Ekonomi adına çok önemli olduğu sanılan ancak bu saatten sonra sonucu değiştirmekten uzak Merkez Bankası faiz kararı açıklandı.

Yeni başkan Şahap Kavcıoğlu, faizleri gazetesinde “Operasyon çekiyor” diye suçladığı eski başkan Naci Ağbal’ın yükselttiği yerde bıraktı. Hani çok aslanlardı?

★★★

Oysa Naci Ağbal kitapta yazanı yapıyor ve uluslararası kabul edilmiş doğruları temsil ediyordu. Hepsi çöpe atıldı.

Şahap Kavcıoğlu’nun gazetede yazdıklarından alıntı yapalım... Demiş ki: “Kredi maliyetlerinin makul seviyede olması için faiz artışından vazgeçmemiz gerekir.” Peki, bu ne anlama gelir?

★★★

Nitekim “Gerekirse finansal sıkılaştırma yapılabilir” ibaresi Merkez Bankası metninden çıkartıldı. Üç vakte kadar faiz indirimine gidileceği aşikar... Zira zamanlamayı ayarlayamazsa “dolar” köpürüp fena taşar...

Düşündüğü gibi davranırsa faizleri daha da hızlı düşürme çabasına girecektir. Bunun anlamı açık... Döviz kurları yeni rekorlara yönelecektir.

★★★

Sahi faize kesinlikle karşı olan bir yönetim neden yüksek faizi aşağı çekmiyor? Nedeni basit... Elimizde başka silahımız kalmadı... Verdiğimiz çok yüksek faiz bile zor tutuyor doları... Merkez bankaları “bağımsız” olmalı ki, siyasete hizmet etmesin... Ülke bu duruma düşmesin... Bağımsızlık en temelde paranın değerini siyasal iktidarların kısa vadeli çıkarları ve keyfi uygulamalarına feda etmemek içindir...

★★★

Hükümetler gelip geçicidir. Fakat Merkez Bankası ülke ekonomisinin geleceğini hedeflemektedir. Adında “banka” kelimesinin geçtiğine bakmayın. Banka değildir! Karar alma merciidir.

Fiyat istikrarını sağlar, finansal istikrarı takip eder... Ülkenin para politikasını yönetir... Mali piyasaları izler... Düzenleyici tedbirler alır. Kur rejimini ayarlar... Gerektiğinde müdahale eder. Ülke adına altın ve döviz rezervleri biriktirir...

★★★

Zira banka gibi kullanılmaya kalkışılırsa, o ekonomi yolun sonuna gelmiştir. İşte bu sebeple bağımsızlık lüks değil, gerekliliktir! Hani “128 milyar dolar nerede?” diye soruluyor ya... İki önceki başkan Murat Uysal zamanında cayır cayır sattılar bütün birikmişleri... Tam 45 milyar dolar da içeri girdiler... Öyle pasifti ki, gıkını çıkartamadı. Kovulduktan sonra kimse adını bile anmadı!

★★★

Ekonominin durumunu anlamak için nereye bakacaksın? Dolara... Bunu onlar bilmiyor mu? Yerel seçimler öncesi algı oluşturmak adına 25 milyar dolar sattılar...

Bir kere o kapıyı aralarsan arkası gelir... Her yükseldiğine kamu bankaları girdi devreye... Pare pare 70 milyar dolar da eridi o devrede... Para nereden geldi? Merkez Bankası hesaplarına geçti satsın diye...

Hani geçen yaz 2 ay boyunca 6.85’e çıpa atmıştı... İşte orada da bir 30 milyar dolar satıldı... Topla 125 milyar dolar... Aslında çok daha fazlası var... Kimin operasyonu getirdi bizi bu günlere? Onu da bir anlatsalar!


İşsizlik rakamları yine makyajı fazla kaçırdı!


İşsizlik açıklandı. İşsiz sayısı 2021 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre sadece 250 bin kişi artarak 4 milyon 236 bin kişi çıktı.  Bu kadar makyajı kime yapsan güzellik yarışmasında kafaya yarışırdı

Oran bazında yüzde 13.4 seviyesinde gerçekleşti. Seçim tadında işsiz sayımı... Geçersiz işsizler tekrar sayılsa tablo daha da kararırdı.

★★★

Geçerli işsiz sayısını en az ikiye katla! İstatistik Kurumu kırpa kırpa zar zor ulaştı bu rakamlara...

Bu son yılların en kötü işsizliği diyenler var. Yanılıyorlar! Gerçekte bu Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kötü işsizliği...

İstatistik Kurumu’nun işsizlik tanımını değiştirdiğini ve eskiden işsiz sayılanların artık işsiz sayılmadığını unutuyorlar.

★★★

Sorsan, “varlık işsizliği” diyecekler. Soğan, patates dağıtıyoruz, “millette var ki çalışmıyorlar” diye iddia edecekler. Yeniden dengelendik, şimdi şahlanacağız masalları ile buraya kadar!

Bırak şahlanmayı yere yapışmışsın! İşsizlik rakamlarını noktalar, virgüller, yüzdeler ile açıklayınca istatistikten ibaret oluyor. Bir anlamı kalmıyor.

Yüzde bilmem kaç deyince pek çok kişiye hiçbir şey ifade etmiyor. Açıkça ülkede 84 milyon kişi yaşıyor, sadece 27 milyon 477 bin kişi çalışıyor! Nüfusun üçte biri bile değil! Bilmem anlatabildim mi felaketi...

★★★

Özel sektörde yatırım falan kalmadı. Yatırım yoksa ne yapacaksın fazla elemanı? İşsizlik rakamlarının içinde olmayıp, çalıştığı halde aylardır maaş alamayanlar da var. Sözde çalışıyorlar ama patronun maaş ödemeye durumu yok! Yakında onlar da işsizler ordusunda...

“Türk milleti çalışkandır” sözünden geldiğimiz son noktada, Türk milleti çalışacak iş bulamamakta.

★★★

Hani Türkiye’nin koalisyon hükümetlerinin ülkeyi felaket yönetildiği yıllar vardı ya, işte o yıllardan biri olan 2000 yılında işsizlik yüzde 6.5’teydi. Başkanlık sistemi ile gelen istikrar işsizliği katladı.

Şirketler ne zaman eleman alır? Ülkenin istikrara kavuşacağına inanıp büyüme beklentisine güvenirse alır. Bu sayede daha çok iş yapacaktır. Daha çok kazanacaktır. Var mı öyle bir görüntü? Yok!

★★★

Operatör şoför, ağır vasıta şoförü, büro elemanı ve park bahçelerde görevlendirmek için 200 işçi alımı yapacak olan Adana Büyükşehir’e 45 bini üniversite mezunu toplam 52 bin kişi başvurdu.

Rize’deki fabrikalarda işe alınacak toplam 210 işçi için 23 bin kişi müracaat etti.

★★★

Kendi derdimiz yetmediğinde olsa gerek nur topu gibi 4 milyon Suriyelinin yanında Afgan, Pakistanlı, Bangladeşli, Iraklı, Kazak, Özbek, Afrika kıtasından toplamda 6 milyon mülteci besliyoruz.

Bu insanlar hayatlarını nasıl idame ettirecekler? Çalışacaklar! Daha azına, daha fazla ve kayıtsızca... Çıkar Türkü, al mülteciyi... Ne SGK ödersin, ne de vergi... Bu kafayla işsizlik biter mi?