Batı Demokrasilerine bakıp iç çekmemek elde değil. Bu iç çekmenin tek nedeni de oralardaki Demokrasi ve özgürlüktür. Ülkeme bakıyorum, batının o ilkelerinden vazgeçtim, bizdeki siyasetin içinde bulunduğu hal içler acısı. Siyaset ve siyasette kullanılan söylemler canı burnunda olan toplumu iyice geriyor.
Cumhur İttifakı diye adlandırılan yönetim ülkede yaşanan yoksulluk ve yolsuzluklardan bihabermiş gibi davranarak mutluluk nutukları atıyor. Parlamento artık dışlanmış, yargı kararları bile tartışılır hale gelmiştir. İşsizlik ve açlık sınırında olan milyonların sesine kulak veren yok. Sayın Cumhurbaşkanı tasarruf tedbirleri açıklıyor, gelin görün ki “itibardan tasarruf olmaz” diye sarayı ayrı tutuyor. Eğer biz 84 milyon koca bir Türkiye ailesi isek bu tasarrufun en önce aile babamızdan yani sizden başlaması gerekmiyor mu? Siz yapacağınız tasarrufla bizlere örnek olacaksınız. Hani bir söz vardır   ”Anca beraber, kanca beraber”. Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi bile porsiyonları küçültün demekle size de atıf yapmış olmuyor mu? Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik darlık bu yapılacak tasarruf tedbirleriyle ayağa kalkacak gibi değil. Yapılan doğalgaz ve elektrik zamları sonun başlangıcıdır. Bu zamlar daha da artarak devam edecektir. İstifa eden sayın bakan Albayrak ”haklı imiş, sizleri Allaha emanet ediyorum” dedi. Bu söz kolayına söylenecek söz olmayıp, hele hele bu sözü bir hazine ve maliye bakanı söylüyor ve gidiyorsa!..
Değerli okurlar; özellikle Cumhurbaşkanlığı sistemi ile yoksulluk, yolsuzluklar dayanılmaz boyutlara gelirken, Demokrasi ve özgürlüklerin kısıtlanması  ile toplum iyice nefes darlığı çekmeye başladı.
İktidar kanadı böyle, Demokratik kurumların devre dışı bırakıldığı, yoksulluk ve yolsuzluğun her geçen gün dayanılmaz boyutlara gelmesi  karşısında muhalefet ne yapıyor? Genel başkanlar ve milletvekilleri halka gidip dert dinliyor ve iktidarı eleştiriyorlar!.. Arada erken seçim diyorlar… Sonuç ?.. İktidar bu muhalefetten çok memnun.
Muhalefetin değerli genel başkanları; sizlerin halka gidip dinledikleriniz ve sizin verdiğiniz cevaplar orada kalıyor. İçtenlikle söylüyorum bu yaptığınız muhalefetle bu iktidarı sallayamazsınız. Halka gidiliyor, size mikrofon uzatılıyor hepiniz iktidar şunu yaptı iktidar bunu yaptı! Sonuç, yok. Halk diyor ki, muhalefetin gücü ne ki daha bir arada oldukları bile belli değil? Bu durumda iktidarı 2023’e kadar çekeceğiz. En kısa sürede tüm muhalefet liderleri HDP de dahil bir araya gelip birlikte halkın karşına çıkarak, ellerinizi havaya kaldırıp “HALKIM, DEMOKRATİK TÜRKİYE İÇİN, GELİYORUZ” diye haykıracaksınız. Bu iktidarın yaptıklarını halk sizlerden daha iyi biliyor ve sosyal medya da gerçek muhalefeti onlar yapıyor. Bir arada oturup tüm parti ideolojilerinizi ve önerileri bir tarafa bırakıp halkı bu sıkıntılardan kurtarmanın ilkelerini tek tek sıralayıp Demokratik manifesto haline getirmelisiniz. Nasıl bir sistemle Demokrasiyi inşa edeceksiniz onları anlatmalısınız. Bu anlatınızı tüm muhalefet liderleri yine bir arada halka açıklamalısınız.
Halkın karşısına bir meydan toplantısında sahne alıp ellerinizi kaldırın görün o zaman el mi yaman bey mi. Bu birliktelikler tez zamanda sandığı getirecektir.
Sayın genel başkanlar; bu demokrasi birlikteliğinde HDP olmalıdır. O da ülkenin Anayasal bir partisi ve kürt kökenli kardeşlerimizin oylarını temsil ediyor. İktidar ve kalemşorları ne derlerse desinler. Hiç umurunuzda bile olmasın. Soruyorum? HDP iktidara yeşil ışık yaksa ne olur? anında el uzatılır. Peki sizler neden çekiniyor ve birlikte olmuyorsunuz? Onlar çözüm süreci deyip bir araya geldiğinde GÜZEL, muhalefet birlikte olduğunda TU KAKA, hadi oradan!… Eğer tüm muhalefet HDP’yi aranıza aldığınızda bir süre sonra dağdakilerin etkisi kalmayacak. HDP Türkiye partisi olmak zorunda.kalacaktır. Tüm muhalefet bir arada olduğunuzu gören Kürt kardeşlerimizde artık oy verecekleri siyasileri de iyi tartacaktır. Kahrolsun TERÖR, kahrolsun TERÖRDEN yana olanlar!…
Bu ülkeyi hep birlikte kurduk, hep birlikte yaşatacağız.
Halk daraldı artık nefes almakta zorlanıyor. Bir erken seçim olmadan ufukta aydınlıkta görünmüyor.

SON SÖZ: İNSANLIĞIN BEKASI MEDENİYET İLE, MEDENİYETİN AYAKTA DURABİLMESİ DE  ADALET İLEDİR. ELMALI HAMDİ