Sosyolog ve düşünür Ziya Gökalp’in 100 yıl önce söylediği “Kenetlenelim. El ele verelim. Kafalar arasında açılan o uzak mesafeyi kapatalım” öğüdü gerçekleşmediği gibi Şair Can Yücel’in 35 yıl önce yazdığı “En Uzak Mesafe” şiiri de doğru çıktı.

“En uzak mesafe

Ne Afrika’dır
Ne Çin,
Ne Hindistan,
Ne Seyyareler,
Ne yıldızlar

Geceleri ışıldayan...

En uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir birbirini anlamayan.”

Can Yücel görmüş.

Kafalar mesafeci!

Birinci el kaynaktan resmi olarak Meclis’te açıklandı: Cumhurbaşkanı 13 VİP uçağa sahip deniliyor, ama 13 değilmiş 8 uçağı var. Cumhurbaşkanına 8 VİP uçağı alabilen ülkemizin insanları şu krizin derinleştiği günlerde pazarlarda beşte bir fiyatına kırık yumurta, atılmaya ayrılmış çürük muz, günü geçmiş mandalina- portakal, pörsümüş pırasa alabilmek için pazarcıların gözüne bakıyorlar.

Bu ne büyük mesafedir?

Onun 8 uçağı var.

Vatandaşı!

Pörsük pırasaya esir!

Cumhurbaşkanı 8 uçağından en sevdiğine binip; basın müşavirinin okuduğu, “çöplükten geçinen insan sayısında artış var” haberini ve “geçinemiyoruz” pankartı açarak dükkanlarının önünde toplanan esnaf feryadını dinlediğinde acaba ne düşünüyordur?

★★★

1 uçaklı.

2 uçaklı.

Hiç uçaklı.

Cumhurbaşkanlarının ülkelerinin kafaları ile 8 uçaklı Cumhurbaşkanına sahip ülkemizin kafaları arasındaki mesafe uçuruma dönüştü. 1 uçaklı, 2 uçaklı, hiç uçaklı Başkan ya da Cumhurbaşkanlarına sahip ülkeler; korona salgınının ateşlediği ekonomik krize; derli toplu, yerli yerinde, sonuç alıcı paketler, programlar, çareler ile çözümler bularak ve uygulayarak girdiler.

Üniversitelerini desteklediler.

Şirketlerine kaynak aktardılar.

Aşı alt yapılarını güçlendirdiler.

Aşılarını da ürettiler.

Üretemeyen yalana sarılmadı.

Siparişlerini verdiler.

Doz başına 12 dolar ile 20 dolar arasında bir fiyata aşılarını mal edip, sağlık çalışanları ile 65 yaş üstünden başlayarak aşılarını vurmaya (devlet eliyle, aracı sokmadan, bedava) başladılar. Nisan ayı sonuna kadar da “bütün vatandaşlarının aşısını bitirmeyi” ve ikinci doza geçmeyi hedeflerine koydular. Faz 1- Faz 2- Faz 3 yürüyorlar. Nisan ya da mayıs ayında Faz 4’e geçeceklerini ilan ettiler.

★★★

8 uçaklı başkanımız var?

Haliyle!

8 kat iyi olmalıydık.

Biz ne yapık: Korona salgınından çok önce başlayan ve korona ile tetiklenip derinleşen ekonomik krizi savuşturacak derli toplu, hesaplı, planlı, çözümler ve çareler göremedik. 8 uçağı var, İBAN numarası verip halktan dayanışma istediler ve “Askıda Ekmek” formülünü söyleyip çözümü bin yıllık geleneğe vidaladılar.

Aşıyı da üretemedik.

İthal da edemedik.

Sağlık Bakanı’nın bir söylediği öbür söylediğini tutmuyor. Niçin tek bir Çin aşısına mahkum olduk? Almanya’da büyümüş iki Türk çocuğu; Prof. Dr. Uğur Şahin ve eşi Özlem Türeci dünyanın en güvenilir aşısını ürettiler, biz bu aşıyı bile ithal edemedik. Aşının Türkiye’ye Çin’den gelişi birkaç defa ertelendi. Aşı kaç dolara alındı? Arada bir aracı var mı? Ülkeye maliyeti kaçtır? Kış bitinceye kadar, çocuklar hariç (onların aşıya ihtiyacı yok) 60 milyon insanımızı ilk doz aşı ile aşılayabilecek miyiz? Bu bilgileri net, açık, anlaşılır biçimde öğrenemedik.

Hiç uçaklı yol aldı.

8 uçaklı çakıldı kaldı.

Mesafe uçurum oldu.

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)




Boğaziçi Rektörü’ne Oxford öğütleri!

Boğaziçi Üniversitesi’ne seçimle değil tepeden atamayla gelen Rektör’e “öğrenciler sizi istemiyor, hocalar da istemiyor, istifa edecek misiniz?” diye sordular. “Neden İstifa edeyim” diye cevap verdi. Boğaziçi, Türkiye’nin Oxford’u olabilirdi. Eski Hazine Genel Müdürü Murat Kudat, hem Ankara Üniversitesi’nde ve hem de Oxford Üniversitesi’nde okudu. Oxford’da rektör seçiminin nasıl yapıldığını anlatan bilgiler gönderdi. Paylaşıyorum: “Oxford da Chancellor (Rektör) seçimleri ancak bu makam boşaldıkça yapılır. Rektörü üniversiteden bir akademik derece almış olan herkes, üniversitede halihazırda görev yapan tüm öğretim elemanları, emeklileri, üniversitede görev yapan tüm idari yöneticiler, belli bir tarihte cübbelerini de giyerek, kendilerine bildirilen adaylar arasından birisini kaydıhayat şartı ile rektör olarak seçerler. Bu seçim Oxford da belirli yerlere konulmuş seçim sandıkları kanalı ile yapılır. Rektörün yanında 7 yıl için seçilen bir Rektör Vekili ile üniversitenin mali akademik ve idari işlerinde sorumlu profesyonel rektör yardımcıları (Pro Vice Chancellor) bulunur. Yani onlar da seçimle gelir. 36 kolejli bir federatif yapıya sahip olan Oxford’un her türlü idari işlerini bu ekip yürütür. Şu andaki rektör, Muhafazakar Partinin bir üyesi, eski Hong Kong valisi, profesyonel politikacı Chris Patten’dir.” Yani politikacı ama o da seçimle gelmiş.