Şöyle bir resim çizeceksin... Yüksek borç, kredi batıkları... Azgın faiz, berbat enflasyon, cari ve bütçe gibi çifte açığının yanı sıra bitmiş cephane... Can çekişen turizm ve düşen gelirler...

Birden duracaksın soracaksın kendine... Neden bu düzen böyle? Şuraya da bitmeyen bir savaş ve milyonlarca mülteci çizip tabloyu tamamlayalım.

Gelen dev dalganın önünde fırtınada kalmış muhteşem bir gemi resmi oldu. Gerisi hayal gücünüzün eseri...

★★★

Alışılmışın dışında bir dönemden geçiyoruz. Aslında böyle bir dönemi gözlemek, derbi maç seyretmek gibi... Neler olabileceğini kestirmek çok zor.

Hem içeride hem dışarıda işler arapsaçına dönmüş durumda. Tam bir kısırdöngü... Sorunlar üst üste biniyor... Bu durum belirsizliği ve kırılganlığı her geçen gün artırıyor.

★★★

Zira şapkada tavşan kalmadı! Krediler harcandı... Teşvikler dağıtıldı... Borçlar katlandı... Ekonomide sözde büyüdük lakin gelirler azaldı... Hepimiz fakirleştik... Batan battı. Kalanlar yan yattı. Peki niye yine algı çalışmalarını başlatıldı?

Ekonomide önemli olan hikaye, beklenti yaratmak ve bunu pazarlamaktır. Bizde peydahlanmış beklenti ne?

★★★

Kendinizi parası olan işadamı yerine koyun. Ne yapacaksınız? Yatırım yapıp işi büyütseniz, paralar geri dönmeyecek...

Kredi ile yatırım yapsanız, faizler yüksek... Yaptığınız yatırımın, yatırdığınız paranın size maliyeti her geçen gün daha da artacak.

Milli ve yerli sermaye bitince soluğu Avrupa’da, Amerika’da alıp “Gelin, bize yatırım yapın” diyoruz. Kimse de olumlu cevap vermiyor.

Yıllarca “Ekonomiye dışarıdan müdahale var” diyenlerin dışarıdan gelecek yardımı beklemesi komik oluyor!

★★★

Türkiye’nin mevcut sistemle gelip gelebileceği yer burası işte... Diyorlar ki,  Türkiye, 20 yıl önceki Türkiye ile aynı değil...

Nasıl olabilir? Tabii ki olmayacak. Teknoloji ilerledi, dünya değişti. Türkiye’nin yerinde sayacak hali yok ya! Mısır da gelişti, Peru da, Uganda da... Hele eski demir perde ülkeleri... Hepsi bizi geçti!

★★★

Sahi, hani referandumda “Evet” çıkınca zengin oluyorduk? Olmadı mı o iş? Kandırıldık mı? Ya başkanlık sistemi? Hız demekti... Her sorunu halledecekti.

Bunları bırakalım, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ekmek kuyruğu görmemiş İstanbul’da yaşanan sefalete gözlerimizi kapayıp Kanal İstanbul’u konuşalım. Paşamın istediği başka bir konu varsa peçeteye yazsın yollasın... Onu araya sıkıştıralım!