN’A SORUŞTURMA

İlla ki bir işlem yapılır diye düşünürken, dün soruşturma haberi ulaştı. Fakat Külünk’e değil, Sancaktutan’a!

Sancaktutan, Cumhurbaşkanına hakaret suçundan güvenlik şubesine çağrıldı.

İfadesinde şunları söyledi:

“Ülke gündemine ve ekonomi üzerine konuşma yaptım. Cumhurbaşkanımız dahil kimseye hakaret içerikli kelime kullanmadım. Ancak ekonominin bozuk, durumumuzun kötü olduğunu belirtmek amaçlı tepki verdim.”

DÖRT ÇOCUK, YEDİ İCRA

Serbest bırakıldıktan sonra Sancaktutan ile telefonda görüştük.

AK Parti kurulduğunda üye olup oy verdiğini söylüyor.

Şimdilerde Yeniden Refah Partisi’ne kaydolmuş.

“Durumunuz nasıl?” diye sordum.

“Dört çocuğum, dört torunum, yedi icram, 200 bin TL borcum var” dedi.

Konuşmasının suç olup olmadığını savcı ve hakimlerin takdirine bıraktığını söyledi.

İlahi Mehmet Ali Bey!

Yeraltı dünyasından çanta çanta para alan, 10 bin dolar aylığa bağlananların siyasetçi...

Kıbrıs’ta gazeteci öldürtenin kahraman...

Yalıkavak’ta marinaya çökenin muteber iş adamı...

İş adamından 10 milyon Euro isteyenin saygın gazeteci sayıldığı ülkede...

Tabi ki siz suçlusunuz.

EYMÜR: HAKİKATLERİN ORTAYA ÇIKMASI LAZIM

Eski MİT Kontr-Terör Daire Başkanı Mehmet Eymür, 18 Mayıs’ta bu köşede Peker’in açıklamalarına dikkat çekerek, “Bu gidişin sonu siyasi suikastlardır” demişti.

Dün bir saldırgan İzmir HDP’yi basarak, parti çalışanı Deniz Poyraz’ı öldürdü.

Eymür’ü aradım.

“Bugünleri mi kastetmiştiniz?” diye sordum.

Şöyle dedi:

“Karışıklık olacağını tahmin ediyordum. (Açıklamalarda adı geçenlerin) Cezalandırması lazımdı. Hakikatlerin ortaya çıkması lazımdı. Hiçbir şey ortaya çıkmadı. Üzüntüden başka bir şey söyleyemiyorum. Üzülüyorum Türkiye’nin haline. Birilerinin istediği oluyor. Türkiye’yi yavaş yavaş çökertiyorlar. Bu bir nevi kışkırtma.”

“Ne olması gerekir?” diye sordum.

Şu yanıtı verdi:

“Devlet için en önemli şey adaletin düzgün işlemesidir. Gerisi boş.”

GURBANĞLU: MARİNAMA ÇÖKTÜLER

İş adamı Mübariz Gurbanoğlu, Yalıkavak Marina’nın hileli şekilde elinden alındığı iddiasıyla İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açtığı davayı kaybetti.

Gurbanoğlu ile konuştuk.

Karara itiraz edeceklerini vurgulayan Gurbanoğlu, şunları söyledi:

“Bu kararı kabul etmiyorum. Bilirkişi atanmadı. İki şahit dinlenmedi. İfadelerin hepsi yalan. Sözleşmede 220 milyon dolar yazıyor. Finansal hilelerle 31 milyon dolara indirdiler. İstinaf ve Yargıtay aşamaları var. Bu davayı kazanacağız. Benim malıma çöküldü. Marinayı geri istiyorum.”