Ankara Ticaret Odası Başkanı, televizyona çıkıp 2023 yılında Türkiye’nin dünyada ilk 10 ekonomi arasına gireceğine inandığını söylüyor. Girerse ben istifa etmeye hazırım... Ya kendisi?

Belli ki hesap bilmiyor! Sahi hesap makinesi bile kullanamayanlar o koltuklarda nasıl oturuyor?

İlla dikkatinizi çekmiştir. Ülkede koltuk sahipleri sürekli bir yağ çekme derdinde... Birilerinin önderliğinde destan yazma, coşma, kıskandırma, kabına sığmama halinde... Lebalep dolu salonlarda bunu haykıranlarla el ele...

★★★

Vatandaşı da farklı sanki... Sokakta “Açım” diye bağırıyor. Vali çağırıyor. “Açım demedim aşım dedim, aşı olmaya geldim” tadında eveliyor, geveliyor lafı çeviriyor!

Teyze aç mısın değil misin? İlgiye açsan o iş halloldu... Zaten askerde oğlu... Ne yapacak bir başına... Devlet çağırınca tabii ki korktu! Ben de olsam “Açım demedim, aşığım dedim” derdim.

★★★

Art arda fantastik açıklamalardan sonra bir de gerçeklere bakıyoruz, fena çakılıyoruz. Hiç kimse aç değilse memlekette ne güzel işte... Güzel kardeşim siz hiç mi alışveriş yapmıyorsunuz? Geçen yıldan daha fazlasını alabiliyor musunuz? Eee? O zaman mutluluk vasıtanız ne?

Enflasyon yıllık yüzde 15... Bu ne demek biliyor musunuz? Geçen yıl kazandığın 1000 liranın alım gücü bugün 850 lira... Bir yılda kazandığın paranın yüzde 15’i uçtu, gitti... Fakirleştin...

Lakin Ay’a gitme hayali kadar gündem olmuyor. Saçma sapan bir uzay yolculuğu derdi sardı koca ülkeyi... Enflasyona kimse gıkını çıkarmıyor!

★★★

Peki, enflasyon düşer mi? Mayısa kadar düşmeyeceği aşikar... Yıllık enflasyon tüketici fiyatlarında yüzde 15, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 26 da... Üretenler zararına, babasının hayrına satmayacaklarına göre, bu fark bir yolla kapanacak...

Büyümeyi sahteden canlandırmak için verilen parasal destek, üretimi artırmayıp tüketimi artırıyor. Hükümet yetkilileri bile “Milyarlarca liralık ucuz krediyi dağıtmasaydık, fabrikalar kapanıp, insanlar işsiz kalacaktı!” diyor. İthalat arttı, nasıl görülmüyor?

★★★

Bu kadar para dağıtıldığı halde işsiz sayısı 10 milyon kişinin üzerinde... Bu yıl ne olacak? Şirketlerin birçoğu makinaya bağlı yaşatılıyor. Fişi çekince faaliyeti duracak. İşte o zaman kıyamet kopacak. Bakın, son 18 yılda yapılan revizyonla kişi başına gelirimiz artış gösterdi. Sanal bir artışa gidildi. Gerçekte öyle bir para cebe mi girdi? Şöyle anlatayım; aslında gelirimiz 1998 yılından da daha aşağıya geriledi.

★★★

Zamları baskıla, iflasları baskıla, şirketleri baskıla, batık kredileri baskıla... Bunları da hep halktan sakla... Yanlış istatistikler açıkla... Bir yerden patlayacak en sonunda... Sorsan, büyük oyunu bozuyorlar akıllarınca...

Ne olacak uyanınca? Yıllardır uyanamadılar, şimdi mi uyanacaklar? “Bu tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye boz ala boz başlı dış güçler dadanmış” derler... Ninni söylerler... Uyuturlar yine...