Yalanlar yeni yalanlar doğuruyor ve tabelalar “yalanları örtüp gizlemek için”
değişiveriyor. Kimse “kuşkuya düşmesin ve aklından acaba bu söylenen doğru mu diye geçirmesin” istemişler. “Binadaki TÜGVA tabelası değiştirildi” başlığının altına 2 tabelanın fotoğrafını, yan yana koymuşlar.

Bina aynı.

Tabela farklı.

Birinde:

TÜGVA yazıyor.

Diğerinde:

LİNA HOTEL.

İstanbul Bayrampaşa Belediyesi’nin Meclis Üyesi Atilla Özen, “TÜGVA tarafından öğrenci yurdu olarak kullanıldığı öne sürülen bina için belediye kasasından kaç TL ödeme yaptınız?” diye soru sorunca tabela değişikliğine gidildi.

TÜGVA tabelası kalktı.

HOTEL tabelası konuldu.

Niçin değişti tabela?

Kim emir verdi?

Kim değiştirdi?

Geçen yıl bir denetim yapılmış ve bu binanın Bayrampaşa Belediyesi kasasından her ay 44 bin TL aktarılarak kiralanmış olduğu ortaya çıkmıştı. Ayda 44 bin TL, yılda 500 bin TL’yi geçer. Belediyenin AKP’li yönetimi yılda 500 bin TL akıtarak binayı kiralamış ve TÜGVA’ya da “Al sen bu binayı yurt yap...” demişler.

Ya da:

500 bin TL’ye aldırma.

Binayı kirala.

TÜGVA’ya ver.

Emri gelmiş.

Emre uymuşlar.

Bayrampaşa Belediye Meclis Üyesi Atilla Özen de “Kimse bu yurdun ne yaptığını bilmiyor... Hiçbir etkinliğine sahip değiliz...” diyerek “kral çıplak” bağırmasını seslendirince  hızla tabela değişikliğine gidilmiş.

TÜGVA’ydı.

HOTEL oldu.

Gizlenen nedir?

★★★

Ötekinin berikinin.

Ne kalıbına bakarız.

Ne kılığına...

Ne kıyafetine...

Ne babasına...

Ne dayısına...

2 tabelanın altına bakarız: Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) avukatları İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundular: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın kurucuları arasında yer aldığı TÜGVA aracılığıyla “görevi kötüye kullanma ve nüfuz ticareti suçlarını işledikleri” gerekçesiyle TÜGVA Yönetim Kurulu üyeleri hakkında soruşturma başlatarak kamu davası açılmasını talep ettiler. Dilekçelerine belgeleri de eklediler.

Savcı ne düşünür?

Ne atımız.

Ne arabamız.

Ne Cumhurbaşkanı babamız diyerek soruşturmayı başlatırsa Türkiye sefalet liginden fazilet ligine geçme enerjisini yitirmedi diyebiliriz.

2 tabelanın altında.

Sefalet ligi gizleniyor.

★★★

Enflasyon, hayat pahalığı, açılık ve yoksulluk sınırında yaşayanların toplam nüfusun içindeki sayıları, faiz oranı, kişi başı milli gelir, işsizlik, gelecekten umudunu yitirme kriterlerine göre düzenlenen sefalet endeksinde Türkiye, 156 ülke içinde en üst sıradakilerin 21’incisi oldu.

Avrupa da ise birinci.

Yolsuzlukta:

Senegal’in altında.

Şeffaflıkta:

Afganistan’dan bir tık önde.

Hukukun üstünlüğünde:

Son sırada.

Ezerim sıralamasında:

Çin’in bile gerisinde.

Dünya Adalet Projesi 2021 yılı “Hukukun Üstünlüğü Endeksi” yayımlandı. Buna göre Türkiye hukukun üstünlüğü konusunda 139 ülke arasında 117’nci sırada yer aldı. Bir yıl önce 2020’de 107’nci sırada olan Türkiye, bir yıl içinde 10 basamak birden geriledi. Türkiye coğrafi bölgelere göre gruplandırılınca Doğu Avrupa ve Orta Asya grubunda yer alan 13 ülke arasında Rusya’nın da gerisinde yer aldı.

★★★

Lüks makam arabaları. Marka siyah gözlükler. Lüks cipler. Pahalı giysiler. Tesettür defileleri. VIP umreler. Mekke’de Zemzem Towers konaklamalı hacca gitmeler. Ankara’da, İstanbul’da seçkin semtlerde rezidanslı hayatlar. Arabanının parası, şoförü, benzin gideri devletinin bir kurumundan. Yurt binası kirası belediyeden. Sekreteri, koruması belediye şirketinden. Çift maaşlar, üç maaşlar, on beş maaşlar.

2 tabelanın altında:

Sefalet ile rezalet.

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Kendi ülkemde açım!


İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Elazığ’ın Sivrice İlçesi’ne gittiğinde depremzede çadırlarına da uğradı. 2 çocuğuyla deprem konteynerinde yaşayan Gülbahar Yıldırım, “Kendi ülkemde açım, kendi ülkemde geçinemiyorum. Suriyeliler çocuklarını koleje gönderiyor, ben oğluma kitap alamıyorum. Ben, merdiven silerek, aylık 500 lirayla 2 öğrenci okutuyorum. Nereye kadar sürecek? Bugün- yarın konteynerden çıkarsak, ben nereye gideceğim?” diyerek durumunu anlattı.