Türk Dil Kurumu’nun (TDK) atasözleri ve deyimler sözlüğünde “Atma Recep din kardeşiyiz” deyimi yer alıyor.

Deyimin anlamı ise çok manidar... “Söylediklerin hep yalan, abartma ancak biz bunun farkındayız anlamında kullanılan bir söz” şeklinde yer alıyor.

Her şeyden önce ayıp... TDK ne yapmak, nereye varmak istiyor? Kınıyorum kendilerini... Acilen değiştirilmeli...

★★★

Çıktı, ciddi ciddi; “Her bir vatandaşımızın hayat kalitesini hiç olmadığı kadar yükseltirken, dünyaya bakışını genişlettik” dedi. Dedikleri doğruysa hanginiz aldı benim yükseltilmiş hayat kalite mi?

Nasıl da inanmışsam bir ara “Yoksa ben her bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değil miyim” diye sorguladım kendimi... Pasaportumu kontrol ettim nerenin vatandaşı olduğumdan emin olmak için...

Oturdum düşündüm, acaba dili sürçtü de, “her bir yandaşımızın” mı demek istedi? Yine de bana biraz abartı geldi. Çok yükseldiği için gözden kaybolmuş olabilir mi?

★★★

Hayat kalitesi seviyemizin tavanı önceden de dediği gibi “buzdolabı” olmalı... Göründüğü gibi olan... Gücünü milletten alan... “Her eve bir buzdolabı giriyorsa demek ki bir refah seviyesi var” diyerek çağımızın ötesinde bir çıkış yapmıştı.

Neyimize yetmiyordu buzdolabı? Bizim gibilere fazla bile vizyonun bu kadarı! Dinlerken bile mutluluktan süzülüyordu gözyaşları...

Boşuna örnek verip dil döküp ikna etmeye çalışmayın. Kimler denedi olmadı! Ya gülüp geçeceksin ya sinirden ağlayacaksın...

★★★

Hele “dünyaya bakışını genişlettik” önermesi... Gençler ülkeden umudu kesince, kapağı nereye atsam diye düşününce araştırdıkları ülkelerin gelirleri, yaşam standartları, vatandaş olma şartlarını öğrenmeleri sayesinde genişledi haliyle...

Son zamanlarda markete gitti mi? Gittiyse illa görmüştür alarm takılan peynirleri... Giren müşteriye parasızlıktan gıda maddesi çalacak potansiyel hırsız muamelesi... Yemişim böyle hayat kalitesini...

★★★

Ülkede işi olan köle niyetine çalışıyor. Çinlilerden bile düşük maaş alıyor. Anlatsana bana hayat kalitesi deyince neyi anlıyor?

Yaşanan salgın dönemiyle de alakası yok. Kaçınılmaz olarak bugünlere gelinecekti. Salgın sadece süreci hızlandırdı üzerine tuz biber ekti.

★★★

Tüketici kredilerinde toplamı 674 milyar lira... Kredi kartlarında toplam tutarı 142 milyar lira... Kasım ayı itibarıyla toplamda 816 milyar lira... Döviz bazında 110 milyar dolar civarında... Herkesi sallasan çıkmaz o kadar para...

Borçlarını zamanında ödeyemeyip takibe düşenlerin sayısı yine Kasım 2020 itibarıyla tüketici kredilerinde 2.3 milyon, bireysel kredi kartlarında 2.4 milyon kişi... Sadece bireysel krediler... Hayat kalitesi yükseldiği için borçlanmayı seçenler!

★★★

Ayrıca bunlar resmi rakamlar... Borç işinin daha senedi var, çeki var, vergisi var, sağlık sigortası var, suyu var, telefonu var, kasabı var, bakkalı var, arkadaşı var, tefecisi var, akrabası var... Var da var...

Artık biz Angola vatandaşları tuzu kuruları izleyip iç çekeceğiz... Dünyaya bakışlarını ibretle seyredeceğiz... Keşke bir gün bizim ülkenin başına gelse de hayat kalitemizi yükseltse... Sahi Angola nerede?