Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, kendisinden önceki başkan Naci Ağbal’ı, yazarı olduğu gazetede faizleri düşürmediği için neredeyse “hain” ilan ediyordu. Gazete “Bu operasyonu kimin adına çektiniz?” manşeti ile çıkıyordu.

Ee sonra ne oldu? Göreve geldiğinden beri üç toplantı yaptı. Faize dokunamadı. Kımıldamadığına göre biri çıkıp “Şahap dış güçlerin maşası” dese... “Ekonomiye operasyon mu çekiyorsun?” diye sorsa... Yüzü kızarmayacak mı?

★★★

Yanlış anlamayın doğru olanı yaptı. İyi de en azından boşuna suçladığı eski başkandan kamuoyu önünde “özür dilemesi” gerekmez mi? Yapamaz! Normal şartlarda bu etik davranışı yerine getirmesi için bile izin alması gerekir. Bu durumun gerçekleşmesi yapılan hatanın kabulü anlamına gelir.

★★★

Kendisini o makama atayan Erdoğan, temmuz veya ağustos ayı gibi faizlerde indirim beklediğini belirtti. Nitekim yayınlanan bültende “Krediler ve iç talepte yavaşladık. Enflasyon da yavaşlayacak ve faiz indirimi gelecek” mealinde cümleler sarf edildi.

Enflasyonu açıklayan İstatistik Kurumu kendisine verilen emri yerine getirip kağıt üzerinde düşürünce, Merkez Bankası da faizi indirecek fırsatı Ağustos ayı gibi bulacak. Burada kritik nokta, sonrasında ne olacak?

★★★

Deneme-yanılma yöntemi ile yönetilen bir ekonomi... Sebebi saray-faiz ilişkisi... Ekonomi dahisi ya kendisi...

Ülke ekonomisinin mevcut hali ne faiz indirmeyi ne faiz yükseltmeyi kaldırabilecek durumda... Nitekim faizi indirsen dolar patlayacak. Faizi yükseltsen Erdoğan kovacak.

★★★

Yüksek faizin maliyeti vatandaşa... Yüksek dolar kurunun maliyeti yine vatandaşa... Biri düşse yukarıda diğeri... Nedir bunun sebebi?

Geçen yıl da benzerini yaptılar. Kendi yalanlarına inandılar!  Aylık yüzde 0.49 faiz ile kepçe kepçe kredi dağıttılar... Şimdi o parayı bankaya yatırınca yıllık yüzde 19 faiz veriyorlar!

Buna “görev zararı” deniliyor. Kimse cebinden de vermiyor. Cezayı vatandaş çekiyor, vergileriyle ödüyor.

★★★

Ekonomi aynı zamanda psikolojidir... Merkez Bankası Başkanı’nın piyasalarda kredisi sıfırdır... Kimse tarafından güven duyulmamaktadır. Yapılacak her hata onun hanesine yazılacak ve işler olması gerekenden de beter olacaktır.

Ülkede tasarruf eksiği var. Yatırım eksiği var. Rezerv eksiği var. Yönetim eksikliği var. Yapılan hamlelerin hiçbiri onların yerine geçmeyecek.

★★★

Oysa problemin para politikası kararlarından daha büyük olduğunu Sedat Peker’in videolarında da mı anlamadılar? Ülkede düzgün kalabilmiş hangi kurum var?

Ayın 26’sında ne işe yarayacağı belli olmayan, sadece birilerine para kazandırmak amacıyla kazılan Kanal İstanbul’un temeli atılacak. Türkiye ekonomisinin neden düzelmeyeceğini görmek için sadece bu hamleyi analiz etmek bile yeterli... Laf kalabalığı gerisi...