Bizim “faiz sebep enflasyon neticedir” filminin bu dördüncü çekilişi... İlk üçü insanları daha da fakirleştirip, para kaybettirdi. Şimdi dördüncü defa aynı senaryoyu çekip farklı son umuyorlar.
★★★
Planları şöyle... Faiz düşürülünce kur yükselecek... Bilmiyorlar mı? Her ne kadar “kur yükselişi faiz düşürmemiz nedeniyle değil” deseler de bal gibi biliyorlar.
Kur yükselince ihracat artacak... Neden? Türk malları ucuzlayacak.
Aslında girdi maliyetlerinin dünyada belirlenen fiyatları var. Metaller, kimyasallar, hammaddeler hemen hemen aynı fiyattan işlem görüyorlar.
Peki, girdi fiyatları ucuzlamıyorsa Türk malları nasıl ucuzlayacak? Emek! Dünyada neredeyse en ucuza çalışan işçiler ile yapılan üretimler. Bu sayede düşürülecek maliyetler...
★★★
İthalat azalacak... Nasıl? Türk insanın gelirleri döviz ile ithal edilen malları almaya yetmeyecek. Talep ucuz ürünlere kayacak. Onların da çoğu ithal olamayacak.
İhracatın yanı sıra dünyanın en ucuz tatil destinasyonlarının başında Türkiye gelecek. Orta halli bir turist bile yiyip-içip, konaklayıp maaşının yarısını bile ödemeden tatil yapacak. Bol turist gelecek.
★★★
Haliyle döviz bollaşacak cari açık düşecek. Bunun vatandaşa ne faydası var derseniz, ölmez de sağ kalırsanız 4-5 yıla görürsünüz...
İyi de Türk Lirası değerlenince bu sefer de ihracat mallarımız pahalanmayacak mı? Türkiye’de üretim yerine dışarıdan almak daha ucuz olmayacak mı? Hayda, döndük mü başa?
★★★
Tutmayacak duaya “amin” demekten sıkılmadılar. Dünyadaki gelişmeleri hiç göz önüne almadan şanslarını deniyorlar. Tabii ki tutmayacak! Fakirleşen bir ülke ne kadar yatırım yapabilir hiç düşünmüyorlar. Türk Lirası’nın her daim değer kaybetmesi, Türk insanının sefilleşmeye devam etmesi gerekiyor ki; bu durum devam etsin. Ekonomiyi böyle yönetene de artık kim ne desin?
Bulgaristan bize bakıp bakıp gülüyor!
Hani Türk Lirası, dolara karşı devamlı değer kaybediyor ya... Takvimde sayfaları geriye doğru çevirin 10 Ekim 2008’e gidin... Göreceksiniz ki; 1 Bulgar Levası eşittir 1 Türk Lirası...
Bugün, 1 Bulgar Levası tam 5.68 Türk Lirası... Halimiz bu kadar içler acısı... Dünya lideri çıkıp açıklasa ya bu durumu meydanlarda... Onun tek derdi Bay Kemal ile...
★★★
Öyle çok uzaklara gitmeye de gerek yok. Bundan 30 yıl önce komşumuz Bulgaristan’ın da içinde yer aldığı eski Demir Perde üyesi komünist devletler muhtaç durumdaydılar.
Ekonomileri neredeyse yoktu. En zor bürokratik işlemler bir paket sigaraya hallediliyordu. Şimdi hemen hepsi zenginlikte bizi solladı... Ucuza alışveriş yapmaya bize geliyorlar.
★★★
Gelen geçiyor, giden geçiriyor biz durakta otobüs bekliyor gibiyiz. Savaştan gelen Suriyeliler bile bıktı Türkiye’den Avrupa’ya gitmek için yeniden ölümü göze alıyorlar.
Dünyada itibarı en kötü beş ülkeyi say deseler ilk akla gelen isimlerden biri olduğumuza şüphe yok. Yalnızlaştırılıyor, izole ediliyoruz. Sebep? Şoför kötü...
Bankadaki parayı rezerv sanan Merkez Bankası!
Merkez Bankası’nın rezervinin çok iyi durumda olduğunu hem Erdoğan hem Merkez Bankası Başkanı defalarca dile getirdi. Devleti yönetenleri doğruları söylememekle suçlamak olmaz ama herkes bilmeli gerçeği... Çulsuz kaldım, arkadaşımdan bir ay sonra ödemeye söz verip 1.000 lira borç aldım. Bunun 400 lirasını harcadım. Cebimde 600 lira nakitle dolaşıyorum. Sorana, “param var” diyorum. Var mı? Var! İyi de geri ödeme zamanı gelince bir bakacağım cüzdan eksi 400’de...
★★★
Nitekim Türkiye... Bankaya yatırdığınız her dövizin yüzde 23’ü, altının yüzde 24’ü Merkez Bankası’na emanet olarak gidiyor. Merkez Bankası senin paralarını kendisinin olarak açıklıyor.
Aynı şekilde IMF’den alınan 6.3 milyar dolar, Katar, Günay Kore ve Çin merkez bankalarından emanet olarak alınan paralar da rezervlerin içerisinde... Bankalar ile yapılan değiş-tokuş anlaşmalarını da saydık mı... Al sana rezerv dedikleri yapı...
★★★
Bunlar borç da değil ikili anlaşma... Hesabı kapatmak istesek, hepsini ödesek paramız yetmiyor. Kim neyin havasını atıyor. Kimi kandırıyor? Rezervi artı gösterince Türkiye’nin kredi notları, toplam dış borçları, iç borçları, dünya ekonomileri arasındaki yeri, iflas risk puanı, tüketici güven endeksi, işsizlik ve enflasyon oranları, ortalama kişi başı milli geliri... Bakın hepsi iyileşti! Ne kolaymış değil mi? Tabii lafla peynir gemisi yürüseydi...
