Çölde:

Deve saklanmaz.

Dağda:

Duman gizlenmez.

Kalpte:

Aşk istiflenmez.

Dünyada:

Çapsızlık örtülmez.

Örtülmedi, örtülmüyor, örtülemez. Son 10- 15 yılda sağlık altyapı yatırımlarına; hastane yapımlarına, doktor ve sağlık personeli yetiştiren eğitim kurumlarına en yüksek yatırımı bizim ülkemiz yaptı. Üstelik çok pahalı hastane yatırımları “hasta garantisi verilen” dışarıdan yüksek faizle bulunmuş dış para ile yapıldı. Partili yandaşlardan ve tarikat önde gelenlerinden yeni zenginler yaratıldı. Buna rağmen Türkiye “Vaka sayısında” hem Avrupa’da ve hem dünyada birinci ülke oldu. Anlık olarak çeşitli zamanlarda dünya istatistik bilgilerini yayınlayan Worldometers sitesinde dün “toplam vaka sayısı sıralaması” şöyleydi:

Türkiye: 49.584.

Hindistan: 48.491.

İran: 17.430.

Ukrayna: 13.276.

ABD: 11.732.

Türkiye 84 milyon nüfuslu ülke. Hindistan 1 milyar 300 milyon nüfuslu. Türkiye Hindistan’ı da geçti.

Dünya birincisi oldu.

Çapsızlıkta birinci!

★★★

Yayılmaya başladığı günden beri salgının tüm dünyada yeni bir evreye girebileceği ve yıkıcı dalgalarla gelebileceği uyarısı yapılıyordu. Ülkeler buna göre ciddi önlem alıyor, akıl ve bilim öncülüğünde koruyucu planlar geliştiriyordu.

Şu gerçek ortaya çıktı.

Ülkeni ve insanını;

Aşıyla koruyacaksın.

Kapanmayla kavrayacaksın.

Türkiye’de ne akla (bilime) uyuldu; yeterli kapanma planlaması yapıldı. Ne aşıya uyuldu, aşı siparişi zamanında oldu. Daha genç insanlarda virüs hızla yayıldı ve varyant yüzdesi de korkunç arttı.

Çünkü şeytanlığa sapıldı.

Şeytanlık Türkiye’yi virüsle baş başa bıraktı. Çapsızlık egemen oldu.

Yeterli aşı yapamadan.

Salgın hızı düşürülmeden.

Normalleşmeye geçildi.

İşte çapsızlık buydu.

★★★

O kadar yüksek sağlık yatırımına rağmen Türkiye kendi yerli aşısını henüz bulamadı. Dünyada en etkili aşıyı Almanya’ya işçi olarak giden Türk anne ve babadan doğma iki bilim insanı karı-koca ilaç şirketlerinin desteği ile geliştirdiler. Türkiye’yi yönetenler ise “aşıyı tedarik sisteminde” çapsızlığın şahikasını yaratarak “Türkiye’yi yüksek hastalanma oranı ile ölüm oranına sahip ülke” durumuna soktular.

Ayıptır!

Sağlık Bakanı, 2020 Aralık ayı başında “Nisan ayına kadar 100 milyon doz aşı yapıp, salgının önünü alacağız” sözü vermişti, 2021 Nisan ayına geldik şimdi “aşı şirketleri verdikleri sözü tutmadı” diye bize şikayet ediyor.

Bahaneye bak:

Söz verdiler.

Tutmadılar.

Daha yüksek vaka.

Daha yüksek ölüm.

Görebiliriz.

Araştırma hastanesi doktorları, “Koronavirüs geçiren insanlarımızda akciğer, böbrek, karaciğer hasarı ve şeker hastalıkları artışı olduğunu” açıklıyorlar.

Yüksek faiz öde.

Dış borç bul.

Hastane yap.

En iyi biziz diye övün fakat virüsten halkını korumada en beceriksiz ülke ol.

Çapsızlık başa bela!

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Bize işte bu Norveçli polisin ahlakı lazım!


Dün burada yazmıştım: Norveç Başbakanı Erna Solberg, 60. yaş gününü kocası ve 13 kişilik aile yakınlarıyla birlikte bir dağ lokantasında kutlamıştı. Bu kutlama; her Norveç vatandaşının yasal olarak uyması gereken  “virüsten korunma ve salgının yayılmasını önleme kurallarını ihlal eden bir davranış” olduğu için Norveç Emniyet Müdürü Ole Severud, sürülmekten, görevden atılmaktan, üniformasındaki apoletleri sökülerek vatan haini ilan edilmek korkusuna düşmeden Başbakan’a 20 bin Norveç Kronu (yaklaşık 19 bin TL) ceza yazmıştı. Dün onun fotoğrafını bu köşede yayınlayacaktım, bulamamıştım. Başta Norveç’ten, Avrupa’nın her ülkesinden ve Türkiye’nin içinden çok sayıda okurumuz, fotoğrafı bana yolladılar.



Norveçli Polis Müdürü, “Başbakan’a cezayı niçin yazdığını” şöyle açıklamıştı: Başbakan, öldürücü virüse karşı halka önlem koyan, kural koyan, uymayanlara para cezası çıkaran hükümetin ön vitrininde olan birisi. Halka “şunu yap, bunu yapma” diyor, kendisi kurala uymuyor. Halkın “sosyal mesafe tedbirlerine olan güvenini”  sarsmaya Başbakan olsa bile hakkı yok. Bu yüzden yazdık cezayı. Bize de işte bu Norveçli polisin ahlakı lazım. Bu polis müdürü bizde çıksaydı; derhal açığa alınır, görevinden atılır, “sökün bunun apoletlerini- kesin bunun maaşını- haddini bilmez hadsiz... sen kimsin yaa...” diye bağırılır, “vatan haini” ilan edilirdi. Norveç’te öyle olmadı. Norveç Başbakanı, kendine ceza yazan Emniyet Müdürü’nü sürgün etmedi, apoletlerini de söktürmedi. TV’den Norveç halkına “Polisle konuştum. Cezaya itiraz etmeyeceğim. Cezayı ödeyeceğim” açıklaması yaptı. Bizim iktidar adamlarına da Norveç Başbakan’ı ahlakı lazım.