Merkez Bankası Başkanı konuşma sıklığıyla değme sanatçılara taş çıkardı. Bu sefer programı dahilinde ekranlardaydı... Konu; enflasyon toplantısı...

Yine bir şeyler anlatmaya çalıştı zira kimse bir şey anlamadı. Ne dediğine değil, ne demek istediğine dair tartışmalar yapıldı.

★★★

İşin enteresan tarafı, canlı yayında sorulan soruların cevaplarını kağıttan okumasıydı. Soruyu soranlar yandaş, candaş takımdan da değildi... Bildiğiniz ekonomistlerdi... Bunun anlamı çok açık... Ne sorarlarsa sorsunlar aynı cevapları verecekti. Joker gibi... Alakalı veya alakasız olması önemli değildi!

Aslında güzel stratejidir... Üniversitede ben de sıkça uygulardım bu kadim taktiği... Finallerde soru bilmediğim yerden geldiğinde kağıdı boş bırakmaz, ne biliyorsam onu yazardım.  Koskoca Merkez Bankası’nın da aynı yöntemi uygulayacağı kimin aklına gelirdi? Boşuna demiyorum, üniversiteden al başarılı bir genci, daha iyi yönetmezse bırakıyorum ben bu işi...

★★★

Sene sonu için yüzde 9.4 olarak açıkladığı enflasyon tahminini yüzde 12.2’ye çekti.  Zahmet etti... Sahi neden revizyona gitti?

Enflasyonu açıklayan kurum bağımsız mı? O zaman elini neden korkak alıştırdı? Verirsin siparişi, çıkartır istediğini... Bugün de inananı yok. O gün de olmayacak.  Eğer enflasyon suni olarak indirilecekse faizler de prematüre olarak aşağı çekilecektir. Bu Türk Lirası’nın değer kaybetmesi, doların yukarı gitmesi anlamına gelecektir. Döviz rezervleri neredeyse 2020 Mayıs ayından bu yana net olarak eksi bakiyede... Ne kadar gider böyle?

★★★

Şu anda Merkez Bankası, 60 milyar dolarlık eksi rezervini kapatmak için hangi kurdan depoyu doldurmayı planlıyor acaba?

Bugünden itibaren tek ciddi döviz geliri reeskont kredilerini biriktirmeye başlasa... Hilafsız en erken 3 yıl sonra ancak rezervini sıfırlar... Sonrasında biriktirmeye devam etse 2030 yılı gibi “Rezervlerimiz var” diyebileceğimiz bir seviyeye dahi ulaşabilir. Ülke ekonomisini nasıl berbat etmişler, işte bu tablo onun resmidir...

★★★

İyi de bir yıl içinde ödememiz veya çevirmemiz gereken 192 milyar dolar borcumuz var. Döndürmeye çalışsak nasıl olur?

Pegasus Hava Yolları itibarlı bir kuruluş... Çoğu şirketten daha iyi oranlarla borçlanabiliyor. Nitekim 300 milyon dolar tutarında borçlanmak için Eurobond ihracına çıktı. Dolar bazında yıllık yüzde 9.25-9.5 aralığında faiz faturası çıktı.

★★★

Bunun anlamı, borcu ödemeyelim de döndürelim derse şirketler pavyonda hesap ödemiş TIR şoförüne dönecekler. Ödedikleri faiz kadar dolar bazında para kazanabilecekler mi peki? Zor!

Hadi şirketin kasada yeterli parası var. Böyle bir maliyet altına girmek istemiyor. Ne yapar? Piyasadan toplar ve öder... Sahi piyasada böyle bir dolar arzı var mı? Yok! İşte o zaman kurlar yine yukarı atar.

“Ne alakası var bunların başkanın konuşmasıyla” derseniz, anlattıklarını çok anlamadığım için ben de bildiklerimi anlattım. Merkez Bankası Başkanı yapar da ben yapamaz mıyım?


Dünya plastik çöpünü Türkiye’ye atıyor!


Türkiye’yi dünya lideri yapacaklarını söylemişlerdi ama ne yalan söyleyeyim “çöp” konusunda olacağı hiç aklıma gelmemişti.

Çevre duyarlılığı ayağına plastik poşeti vatandaşlarına 25 kuruşa satıyor ama dünyada ne kadar “plastik çöp” varsa alıyor koşa koşa...

★★★

Sadece 2020 yılında Avrupa Birliği ülkeleri ve İngiltere’den toplam 659 bin 960 ton plastik çöpü getirdik topraklarımıza...

Peki, Türkiye nasıl dünya devi oldu çöpte? Önceleri Çin alıyordu bu plastiklerin kallavisini... “Dünyanın enayisi ben miyim?” deyip 2018 yılında yasakladı...

Diğer dev Malezya da Çin’i örnek alıp azalttı... İki yıl içinde çöp alımını tamamen bitirmeyi hedeflediğini açıkladı.

★★★

Haliyle Avrupa ve İngiltere bu plastik çöpleri bir yere kakalayacaktı. Her alanda dünya liderliğine oynayan güzel ülkem bu açığı kapadı!

Sadece onlar olsa iyi... Irak, Tunus, Tayland gibi ülkelerden bile plastik çöp ithal ediyoruz. Son 16 yılda plastik atık ithalatımız tam 173’e katladı...

★★★

Her Allah’ın günü 213 kamyon dolusu plastik ülkemize boşaltılıyor. Daha büyük kötülük nasıl yapılır aklım almıyor! Buna karşı çıkmayana hala insan deniliyor.

Sahi Avrupa neden kendi dönüştüremiyor da bize yolluyor? Bizim teknolojimiz onlardan daha mı iyi? İlla vardır bir sebebi...

★★★

Sanki kendi çöpümüzün tamamını geri dönüşümde kullanabiliyormuşuz gibi gemilerle balya balya plastik çöpler getiriliyor.

Peki, kimler getirtiyor? Atık plastikler hangi işlemlerden geçiriliyor? Geri kazanımda nerelerde kullanılıyor? Yok! Ticari sır! Kamuoyundan gizleniyor.

★★★

Uluslararası Science dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, Türkiye plastik atıkları geri dönüştürme konusunda en başarısız ilk 20 ülke arasında...

OECD verileri Türkiye’nin çöpünün sadece yüzde 1’ini geri dönüşüme yolladığını, gerisini ise katı atık sahasına gönderdiğini söylüyor.

★★★

Bizim kaynaklarımıza göre dönüşüm oranı yüzde 15 ama çoğunu kâğıt ve türevleri oluşturuyor.

Ayrıştırma işlemi için harcanan enerji ve bu işlemin yol açtığı çevre kirliliği aslında elde edilen kazançtan daha fazlasını götürüyor. El-âlem bu sebeple ellerinde ne varsa bize yolluyor.

★★★

Çevre ve Şehircilik Bakanı hedefin “sıfır atık” ithalatı olduğunu falan anlattı. Sözde alım kotası azaltıldı. Oysa ithalat daha da arttı.

Çevre örgütü Greenpeace bile dayanamadı, “Türkiye plastik çöplüğü olmasın” kampanyası başlattı.

★★★

Nitekim Türkiye sahilleri tüm Akdeniz’in en kirlileri... Su değil sanki mikro plastik denizi... Esas ilginci Türkiye’de satılan 16 farklı markanın sofra tuzu örnekleri incelendi... Tamamında mikro plastik bulundu.

Millet ekmeğinin derdinde... Plastiğiyle, çöpüyle mi uğraşacak? Kafayı kaldırdığında emin olun çok geç olacak.