Açıklanacak “ekonomi reform paketi” hakkında gelen duyumların tamamı yeni vergilerden oluşuyor. Koysunlar adını “milli irade ek vergisi” kim itiraz edebilir ki?

Vergileri kökleyerek ekonomiyi düzeltebileceğini sanmak cahillik değilse, konudan hiç nasibini almamak demek...

★★★

Sahi ekonomi iyiyse neden yeni vergiler getiriliyor? Bilakis indirim yapılması gerekmiyor mu? Hadi itiraf et, rahatla... Ekonomi iyi değil galiba...

Hadi biz yemedik de, bari yarasa devletime... Yine de büyük açık var bütçede... 2020 yılı boyunca ne ödediysek yetmedi, masayı süpürdü, sildi... Bu yıl kaldığı yerden devam etti. Sahi basılan milyarlarca lira nereye gitti?

★★★

En çok konuşulan ikinci el otomobillere getirilecek vergi... Bizzat arka koltuğa oturacak sanki... Aracı alırken ayrı, benzin alırken ayrı, geçmediğimiz yoldan, köprüden, tünelden ayrı, arabanın muayenesinden apayrı para kesiyorlar. Ama bu onları kesmiyor!

★★★

Parasız kalınca eski pantolonların cebine bakan çulsuza çevirdiler memleketi... İliğini sömürün milletin! Nefes aldırmayın... Müstahak bize...

Gaz bulduk diye sevindik. Boruyu denize döşeyeceklerine vatandaşın cüzdanına döşediler. Yine doğalgaza zam bindirdiler. Ne fark eder? Acımadan vurun kırbacı, ancak öyle anlarız sancıyı...

★★★

Kuru ekmekten fazlası lüks bu ülkenin vatandaşlarına... Aziz milletimiz seçti bu günleri yaşamayı... Doya doya yaşayalım iyice... İleride okullarda okuturlar ders niteliğinde...

Bu millete daha çok vergi getirmek gerek... Vatandaşın ızgarasını yaptınız ama inanın asıl külbastısı daha lezzetli gelecek...

★★★

Sözde ödediğimiz her kuruş vergi bize yol, su ve elektrik olarak dönüyor. Ne hikmetse yola, suya, elektriğe hem ücret hem de vergi ödüyoruz. Ödediğimiz vergi bile dönüp dolaşıp yine bize vergi çıkarıyor.

Sahi “Türkiye dip değil pik yapıyor, bu çıkışı nasıl görmüyorsunuz” denilirken, nasıl bu hale düştük birden? Yoksa hep mi buradaydık zaten?

★★★

Ülkenin bir bütçesi var. Harcamalarını oradan yapar. O bütçeyi doldurmak için vatandaşından vergi toplar. Yetmezse borç alır. Borçları kapatmak için vergileri artırır.

Bir başka anlatım şekliyle devleti yönetenlerin harcadıkları paralar milletin ödediği vergiler. Yapacakları borçlanmalar milletin sırtına yükledikleri yükler.

★★★

Cebine girmediği için görmüyorsun ama...  Senin paranı harcıyorlar kısaca...

Gelen her vergi toplumun keyfini kaçırır, refahını azaltır. Eğer toplanan vergi artmazsa ülkeyi yönetenlerin rahatı ve keyfi kaçar... Gönlünce para harcayamaz, yandaşları yeteri kadar doyuramaz.

“Biz bu millete efendi değil hizmetkar olmaya geldik” demişti... Efendinin durumu belli... Hizmetkarlığı keşke biraz da millet deneseydi...


Türkiye’de çok zengin olma rehberi


Vakit daralıyor ya, nasıl yiyeceklerini şaşırıyorlar kalan zamanda... Ulaştırma Bakanlığı “davet” usulüyle gerçekleştirdiği ihaleleri alan şirketlerin yurt dışından buldukları borcun Hazine tarafından üstlenilmesini öngörüyor...

Madem borcu üstleniyor, neden kendi yapmıyor? Hadi kredi bulabilmesi için kefil olur, anlarım... Borcun direkt Hazine tarafından üstlenilmesi nedir? Aslında iyi fikir!

★★★

El-alem paranın altında kalsın ben yazayım, siz okuyun... Tamam, siz yazıyı hobi olarak yine okuyun ama en azından oturmakla zengin olunmaz... Kalkın, iş kuruyoruz!

Tutarsa paraya para demeyeceğiz. Ortak olacak param yok mu diyorsun? Düşünme! İşin orasını, bende...

★★★

Siz bu milyar dolarlık köprüleri yapanların cebinden milyar dolarlar mı çıkıyor sanıyorsunuz? Çıkmıyor güzel kardeşim... Bizim de çıkmayacak...

Devlet hem finansmana, hem proje riskine kefil olacak. Yüklenici risksiz... Yüklenici kim? Artık biziz!

★★★

Ben birkaç yalaka yazı yazacağım gerekli arkadaşlarla tanışacağım... Gerekli güveni tesis ettik mi? Ettik! Sonrası kolay...

Hemen bir şirket kurup, devlet ihalelerine gireceğiz. Öyle küçüklere değil, kallavi olanlara... Köprü olur, yol olur, okul olur, hastane olur, hava alanı olur... Bakın önümüzde Kanal İstanbul gibi bir fırsat var. Onu kaçırırsak yazık olur.

★★★

Diyelim ki Yozgat’a boğaz köprüsü yapacaklar. Hop oradayız. Bize ne boğaz varmış, yokmuş... Bundan sonra alacağımız ihalelere bakarız.

Kim ne veriyorsa bir fazlasını vereceğiz. Azaltma şeklindeyse iki azını teklif edeceğiz. İhale şartnamesini okumamıza bile gerek yok. Gerekirse bize göre değişiklik yaparlar zaten.

★★★

Yapmazlarsa bile kardayız ama ihale değişikliğine göstereceğimiz emsal de var. Bakınız İstanbul Havalimanı... İhaleden sonra defalarca değiştirildi şartname... Kimsenin gıkı çıktı mı?

Kimse parasını verip geçmiyor mu yapacağımız Yozgat Boğaz Köprüsü’nden? Örnek olarak göster kimsenin kullanmadığı Zafer Havalimanı’nı, al paranı...

★★★

İhaleyi kaptık mı? Vakit kaybetmeden kamu bankalarına gidip aldığımız ihaleyi teminat gösterip başlangıç kredisi rica edeceğiz. Bilmem kaç yıl ön ödemesiz olacak. Onlar bu işlere çok meraklı...

Sonuçta kendimize mi yapacağız? Bu millet için yapacağız! İşimizi beğenmeyen olursa “Bu millete hizmet etmemize engel olamayacaklar” deyip üzerlerine atlayacağız... Deh!

★★★

Kaptık mı krediyi? Ver taşerona kaporayı, vursun kazmayı... Şimdi sıra büyük kredide... İki, üç yabancı bankayı yetkilendir, çık uluslararası platforma, milyar dolarlarca kredi iste...

Nasıl olsa arkamızda Türkiye Hazinesi’nin garantisi var. Ya da biz hiç uğraşmayalım... Krediyi de Hazine bulsun hatta ödesin bizim adımıza... Artanı versin bize...
Yani bize değil, millete! Aman diyeyim diliniz sürçmesin...

★★★

Kredileri, ilk yılları ödemesiz almadık mı? Sonrasında devlet bize, biz krediye, artan cebimize şeklinde devam edeceğiz yola... Tabii fikir benim olduğundan size oranla biraz fazla almam normal...

Battık diyelim... Borç Hazine’nin... Bize ne? Hadi hayırlısı, dağılın ben size haber göndereceğim...