Değerli Okurlar, Kurban Bayramınızı kutlar, sağlık, mutluluk ve aydınlık dolu nice bayramlar dilerim…

Bildiğiniz gibi bayramlar, ulusal ve dini olarak ikiye ayrılır. Bayramın karşılığı neşe ve sevinçtir. Çocukluğumuzda bayramları iple çeker ve ailece çok mutlu birkaç gün geçirirdik.

O zamanlar toplumun hayat standardı çok iyi olmasa bile insanlar mutluydu. Ayrı, gayrı yoktu. AKP iktidarı ile dile pelesenk olan Türk, Kürt, Sünni, Alevi gibi ayrımlar yapılmazdı.

Bir mahallede kimin zengin kimin fakir olduğu bilinmezdi. Öyle ki ancak hava karardıktan sonra mahalledeki fakirlere yardım yapılırdı. Anlayacağınız Genç Cumhuriyet’in kendine has gelenekleri vardı.

SEVGİ ve PAYLAŞIM’a ne oldu ? Yok oldu. Hatta öyle ki toplumun yönetenlere yani siyasilere bile güveni kalmadı. Bu gün milyonlarca işsizin ve yoksulun olduğu bu ülkede, iktidara yakın kesimler birden fazla yerden maaş alıyorlar!

Asgari ücretten dahi vergi alınırken, iktidar yandaşlarına ait yüz milyonlarca vergi borcu siliniyor!!!! Belli müteahhitler “ver Allah’ım ver” derken, Diyanet, garip gurebaya şükretmeyi öğütlüyor!

Büyük şair Tevfik Fikret’in “Han-ı Yağma” adlı şiirinde bir bölüm vardır, onu anımsadım.

“Yiyin efendiler yiyin, bu hân-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!”

Acı olan ise genç kuşağın geleceğe dair beklentileri ve hayalleri yok oldu.

Sorarım size, bu koşullarda ülke olarak bayramı, sevinç ve neşe ile kutlayacak hal kimsede var mı?

Bir de “Milli Bayramlarımız” var. Hani büyük coşkuyla, ellerimizde bayraklar, hep bir ağızdan marş söylediğimiz o güzel günler… Bu iktidarla birlikte bize her gün daha fazla unutturmaya çalıştıkları o milli bayramlar…

Ne yaparlarsa yapsınlar, bu ulusun Laik ve  Demokratik Cumhuriyet’e ve ilkelerine olan bağlılığını yıkmaya güçleri yetmeyecek.

Çünkü bu hayatın, dünyayı yaşanılır kılan;

"İncinsen de incitme" diyen Mevlana'sı,

"Yaradılanı sev, Yaradan’dan ötürü" diyen Yunus'u,

"Dili, dini, rengi ne olursa olsun iyiler iyidir" diyen Hacı Bektaş Veli'si,

"Ne mutlu eğri zamanda doğru yerde durabilene" diyen Pir Sultan Abdal'ı,

"Beni hor görme gardaşım, sen altınsın ben tunç muyum" diyen Veysel'i,

"Kötü insanların türküleri yoktur" diyen Neşet Ertaş'ı,

"Bütün aşklardan yücedir, insanın insanı sevmesi" diyen Mahsuni'si,

"Sana düşman bana düşman,
düşünen insana düşman,
vatan ki bu insanların evidir,
sevgilim onlar vatana düşman" diyen Nazım'ı,

"Çiçek gibi insanların kalbini kırdınız, bahçeleriniz bahar görmesin" diyen Ahmed Arif'i,

"Dağlar, insanlar ve hatta ölüm bile yorulduysa, şimdi en güzel şiir barıştır" diyen Yaşar Kemal'i var…

Yani bu kadim topraklarda kin ve nefret yeşermez.

Her şeye rağmen sevgi yeşerecek.

İyi Bayramlar…