Başsavcı, iddianamesini yazdı. Yüzlerce kişiye siyaset yasağı istedi. Tarihimiz içinde yeni bir şey değil. Çok ilginç; “Aç Parti-Kapa Parti” geçmişimizde izlenen 2 yol var.

Birinci yol:

Yasalar izin veriyor.

Parti kuruluyor.

Halk beğenirse oy veriyor ve bazılarını iktidar bile yapıyor. Deniyor, izliyor fakat halk bu partinden memnun kalmayıp beklediklerini bulamayınca, oy desteğini çekiyor.

Tabela partisi yapıyor.

Partiyi!

Halk kapatıyor.

İkinci yol:

Parti kuruluyor.

Halk beğeniyor, oy desteği veriyor. Ülkenin ekonomik-siyasal-demokratik durumunu, huzurunu, bütünlüğünü etkileyebilecek “kilit güçte parti” bile yapıyor.

Bu kez iktidar.

Eğerek!

Bükerek!

Muhalefeti sindirmek, sesini kısmak, susturmak, geriletmek için “Partiyi bazen komünist, bazen şeriatçı, bazen bölücü eylemlerin odağı” ilan edip kapatılması için mahkemeleri göreve çağrıyor. Partinin milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırılıp lideri dahil bütün önde gelenleriyle hapse atılıyor fakat o partiye oy vermiş milyonlarca seçmen desteğini devam ettirdiği için iktidar zoruyla kapatılan parti başka isim altında yeniden açılıyor.

★★★

Dön baba dön.

Aynı noktadayız.

Ülkemizde “partileri kapatacak olan halkın kendisidir” kıvamına gelinmediği gibi “kapatılmasına mahkemece karar çıkan partilerin kapatma gerekçelerinde AİHM’in belirlediği evrensel kriterlerin aranmadığı” da görülüyor.

Aç Parti.

Kapa Parti.

Bugüne kadar 25 parti iktidarın isteğiyle ve siyasi mühendislik oyunuyla kapatıldı ve halk oy desteğini çekmeden kapatıldıkları için onların devamı 25 yeni parti kuruldu. Halkın oy desteğini çekerek kapattığı partiler de oldu. Sayıları 12’yi buldu. Halkın kapattığı partilerin devamı gelmedi.

Çünkü halk kapattı.

★★★

Başsavcı, iddianamesine “HDP’nin devletin bölünmez bütünlüğünü aykırı eylemlerin odağı haline geldiğini ve PKK/KCK silahlı terör örgütüne eleman temin etmekte aktif rol oynadığını” yazdı ve “temelli kapatılmasını” istedi.

Ne tesadüf!

Aynı gün; İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Yılbaşından bu yana yapılan terör operasyonlarında 121 terörist etkisiz hale getirildi, 26 terör eylemini engelledik. 40 yıldır mücadele ettiğimiz PKK’nın tarihinde en çok dış destek aldığı dönemi yaşıyor olmamıza rağmen içerideki terörist sayısı 300 altına inmiştir. İkna edilip teslim olanlar örgüte katılanların 5 katıdır. Yani terör örgütünü söküyoruz...” dedi. Bakanın bu açıklamayı yaptığı aynı günün aynı saatlerinde HDP hakkında “PKK’ya silahlı elman temin etmekte aktif rol oynadığı” gerekçesiyle kapatma davası açıldı.

PKK içeride söküldü.

Bitti, can çekişiyor.

Bunu Bakan söylüyor.

Durum buysa yani; “PKK’ya katılanlar 1, fakat ikna olup teslim olanlar 5...” ise...  Kürt anneler ve babalar PKK’dan desteğini çekiyorlar demektir. Bu durumda HDP, PKK’ya yardımcı olmaya devam ediyorsa Kürt seçmen gerçeği görür, bu partiye de desteğini çeker.

Ve partiyi halk kapatırdı.

Devamı da gelemezdi.

★★★

Ordu ve polis görevini kahramanca yapıyor; “PKK’yı söküp atıyorlar”... Geriye PKK’nın siyasi gücünün azaltılması için onun HDP ile olan yakınlığını da bitirmek kalıyor. HDP’yi “Siz de PKK’lısınız” diye kapatmak en çok yurt içinde can çekişmekte olan PKK’nın işine gelir.

Çökerken dirilir.

AKP ile yürütülen “çözüm süreci” sırasında gücünü yükselten ve son seçimde yaklaşık 6.5 milyon oy almış HDP’yi kapatmak yerine; Meclis’e seçilip gelmiş lider kadrosunu PKK karşısında daha güçlü kılmak yolu izlenebilirdi. HDP, PKK karşısında özgürleşir, korkularını yenebilirdi. Ve bu yolla terörü sürdürmekten beslenip varlık bulan PKK’nın beli tamamen kırılır, terör örgütü yurt sınırları dışında destekçisi ABD ile baş başa bırakılabilirdi.

Aç Parti!

Kapa Parti!

Muhalefete göz dağı ver, sustur, sindir. Siyasi mühendislikle “karşı ittifakı ikiye üçe çatlatma” denemelerine gir ve yeni seçimde iktidar yine sende kalsın hesaplarına gömül.

Yeni hikaye bu!

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Aynı güne rastladı!


Bugünkü iktidar partisi AKP için “laiklik karşıtı eylemlerin odağı haline geldi” diye kapatılma davası açılmıştı. İlginç tesadüf AKP’ye açılan kapatma davası 17 Mart 2008 günü başlatılmış ve iddianame üyelere 18 Mart 2008 günü verilmişti. HDP’ye açılan kapatma davası da 3 yıl arayla yine mart ayının aynı günlerine rastladı. Parti kapatma davaları ile ilgili olarak bugünkü Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 8 yıl önce (2015’te) şu konuşmayı yapmıştı: “Ben diyorum ki bir siyasi partinin kapatılması gibi bir madde gündeme gelse “Bir siyasi partinin kapatılması teklif dahi edilemez” diye bir hükmün oraya gelmesi lazım. Ancak suçu işleyen işin bedelini öder.”