Cumhuriyet, Cumhuriyet’i korursan var. Demokrasi, demokrasiyi korursan var. Laiklik, laikliği korursan var. Müslümanlık, Müslümanlığı korursan var. Ahlak, ahlakı korursan var. Ülke zenginliği, yeraltı, yerüstü zenginliklerini bulur, geliştirirsen var.

Denizde gaz bulundu.

Bulana bin teşekkür.

Buldurana bin alkış.

Müjdeyi yine Cumhurbaşkanı verdi. Karadeniz’de bulduğumuz doğalgaz rezervi toplam 540 milyar metreküpe ulaştı. Gemiler, mühendisler, teknisyenler, işçiler çalışıyor. Doğalgaz, denizin dibinden sahilde dağıtım istasyonlarına gelecek, oradan evlerimize, işyerlerimize dağılacak. Türkiye, enerjide dışa bağımlılığını azaltacak.

Bravo!

Cumhurbaşkanı hem kendisi, hem partisi, hem kadrosu, hem dünya görüşü, hem 19 yıllık yönetim becerisi halkın nezdinde itibar ve desteğini iyice kaybettiği için “yeni başarı hikayesine dehşetli ihtiyaç” duyuyor olmalı; bunun için mi “Karadeniz’de üst üste doğalgaz yatağı keşfettik müjdeleri” sahne aldı.

2023’e 2 yıl kaldı.

Gerçeği göreceğiz.

★★★

“Denizin dibindeki doğalgaz yatağına hevesleniyorsun da elindeki zenginliği niçin saçıp savurup zararlara sokuyorsun?” sorusu aklıma geldi. Bu yazının başlığını şöyle düşündüm:

Gaz bulmak zorundaydın!

Gaz çıkarmaya sevin!

PTT’ye bak ağla!

ÇAYKUR’a dövün!

ÇAY-KUR’da son durum: Karadeniz’de çay yaprağı hasadı başladı. ÇAYKUR, 4 yıldan beri zarar ediyor. Kendi topraklarımızda yetişen çayı işleyerek zenginliğe dönüştürmek için kurulan ÇAYKUR’un, 2020 yılı sonu itibarıyla borçları 4 milyar 240 milyon TL’ye ulaştı. Bankalardan aldığı kredileri ödeyemiyor. Faiz yükü ve ticari borçları katlanıyor. Çay üretimi, Türkiye’ye Cumhuriyet’i kuran Atatürk ve kadrosunun bir armağanıdır. Onların döneminde Rize’de ilk çay dikimi ve üretim planlaması yapıldı. Çay bardağı da Türkiye’ye Cumhuriyeti kuran kadroların hediyesidir. Çay bardağı üretimi Paşabahçe fabrikaları sayesinde oldu. Bugün Karadeniz’de toplam 182 bin aile çay tarımından geçimini sağlıyor. Türkiye de hemen her bölgede yaşayan halk da çay içmeyi çok seviyor. Türkiye, nüfusuna göre dünyanın en çok çay içilen ülkesi, kişi başı çay içiminde birinciyiz. Çayı, bardağı, şekeri, suyu kendi üreten ve içmeyi de çok seven ülkede ÇAYKUR’un her yıl artan zararlara batması, “tuhaf ötesi bir durum” diye izah ediliyor. 2017 yılında 267.7 milyon lira zarar etti. 2018’de: 657 milyon TL. 2019’da: 635 milyon TL. 2020’de: 570 milyon TL zarar. Sayıştay raporlarına göre, aşırı hesapsız, kitapsız harcamalar, israf, kamulaştırma masrafı, zarar eden özel sektörü kurtarmak için fabrika satın almalar, amaç dışı harcamalar, boşa yapılan yatırımlar, bol kese reklam parası savurmalar, yaş çay yaprağı alımında 2.5 yaprak kuralının bozulması ve iktidar partisine ve Cumhurbaşkanı’na oy gelsin diye rekor miktarda yaş çay yaprağı alınması, ödemelerin de bankalara yüksek faizle borçlanarak bulunan borçla yapılması, depolarda bekleyen yerli üretim organik çayın küflenip bozulmasına karşılık Türkiye net çay ithalatçısı oldu. Oysa Karadenizli üretici, doğanın bir lütfu olarak zirai ilaç kullanmak zorunda kalmadığı için Türk çayı dünyanın en iyi çayı olarak marka değeri kazanabilirdi. Bu başarılamadı. Üretici ile ÇAYKUR yönetimi arasında “hak gözetir ilişkisi kurulup” çay bahçeleri gençleştirilemedi. ÇAYKUR iflas noktasına geldi, batıyor.

Finansman yöneti felaket.

İnsan kaynağı yönetimi kötü.

Stok planlaması berbat.

★★★

Bakalım PTT’ye!

Bak bak.

Otur ağla.

PTT’de son durum: PTT, en yüksek zararlı şirket oldu. Son 2 yıllık zararı 1.959.000.000 TL’ye (1.9 milyar) ulaştı. Korona salgını geldi, kargo işi, eve teslim patladı. Özel kargo şirketleri yüksek kârlara geçtiler. PTT ise zararı büyüttü. PTT, yolsuzluk, usulsüzlük, kamu zararı taşıyıcısı haline geldi. PTT, iktidar çiftliği gibi yönetilir oldu. Zararda olmasına rağmen PTT üst yöneticileri (hepsi partiden torpilli, kayırmalı, tanıdık) her ne sebepten ötürü görevden alınırlarsa “36 kat tazminat ödenmesi” sözleşmesi imzalandı. TBMM KİT Komisyonu’nda CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuz Yılmaz’ın dile getirip de basında yer alan haberlere göre, bir kiralık bina için yıllık 3.7 milyon TL kira ödendi. Müdür yardımcısına 847 bin TL tazminat verildi. Çalışan personel sayısı şişirildi. 2018 yılında genel müdürlük bünyesinde 1.425 olan personel sayısı, 2019 yılında 1.718’e fırladı. Emniyet Genel Müdürü PTT Yönetim Kurulu’na alındı. PTT üst düzey yöneticilerine, özel amaçlı kullansınlar diye aylık 2 bin 500- 3 bin 500 TL akaryakıt ödeneği verildi. PTT’nin Ankara’da 290 adet lojmanı olduğu halde PTT müdür yardımcılarına konut kiralandı. PTT A.Ş.- PTT Bilgi Teknolojileri A.Ş. ile yandaş firmalar arasında imzalanan “Evrak Tarama İşi” başlığı altında 2019-2020 yıllarında yandaş firmalara 201 milyon TL aktarıldı.

Finansman yönetimi felaket.

İnsan kaynağı yönetimi kötü.

Stok planlaması berbat.

★★★

Özetle:

PTT’yi batır.

ÇAYKUR’u iflas ettir.

Gaz bulsan ne yazar?