Yumurtalık…

Adana’nın şirin ilçesi ve Akdeniz’in cennet köşelerinden birisi…

Yumurtalık, on binlerce yıllık bir tarih barındırıyor desek fazla olmaz belki eksik bile kalır…

Çünkü neredeyse dünya kurulduğundan, yer yüzünde insan toplulukları oluşmaya başladığından bu yana önemi anlaşılmış bir yerleşim merkezidir…

Hititlerden, Bizans’a oradan da Osmanlı’ya uzanan en son Türkiye Cumhuriyeti’ne tapulanan bu güzel beldemiz üzerinde ne imparatorluklar, ne krallıklar, ne beylikler hüküm sürmüş…

Hepsi gitmiş, fakat Yumurtalık kalmış…



İşte şimdi Yumurtalık’ı idare edenlere de söylemek isterim ki, herkes gibi bir gün sizde gideceksiniz ama Yumurtalık kalacak…

Bu nedenle Yumurtalık’a hizmet edin, Yumurtalık’ı imar edin, bayındır edin, Yumurtalık’ı güzelleştirin ve çalışın…

Fakat ne yazık ki bakıyoruz, Yumurtalık her geçen gün daha kötüye gidiyor…



Eskiden Yumurtalık, Adana’nın incisi idi…

Adanalılar, (Adanalılar derken Ceyhan, Kozan, Kadirli, İmamoğlu) gibi ilçelerini de kastediyorum, eskiden hep yaz başından itibaren Yumurtalık’a giderlerdi. Buralarda kamp kurarlardı. Bu kamp genellikle çadırlardan ibaret olurdu. Çadırlar çok düzgün bir sıra halinde dizilirlerdi. Çadırların içleri ve önleri tertemiz olurdu. Her yaz giden insanlar burada birbirlerini tanırlardı. Akşamları çadırların önlerinde o zamanki aydınlatma gereçleriyle ışıklarını yakarlar, çaylarını içerlerdi. Gündüz saatlerinde de elbette Yumurtalık’ın çarşaf gibi denizine girerlerdi. Buranın çarşaf gibi denizi olması ve sığ olması nedeniyle aileler hep burayı tercih ederlerdi.  Çadırların arka taraflarında ise Yumurtalık’ın kendine özgü mimarisiyle gelişmiş, birbirinden güzel ve nizamlı evler yer alırdı. Yumurtalık’ta su sorunu da olmazdı.



Ancak şimdi bakıyorum da Yumurtalık, gelişeceğine geriye gitmiş. İlçede birçok sorunun yanı sıra şimdi de içme suyu sorunu baş göstermiş.

Zaten ilçenin yeterince temiz olmaması, yıllardır yaz aylarında yoğunlaşan tatilcilerin kalabalıklaşan nüfusa göre ihtiyacını karşılayacak uygun fiyatlı kamping ve konaklama alanlarının geliştirilmemesi Yumurtalık adına hep eksi oldu.



Yumurtalık’ın çevresindeki o güzelim evler birer birer yıkılmaya, eksilmeye ve plajı çevreleyen kumsallara gökdelenler yapılmaya başlandı.

Bu yüzden Yumurtalık bir anlamda Tömük sahillerinin betonluğuna gömülmeye başlandı.

Halbuki Mersin sahillerinin beton yığınına teslim edilmiş kötü örnekleri varken daha bakir olan Yumurtalık’da bunlar olmamalıydı. Yumurtalık, daha betondan arındırılmış, eski yazlık ev tipleri ve çadır kampları korunmuş olmalıydı.



Ancak bunlar olmadığı gibi hem temizlik hem de içme suyu yüzünden Yumurtalık’a yıllardır çivi çakılmamış.

Oysa Yumurtalık’ta iki dönemdir aynı belediye başkanı tarafından idare edilmekte.

Fakat halk çok şikayetçi.

Bana fotoğraflar gönderiyorlar, mailler atıyorlar.



Bunlardan birisi Yumurtalık’ın içme suyu sorunu ile ilgili. Sorun önemli ölçüde ASKİ’yi ilgilendiriyor gibi görünüyor ama Yumurtalık’ta yıllardır yerel yönetim de yıllardır alt yapıya hiç yatırım yapmamış. Hiç geliştirmemiş. Sahil çevresinin su ihtiyaçlarını çeşitlendirmemiş, su kaynaklarını çoğaltmamış, bu da sıkıntının bir başka sebebi.

Bir diğer dikkat çeken konu ise Yumurtalık’ta paha biçilmez tarihi eserler işportacılar tarafından tezgah olarak kullanılıyor.



Tarihi eserlerin sorumluluğu Kültür Müdürlüğünde olabilir ama yörenin tarihi ve kültürel zenginliklerini korumak konusunda belediyenin daha etkili olması lazım.

Belediye, bu tarihi zenginlikler işporta tezgahı gibi kullanılacağına buralardaki eserleri toplasa, çevresini düzenlese, arasını çimlendirse ve doğal bir tarihi park haline soksa güzel olmaz mı?

Yumurtalık’ın tarihi ve turistik değeri de böylece gözler önüne serilmiş olur.



Ancak ne yazık ki Allah’ın verdiği birçok doğal güzelliği bir arada barındıran Yumurtalık, ne yazık ki bunlara ters olarak doğru dürüst hizmet almıyor ve bu yüzden bu güzellik de gözümüzün önünde eriyip gidiyor.

Buradan Yumurtalık’ı yıllardır yönetim bir çivi çakmayanlara sesleniyorum; yazık, yarın bir gün sizin de devriniz bitecek  ve Yumurtalık tarihi sizleri hatırlamayacak.



Yumurtalık sahilinde kumlara yazılan yazılar gibi, ilk rüzgarda, ilk dalgada silinip gideceksiniz…

Yok, kalıcı olalım, Yumurtalık tarihinde bizden de bahsedilsin istiyorsanız, her şey bitmiş değil, kolları sıvayın ve hizmet üretin!..