Doğan Medya’nın büyük bölümü Demirören Ailesi tarafından 916 milyon dolara, çoğunluğu Ziraat Bankası kredisiyle satın alınmıştı.

Sedat Peker, “Siz patronsunuz, vergi veriyorsunuz ya... 750 milyon dolar aldı, hiçbirini ödemedi. Anaparayı bırak faizlerini bile ödemedi” dedi...

Belki 10 kere yazmışımdır ama Sedat Peker, anlatınca insanlar sorgulamaya başladı. O da olumlu... Bankaya bu durum daha önce soruldu, “müşteri sırrı” diyerek bilgi verilmedi!



★★★

Üzerinden üç yıl geçti. Eğer Sedat Peker’in dediği gibi bırakın anaparayı, faizi için bile ödeme yapılmadıysa, BDDK’nın acilen el koyması gerekiyor bu duruma... Koyar mı? Bak işte orası muamma...

Oysa Ziraat’in ihtisas bankacılığı yapması gerekiyor. Kuruluş amacı; adından da anlaşılacağı üzere ziraat ile uğraşanların kredi ihtiyaçlarını karşılayıp onları ezdirmemek olmalıydı. Bankanın şaftı kaydı!

★★★

Ziraat Bankası ile ilgili telefon kayıtlarında ortaya dökülen gerçek, yüzer milyon dolarlık kredilerin ahbap çavuş ilişkisi dahilinde havalarda uçuştuğuydu... Ziraat, bir gecede çıkartılan KHK ile halkın elinden alınıp Varlık Fonu’na devredilmiş, başındaki T.C. logosundan vazgeçmiş... Reklamlarında herkes elini taşın altına koymalı demiş!

Taşın altında eli olanlar belli... Milletin vergileri... İhaleler için kredileri kemiksiz alıyor diğerleri...

★★★

İşin enteresan tarafı, sadece Hürriyet’e biçilen değer o gün 155 milyon dolardı... Bugün borsada piyasa değeri 105 milyon dolara kadar geriledi. Üçte biri eridi gitti. Bence ikinci sınıf yandaş bir gazete için yine iyi bile... Beş kuruş etmez benim gözümde...

Yıktılar güzelim Atatürk Havalimanı’nı!


Ziraat Bankası’nın verdiği diğer bir büyük kredi yeni İstanbul Havalimanı’na... Onda ödemeler ne durumda acaba?

Yandaş Hürriyet Gazetesi’nin 18 Eylül 2018 tarihli haberi; “Atatürk Havalimanı dünyanın en iyi 3’üncü en iyi havalimanı seçildi” şeklindeydi... Onu kapattılar iyi mi?

Kullanılamaması için milyar dolarlık pistlerin üzerine hastane yaptılar ya... Hah işte ora...



★★★

TAV firması, Atatürk Havalimanı’nın kira sözleşmesi bitmeden, alelacele erken kapatılmasından dolayı, kâr kayıplarını karşılamak için 389 milyon Euro tazminat kazandı. Devletten parayı kaptı.

Devletin kendi parası yok ki! Giden bizim vergilerimizdi... Bugünün piyasa kuruyla 4 milyar 105 milyon lira... Milyarlar, milyonlar uçuşuyor havada...

★★★

Oysa havalimanı pistlere dokunulmadan direkt hastaneye çevrilebilirdi... İçerisinde her şey mevcut... Metrosu, otoparkı, altyapısı, elektriği, havalandırması, tuvaleti, tesisatı, kanalizasyon sistemi, enerjisi, jeneratörleri, ısıtması, soğutması interneti...

Sağlık çalışanlarının kalabileceği oteli bile var. İçerisini düzenle, yatağını koy ve kullan. Mis gibi kapalı bomboş alan...

★★★

Amaç hastane kurmak falan değildi ki! Olası bir seçimde iktidarı kaybetmeleri halinde Atatürk Havalimanı tekrar açılmasın diye, yapılan yeni havalimanının müşteri sayısını almalıydılar garantiye...

Esas bu arkadaşlar, kanal işine el attılar. Kanal İstanbul’u yapmaya kalkacaklar. Kanal iş yapsın diye boğazı bile toprakla doldururlar!

Milleti zehirlemeye onay çıktı!


Şeker kotalarına ilişkin yönetmelik Cumhurbaşkanı imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlandı. Nişasta Bazlı Şeker’de (NBŞ)  dünyanın bir numarası ABD’li Cargill firması göbek attı.

Oysa Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Yiğit Bulut bu konuda, “Hepsini açık edeceğim, bana yardım edin” diyordu... “Beni öldürürler” deyip şeker bazlı nişasta lobisinden korktuğunu dile getiriyordu.

Hey nişastacılar buraya bakın! Yiğit’i bırakın beni alın.  Açıklıyorum, Türkiye’de üreten beş şirket var. Cargill, Amylum, Tat nişasta, Pendik Nişasta, Sunar Mısır... Beni öldürün, dokunmayın yiğidime...

★★★

Nişasta bazlı şeker gerçekten zararlı mı? Hem de nasıl! Sigara onun yanında hafif kalır. Başta İngiltere, Fransa, Avusturya, Hollanda, Danimarka olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde yasak... Diğer gelişmiş ülkelerde çok düşük oranda kullanımına izin veriliyor.

Bu zehrin ülkeye girişini, yayılmasını sağlayanlar kim? Ya nişasta bazlı şeker üretiminde dünya lideri Cargill ile ahbap çavuş ilişkisini sürdürenler?

Yine bildiniz işte iktidar sahipleri... Yıllardır koalisyon kurmuşlar edi-büdü gibi beraberler.

★★★

Neden şeker yerine nişasta bazlı şurup gibi şey kullanılıyor? Nedeni basit, şurup gibi şey, şekerin 250’de 1 fiyatına mal oluyor. İnanılmaz bir kâr marjı var. Haliyle para bütün kapıları açıyor. Acaba kim bu lobinin arkasında duruyor?

Niçin şeker fabrikaları üç kuruşa satıldıktan sonra çoğu kapandı veya kapasite düşürdü sanıyorsunuz! Ölmeniz kimsenin umurunda değil de ondan!