Türkiye kağıt üzerinde yüzde 7 büyüme açıklayınca, “dünyada parmak ile gösterilen ülke” olduğumuz söylendi. Tabii hangi parmakla gösterdikleri de önemli!

Mesela başparmak... Değişik manaları vardır. Romalılar için aşağıyı göstermesi ölüm, yukarıyı göstermesi kalım demekti...

Yandaş için ise yukarı doğru hamle, ihale bizde... Aşağı doğru olunca ihale bir diğerinde...

★★★

İşaret parmağını ağıza dik bir şekilde götürmek “sus” demektir. Türkiye’de hastanelerden çok adliyede kullanılması, kimsenin hiçbir şeye ses çıkarmaması açısından oldukça önemli bir görevi yerine getirir.

“Parmakla gösterme, ayıptır” der büyükler... İşaret parmağı bize dönükse belli ki ibret için gösteriyorlar boşuna sevinme. Bak ne hale geldi koca ülke!

Dünya parmağı ile Türkiye’yi işaret ediyor ya... Muhtemelen, “Bu ülkenin bize 450 milyar dolar borcu var” diyor. Aldığı borcu boşa harcadı, parayı betona gömdü, tüketime aktardı, yandaşa dağıttı, ihale verdi, lüks harcamalar yaptı...  Şimdi ekonomisi yan yattı. Ekonomisi dünyanın en kırılganı... Kim? Aha işte bu ülke!

Parası en hızlı değer kaybeden, faizleri en hızlı yükselen, enflasyonu dünyada en kötülerden, cari açık veren, yolsuzluğu olağan karşılayan, çamura batmış bir anlayışı olan, her geçen gün daha da fakirleşen ülke hangisi? Türkiye!

Çocuğum dedik ya yapma! Parmakla gösterme...



★★★

Orta parmak; dilsiz alfabesinde “boş konuşuyorsun” anlamındadır. Batı kültüründe karşındakine göstermek kavga sebebidir... Yandaş haber kanalları boş muhabbetin şahikaları... Aralarında zaping yaparken kullanılabilir.

En tehlikelisi yüzük parmağı... “Anlaşalım mı” demek anlamı...

Hayatınızın bir döneminde biri o parmağından çıkarttığı yüzüğü halka gösterip “bir gün duyarsanız ki; çok zengin olmuşum, bilin ki haram yemişim” derse arkanıza bakmadan kaçın...

Anlaşalım, ayağına altınızdan donunuzu alacaktır, uzak durun yaklaşmayın!

★★★

Serçe parmağı, iddiacı kimliğin kanıtı... “Var mısın, Kanal İstanbul yapılacak, yerli otomobil 2022 de yollarda olacak” diyen biri bu parmağı gösteriyorsa fırsatı kaçırmayın...

Halay çekmek istiyor da olabilir. Hemen atlamayın! Önce halay başı yaparlar. Sonrasında halayın başı küçükken, ezilmeli deyip üzerinize çullanırlar. Malınıza mülkünüze konarlar!

Makul süre nedir?


Erdoğan, ülke başkanlık sistemine geçtiğinde, “Makul süre içinde her şey düzelecek. Piyasalar rahatlayacak. Hiç korkmayın, hepsi geçecek” demeci vermişti.

O gün direkt aklıma Tarkan’ın; “Gel gel gel güzelim, gel hiç acımayacak” şarkısı gelmişti. Herhalde dedim yeni bir şey keşfetti? Aradan üç yıl geçti. Makul süre dediği acaba neydi? Bana pek makul gelmedi?

★★★

Sahi ne hedefleniyor? Peki, hedefler nasıl gerçekleşecek? Nasıl düzelecek, ne gibi tedbirler alınacak, ne kadar kemer sıkılacak? Halen hiç biri yok!

Henüz Resmi Gazete’de matematiği değiştirecek bir kararname yayınlamadıklarına göre hâlâ 2 kere 2, dört ediyor. Peki matematik bize ne diyor? Sonucu değiştirecek hiçbir şey yapmadın!

Esas domino etkisi şimdi başlıyor. İktisadi gerçekler yolun henüz başında olduğumuzu gösteriyor. Maalesef bu acı süreci yaşayarak görmemiz gerekiyor.

S-400’lerle patates taşımaya izin var mı?


En büyük merakım bugün Erdoğan ile Joe Biden’ın yapacağı toplantıda Rusya’dan alınan S-400 füzeleri hakkında ne gibi kararlar alınacağı... Olmayan Altay tanklarının müstakbel üreticisi BMC Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak; “Erdoğan yarın ‘S-400’leri almıyorum, vazgeçtim’ derse beni karşısında bulur” demişti.

Daha beteri başımıza geldi. Tam 2.5 milyar doları verdiğimiz gibi depoya kaldırdık füzeleri...

★★★

Bundan 8 yıl önce Türkiye, uzun menzilli füze ihalesi açtı. Çin, 3 milyar 400 milyon dolarlık teklifle ihaleyi kazandı. Amerika kısaca “alamazsınız” dedi.

İki yıl sonra ihale Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun imzası ile iptal edildi. Bugün muhalefette kendisi... Çıkıp anlatsa ya arada neler geçti?



★★★

Erdoğan; “S-400 hava savunma sistemleri Nisan 2020’de tamamıyla yerlerine yerleştirilmiş olacak” demişti. Mevsimler geçti, yılı devirdik... Hâlâ bomboş yerleri...

Arada Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov; “Türkiye’nin bizden satın almak istediği ürünü biz sattık. Sizden parayı aldık. Araç sizin. İster plaja gidin, ister patates taşıyın” deyip alay etti.

★★★

Füzelerden kurtulmak için Katar’a, Azerbaycan’a yollanacağı söylendi...  Satıcı ülkenin izni olmadan değil füzeleri, kullanma talimatının fotokopisini bile yollayamazsın!

Paranla rezil olmak işte böyle bir şey... Bağımsız Türkiye’nin Amerika istedi diye S-400’leri kuramaması daha da beter! Kötü yönetim insanı her zaman her yerde rezil eder!