Tekrarlıyayım: Kayseri’nin 5 ilçesinden biri olan Melikgazi’de karnabahar satan bir kamyonetin önünde uzun kuyruk olmuştu. Markette kilosu 6 lira olan karnabaharı kamyonetinde esnaf, kilosunu 125 kuruştan satıyordu.

Bu öncü gösterge:

Halk acı ilacı içiyor.

İstanbul Esenler’de semt pazarında pazarcıların, bozulmuş, pörsümüş, alıcısı çıkmaz diye attıkları sebzeleri toplayıp poşetine dolduran bir kadının görüntüsü de gazete sayfalarına yansımıştı.

Bu da acı gösterge:

Açlık kapıya dayandı.

Yarın ne yiyeceğini bilmeden çocuklarını yatağa yatıran anne-baba sayısında artış var. Araştırmalar da aynı sonucu buluyorlar.

Ankette soruyorlar.

Geçinebiliyor musun?

Yüzde 60 aile.

Geçinemiyoruz diyor.

Bir bilmecem var:

Yüzde 60 ailenin geçinemez noktaya gelmesi hangi ekonomik-sosyal-kültürel politikanın sonucunda gerçekleşti? Bu tablonun birinci derecede sorumlusu kim ve kimlerdir?

★★★

Zor soru değil.

Herkes bilebilir.

Cevabı kolaylıkla bulabilesiniz diye ipucu vereyim: Yine Kayseri’de “Başkan bu nasıl bir müsrifliktir” haberi gazetelerde yer aldı.

Bu Başkan!

Birlikte üretmenin.

Birlikte bölüşmenin.

Birlikte zenginleşmenin.

Temsilcisi!

Kayseri’de 1200 büyük, orta, küçük ölçekli fabrika sahibinin üyesi olduğu Organize Sanayi Bölgesi Başkanı’nın harcamalarını Sanayi Teknoloji Bakanlığı müfettişleri, ihbar üzerine inceleyip rapor yaptılar. Başkan, itibardan tasarruf düşünmemiş; başkanlık binasına “Bir Osmanlı Odası” da yaptırmış. Osmanlı döneminden tablolar, el yazmaları, kılıçlar, antika sanat eserleri, teki 3 bin TL olan İkinci Abdülhamit tuğralı 8 fincan, bir Osmanlı çerezlik 23 bin TL ödenip alınmış, 7 bin 500 lira ödenip alınmış bir Osmanlı bileklik, 4 bin TL ödenmiş bir Osmanlı zemzemlik... Müfettiş raporlarına göre sadece Osmanlı odasının iç döşemesine 1.5 milyon TL harcanmış

Ziyaretçilere de açık değil.

Başkan istediğine gösteriyor.

Bilmecem şu: Başkanı hangi ekonomik, ideolojik ve kültürel dürtü, “çerezlik-zemzemlik-bileklik” toplamaya itti? Acaba bu Başkan kime özendi? Hangi devlet büyüğünü rehber aldı?

★★★

Başkan!

Makam odası da yapmış.

Dev ekran astırmış.

500 bin TL.

TV koydurmuş.

33 bin TL.

2 bin 708 tane tespih.

73 bin TL.

Bu Başkan, kimi örnek almış olabilir? Sorunun cevabını bulduysanız; halkı ucuz karnabahar kuyruğunda sıralanmaya ve semt pazarında atılan pörsük sebzelerden poşet doldurmaya zorlayan bugünkü “acı ilaç içirici (IMF reçetesinin aynı) ekonomik politikanın” sahibini de bildiniz demektir.

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Aşı nepotizmi!


Sanki “aşı olmayacağım” diyen varmış ya da çoğunluktaymış gibi bir naylon hava yaratıldı. Sözüm ona aşıyla ilgili olumsuz peşin hükümleri olanların, korkularını yıkmaya model oluşturmak için Cumhurbaşkanı, bakanlar, milletvekilleri, muhalefet liderleri “aşı olurken resimli görüntüler” verdiler. Bir tek Kemal Kılıçdaroğlu, aşı olacaklar sıralamasına uyacağını ve sırasının gelmesini bekleyeceğini açıkladı. Aşı korkusundan kurtulmanın yol göstericisi olanların kollarına doktorların iğne batırışlarını TV ekranından izlerken; “aşı sıralamasının da bozulduğunu” gördük. Aşı önce doktorlar, hemşireler, sağlık emekçilerine yapılacaktı. Sonra da 65 yaş üstüne... Çin’den ithal edilen ilk parti doz miktarı sınırlı, ilk sırada aşı olması gerekenler ise çok fazla olmasına rağmen; “Aşı korkusunu gidermeye örnek olacağım” diyerek İktidar Partisi MYK üyeleri, milletvekilleri, bakanlar, partililer, bildik, tanıdık, hısım akraba öne geçti. Huylu huyundan vazgeçmiyor. Kayırma- kollama, torpil (nepotizm) aşı sırasına da sıçradı. 65 yaş üstü vatandaşa omuz atanlar; “biz örnek adamız, aşı korkusunu yenmenin yol göstericisiyiz parlatması” yaptılar. Parlatma iyi de günün sonunda “aşı yoksa oy da yok” biline!