Cumhurbaşkanı, “Biz ne yaptığımızı biliyoruz. Niçin yaptığımızı da biliyoruz. Nasıl yaptığımızı da biliyoruz. Bu yolda riskleri de biliyoruz. Sonunda ne elde edeceğimizi de biliyoruz. Bu bir ekonomik kurtuluş savaşıdır dedi.

Dolar yine arttı.

Euro yine yükseldi.

Altın yine fırladı.

Savaştır.

TL savaşta eriyor.

“Biliyoruz... Biliyoruz... Biliyoruz... Biliyoruz... diye biten tarif cümlelerinden anlaşıldığına göre liranın erimesi, savaşın stratejisi: Türk Lirası’nın alım gücü eriyip, büzülüp küçülecek. Fiyatlar artacak. Halk 5 üretip 1 tüketecek. Kalan 4’ü ihraç edecek. Döviz geliri çoğalacak. Böylece cari açık kapanacak. Döviz fazlası oluşunca bu kez dolar düşmeye ve dolar düştükçe de enflasyon inmeye başlayacak. Ekonomi dış borca, sıcak paraya bağımlı olmaktan kurtulacak. Türkiye’yi dünyanın en ucuz emek ülkesi haline getirerek “Ekonomik Kurtuluş Savaşı” kazanılacak.

Zafer, kan ister.

Gözyaşı bekler!

Çok güzel!

★★★

Ancak 19 yılı “sıcak para” (yüksek faizle özendirilip davet edilen dış para) ile içerde doları baskı altında tutarak ve başta saraylar ve VIP uçak filoları olmak üzere israf dağları yaratarak harcayıp bitirmişsiniz. Ayrıca hesapsız, kitapsız her biri “kara deliğe dönüşen garanti geçişli yüksek maliyetli, yandaş müteahhit zengin eden köprüler, tüneller, havaalanları, şehir hastaneleri, cemaati olmayan büyük camiler yapmışsınız. 19 yıl sonra aniden ve yumurta kapıya dayandığı için sıcak parayla olmuyor, ekonomik kurtuluş savaş vereceğiz” noktasına gelmişseniz; savaş başlar başlamaz başı bozuk bozgununa” dönüşebilir.

Dönüştü.

Önce zenginler, birikimi olanlar servetlerini güvene almak için paralarını dolara, dövize çevirmeye başladılar. Yurt içindeki dövizlerini yurt dışına götürmeye, kayıt altındaki birikimlerini kayıt dışına taşımaya soyundular. Üç kuruş TL’si olanlar bile döviz peşine düştü.

Bu yüzden:

Dolar 13.45’i gördü.

Euro da 15.16’yı aştı.

Bu gidişin sonucu kaçınılmaz olarak fiyatlara yansıyacak. Başta ücret geliri elde eden işçi, memur, emekli, ürünleri para etmeyen çiftçiler, artan enflasyona dayanamayan esnaflar sıkıştıkça sıkışacak.

Nereye kadar?

Ve ne kadar?

★★★

19 yıl!

Sıcak para yediniz.

Halka da yedirdiniz.

Seçimleri de kazandınız.

Sıcak paralı saraylar!

Sıcak paralı uçaklar!

Sıcak paralı israflar!

19 yıl sonra döviz bitti.

Döviz bittiği için “At izi, it izine karıştı. Allah sonumuzu hayreylesin” diyerek Ekonomik Kurtuluş Savaşı’nın en güvenilen ikinci kurmayı Berat Albayrak, sosyal medya dilekçesi ile (Instagram hesabı üzerinden) istifa etti.

Açıkçası!

Döviz bitti.

Albayrak çekti gitti.

Ekonomik Kurtuluş Savaşı’nın askerleri işçiler, memurlar, emekliler, çiftçiler, esnaflar, döviz borcu olan küçük ve orta boy sanayi işletmeleri (AKP’yi hep desteklemiş Anadolu kaplanları) habersizce aniden kendilerini cephede buldular.

Yarın ne olacak?

Bilmiyorlar.

Güven kayboldu.

Korku yükseliyor.

Korku yükseldikçe dolar artıyor. Ağzımdan yel alsın ama bu kaos başlangıcıdır. Biz bu filmi daha önce de gördük. O günlerde; Edirne’den Ardahan’a bütün Türkiye Tahtakale’deki dolar fiyatını konuşmaya” başlamıştı. Bugün de Ardahan’dan Edirne’ye Türkiye dolar konuşuyor.

★★★

Ekonomik Kurtuluş Savaşı ne kadar sürecek? Döviz ve enflasyon birbirini besleyerek hangi noktaya kadar artacaklar ve ihracatta yakalanan ucuz emek maliyetini sürdürebilmek için ücretlerin baskı altında tutulması” hangi dayanma ölçüşüne göre belirlenecek?

Kimsenin bildiği yok.

Sorup sorguladığı yok.

Tartışıp tarttığı yok.

Cumhurbaşkanı,  “biliyoruz... biliyoruz... biliyoruz... biliyoruz...” dedikçe halk elindeki lirayı götürüp dolara dövize çeviriyor. Kayıt altından kayıt dışına çekiyor. 650 kalem ilaçta yokluk başladı. Vadeli kontratlar peşine döndü. İlave vade isteyenlere dövizli kontrat dayatılır oldu. Ekonomik Kurtuluş Savaşı, daha ilan edildiği gün başı bozuk bozgununa dönüştü.

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)


Fakirleşerek Ekonomik Kurtuluş Savaşı!


Emine Erdoğan “porsiyonları küçültelim” demişti. Enerji Bakanı, “kaloriferleri kısın” istemişti. Dün de AKP Milletvekili, “2 kilo et yiyorsak, yarım kilo yeriz. İki kilo domates alıyorsak, iki adete indiririz” önerisini getirdi. Fakirleşerek Ekonomik Kurtuluş Savaşı reçetesi yazılmış, okuyorlar. Böylesine sadece halk için fakirleşerek Ekonomik Kurtuluş Savaşı önermek Saray duygusuna dayanıyor olmalı. Hiç biri de kalkıp “Sarayları kiraya verelim, VIP uçak filosunu satalım” önerisi getirmiyorlar.