Suriyeli gençler Türkiye’nin sahillerinde nargile içerken bizim gençlerimizin Suriye’de şehit olması insanın içini acıtıyor. Başsağlığı ve sabır dilemekle de geçmiyor. Niçin oradalar sorusuna elle tutulur bir cevap verilemiyor.

Zira askeri, siyasi kararlar benim işim değil... Ben gidişatın ekonomik tarafına bakarım! Duyguları bir kenara bırakırım. Ekonomi cephesinde savaşı kaybettik. Önce size onu bir hatırlatayım.



★★★

Savaş sırasında silah, teçhizat, sevkiyat gibi giderlerin yanı sıra diğer harcama kalemlerinde de artış yaşanır. Bilin bakalım bu para nereden karşılanır?

Ya bütçede var olan para harcanır. Bütçede para yoksa borç aranır. O da yeterli gelmezse para basılır. Önce ekonomi canlanır. Sonrasında yere yığılır! Açıkların kapanması için vergiler artırılır. Maaşlar kısılır.

★★★

Dünyanın en büyük ekonomisine sahip ülkesi Amerika... Neden Suriye, Irak ve Afganistan’dan çekilme kararı aldı?

Bu savaşların Amerika’ya faturası çok kabardı. Dolaylı maliyetler de hesaba katıldığında 4.5 trilyon dolara ulaştı. Eğer Amerika bu savaşlara müdahil olmasaydı yıllık kişi başı 1.150 dolar daha zengin olacaktı.

★★★

Amerikan halkını fakirleştiren savaş Türkiye’ye neler yapmaz? “Bizi Suriye halkı çağırdı” söylemi iyi güzel de, Suriye halkı Türkiye’deyken bizi kim çağırdı? Ya sonrası? Ne kadar sürecek? Hedefimiz ne olacak? Maliyeti kaça çıkacak? Hesaplandı mı?

Dışarıya konuşurken tehdit, içeride ensar-muhacir muhabbeti... Avrupa’nın mültecilere bakmamız için vereceği 3 milyar Euro’yu da vakıflara gönderdik mi... Hazırla kardeşim nargileyi... Köz getir seri! Keyif yapacak Suriyeli...

Ekonominin Diyanet batağı


Her yıl geleneksel olarak Diyanet’in parası bu aylarda biter, ek ödenek ister. Önceki yıllarda eylül ayıydı aslında... Sonrasında ağustos aylarına denk gelmeye başladı paranın bitmesi... Bu yıl temmuza kadar çekildi.

Yedi ayda biten para 13 milyar lira... Saatte 2 milyon 580 bin liraya denk geliyor. Cennete tur yapsan ülkeyi götürür getirirsin. Sonra da aza kanaat etmenin güzelliğinden bahsediliyor.

★★★

İslamiyet’e göre varlığı bile tartışmalı bir kurumda çalışan görevlilerin maaşları belliyken 12 ay için hesaplanan ödenek nasıl 7 ayda bitiyor? Neden yetmiyor?

Diyanet’in beklemediği harcama ne olabilir ki? Bereket versin diyeceğim ama bereket vermedi ki para hiç yetmedi!



★★★

Bütçeden Diyanet’e ayrılan ödeneği böl 83 milyon nüfusa... Kişi başı 156 lira... Dört kişilik bir ailenin diyanete zorunlu katkısı yıllık 624 lira...

Nereye gidiyor para derseniz “Meal Yazım Stratejileri Çalıştayı” adı altında 5 yıldızlı otelde 3 gün boyunca toplantı yapıldı. On binlerce lira harcandı. Strateji iyi de halihazırda yüzlerce meal varken başka bir bahane bulunamadı mı?

Balona parayla yaklaşmayın!


Dünyanın gelişmiş ekonomilerinde salgın nedeniyle piyasalar krize girmesin diye o kadar çok para basıldı ki; koca bir balon oluştu. Sanal değerle reel değer arasındaki farkın sanal olanın lehine büyümesine balon deniliyor.

Apple’ın borsada piyasa değeri 2.5 trilyon dolara kadar yükseldi. Size bu parayı şöyle anlatayım, Türkiye’nin dış borcu 450 milyar dolar... Apple’ın piyasa değerinin beşte biri kadar. O kadar parayı bir yerden bulsak Türkiye gerçekten uçar.



★★★

Dünyada hiçbir şirketin değeri bu kadar olamaz. Oldu işte! Nasıl? Menkulü satın alanlar, bunları daha pahalıya satarak para kazanacaklarına inanıyorlar. Onlardan satın alanlar da öyle...

Artık psikoloji öyle bozuluyor ki, satan pişman olup gidip daha pahalıdan aynı malı satın alıyor. O ondan, şu bundan derken kendi kendini besleyen bir sistem oluşuyor.

★★★

Fiyatların yükselmesinin temel nedeni yaşanan sürü psikolojisiyle gerçekçi fiyat biçmenin mümkün olmamasından kaynaklanıyor.

Balon denince insanın aklına gelen, üfledikçe büyüyen ince plastiğin en sonunda aniden patlaması olsa da başka bir yolu daha var. Şişmiş balonu artık üflemeyip arkasını açık bırakınca hızla uçarak havasını kaybetmesi ve sonunda yere çakılması...

Kısaca balonlar illa patlayacak diye bir şey yok. Süreç içerisinde havasını da kaybedebilir. Aman ateşle yaklaşmayın, siz siz olun buralara bulaşmayın.

İmza: Bir dost...