Amerika, Türkiye’yi kaybetmek istemez. Bu sebeple o kelimeyi kullanmayacak! Bak bak bak... Sahi ne ağırlığımız var ki dünyada bizden vaz geçemeyecek bu manada?
★★★
Joe Biden’ın Türk düşmanı olduğunu bilmeyen yok. Türkiye aleyhtarı ne kadar dava varsa gençliğinden beri adamın hobisi... Bunlara adadı kendisini... Ve hayatının fırsatını yakaladı! Hop yapıştırdı.
Peki, halen Halkbank davasından ceza almadan sıyrılabileceğimize inanan kaldı mı? Çalışanına ceza verip hapis yatırmışlar. Şirketin suçu yokmuş diye karar mı alacaklar?
★★★
Hele CAATSA... Türkçe meali; Amerika’nın düşmanlarıyla yaptırım yoluyla mücadele yasası... Bir anda düşman ilan edilmek bu kadar kolay mı? Hiç yok mu eski güzel günlerin hatırı?
Biraz daha açarsak; “Batıdan borç aldığınız paralarla karnınızı doyuruyorsunuz. Yine de bizim düşmanımız Rusya’dan S-400 füzelerini alıyorsunuz” anlamında...
★★★
Hadi Rusya’dan silah aldık. Peki, Rusya ile aramız nasıl? Sözde salgın nedeniyle vatandaşlarının Türkiye’ye gitmesini yasakladı! Siz de buna inandınız mı?
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov; “Türkiye’yi Ukrayna’ya tedarik ettiği İHA’larla ilgili uyardıklarını” açıkladı.
Hep medeniyet köprüsü kurmaktan bahsediyorduk. Sonunda başardık galiba... Herhalde tarihlerinde ilk defa Rusya ve Amerika bir konuda uzlaştı. O da Türkiye karşıtlığı!
Dışişleri bizden daha kötü ülke söylesenize...
Osmanlı’dan Türkiye’ye kalan en değerleri miraslardan biriydi “hariciye” kurumu... Yani dışişleri... Osmanlı yıkılmış, her kurum baştan yapılandırılmış ancak dışişlerine dokunulmamıştı.
Dışişleri dediğin geleneklerin devamıdır, taban ister, hafıza gerektirir, kurumsallık icap eder, adabı vardır, liyakate dayanır...
★★★
Nitekim AKP döneminin ilk yıllarında görüntülenen başarı algısında dışişlerinin payı büyüktü... Yine de partilileri yerleştirmeden rahat edemeyecekti.
Önce, “monşer” küçümsemesiyle işe başladı... Bir gece yarısı torba kanunuyla da Dışişleri’ne son darbeyi vurdu. Artık eskisi yoktu.
★★★
Oysa Dışişleri “uzlaşma” demekti... Sarayın kitabında ise uzlaşma “acizlik” anlamını taşır. Yıllar meyvelerini verdi. Siyasal İslam üstün geldi. Kurum çürüdü gitti.
Bugün Türkiye’nin dost diyebileceği tek ülke kardeşlik münasebetiyle Azerbaycan ve parayı bastırıp arsa satın alması bakımından Katar kaldı.
★★★
Rusya’dan Amerika’ya, Fransa’dan Araplara, Libya’dan İran’a, Mısır’dan İsrail’e... Bizimle dost olmaktan haz eden ülke kalmadı!
Afrika ülkelerini metrobüs hediye ederek tavlamaya çalıştık. O da tam olmadı... Bana dışişleri Türkiye’den daha kötü bir ülke söylesenize... Boşuna düşünmeyin... Yok! Biz daha kötüsünü yapana kadar yine en kötü biziz...
S-400’leri kurabilecek cesaret nerede?
Hazır Amerika ile ters düştük. Kuralım şu S-400 füzelerini... Yer mi? Meydanlarda atıp tutmak kolay ama... E hadi, davransana... Göstersene gücünü Amerika’ya...
Bak F-35 savaş uçağı projesinden de resmi olarak kovulduk. Ne bekliyoruz? Neden kuramıyoruz? Geçen nisan ayında kurulacağını söylemişti. Bir yıl geçti.
★★★
Nitekim F-35’lerin bazı parçalarını halen biz üretiyoruz. Üreten şirketlerin sözleşmeleri iptal edilecek, ülke ve şirketler zarar edecek. Üzerine ekonomik yaptırımlar gelecek.
Türk ordusunun bütün envanteri NATO silahı... Lojistikten tut donatıma kadar aklınıza gelebilecek her şey sistemsel olarak NATO’ya bağlı... Bütün personeli bu envantere göre eğitilmiş. Gerisini anlatmama gerek var mı?
★★★
Esas S-400’leri alınca Türkiye’nin süper güç olacağını zannedenler... Ortadoğu’da kartların yeniden dağıtılacağına inananlar var bu ülkede... Kime karşı kullanacaksın önce onu söylesene?
Tamam, Amerika’ya karşı çıkınca, Batı ile ters düşünce onları savaşta yenmiş gibi hissediyorsun. Hani yerli arabamız yollarda, yerli uçağımız havalarda deyince, Rus uçağını düşürünce de böyle hissetmiştin. Sonrasında nasıl özür dilediğimizi hatırlatayım, ister misin?
Dışişlerinde kötü olan bir ülkenin ekonomisinin iyi olmasına imkân yoktur. Hadi biz sürünmeye devam edelim.
