Çok değil sadece 3 yıl önce Japonya’da Keiko teyze (mutlu kadın demek), Akiko teyze (kristal yüzlü demek), Junko teyze (saf kadın), Hiroko teyze (cömert kadın), Takoko teyze (onurlu kadın), Yosihoko teyze (şanslı kadın) toplandılar.

Bir duyum almışlardı.

Tartıştılar.

Karar verdiler.

Birikimlerini Türkiye Cumhuriyeti Hazine tahvillerine yatıracaklardı. Çok şanslıydı Japon teyzeler. Türk Hazine tahvilleri yüksek getiri (yüksek faiz) veriyor, iyi kazanç bırakıyordu.

Öyle yaptılar.

Duyuldu.

Dalga oluştu.

Tüm Japon teyzeler, birikimlerini yüksek faizli Türkiye tahvillerine yatırdılar. Öyle ki, gittiler Japon bankalarından düşük faizle yeni kredi aldılar, borçlandılar. Bunu da getirip yüksek faizli Türk tahvillerine koydular. Vade sonunda elde ettikleri kazançla bankalara kredi borçlarını ödeyip kalanla da Türkiye’nin canım güzel Akdeniz sahillerinde “her şey dahil lüks otellerde” kraliçeler gibi tatil geçirip eğlendiler.

İktidarda Erdoğan vardı.

Recep Tayyip Erdoğan dönemi o yıllarda o kadar yüksek faiz veriyordu ki, sadece Japon teyzeleri değil yurt içinde de ne kadar birikimi olan teyze, amca, dayı, dede, nine varsa hepsi ve Avrupa’da, ABD’de de ne kadar para sahibi teyze, fon, şirket, Soros tipi para spekülatörü, doldurt boşalt oyuncusu varsa neredeyse tamamı Türkiye’ye yüksek faiz getirili sıcak para (döviz) akıttı. Hatta Türkiye’nin içinde bile Japon teyzelerin modelini kopya eden;  Türk bankalarından TL kredisi çekip onunla dolar alarak, kurun yükselmesini bekleyenler de oldu. Onlar da kârlı çıktı.

★★★

Piyasa düzeni.

Kambiyo sistemi.

Dalgalı kur.

Erdoğan’dan önce kurulmuştu. Erdoğan davam ettirdi. Doların 3 TL’den 8 TL’ye ve 8 TL’den de 18 TL’ye çıkması bu düzen sayesinde oldu. Düzenin savunucusu ve devam ettiricisi Tayip Erdoğan ve yeni Maliye Bakanı, birikimlerini dövize yatırarak korumak isteyenleri aniden “spekülasyoncu güçler” ilan etti.

Japon teyzeler.

Bunu duydular.

Çok güldüler!

Japonlar, “Haha” yazarak gülerler. Japon teyzeler, birbirlerine Haha mesajları” attılar ve “TL mevduatı enflasyona karşı koruyamamışlar ve çare olarak kur korumalı mevduata geçmişler... haha...” diye dalgalarını da geçtiler. Tam o saatlerde Ankara’nın Selanik Caddesi’nde kaldırım tezgahında göz nuru, alın teri el örgüsü banyo lifi ile çorap satan Zehra (yüzü ak ve parlak demek, Hz. Muhammed’in kızı Fatıma’nın lakabı) teyze, TV haberlerinde ve telefondan telefona ulaştırılan video çekimlerinde günün çok izlenen, beğenileni oldu.

Piyasa düzeni.

Kambiyo sistemi.

Dalgalı kur.

Zehra teyze “bu üçlünün adını anmadan onların yarattığı düzeni” eleştirdiği için TV’ler ve gazeteler Zehra Canan’a “Ekonomist teyze- filozof teyze” adını takmış olmalılar. Zehra teyze; özelleştirmenin beklenen yüksek rekabeti ve üretimde verimliliği getirmediğini, yüksek faizle dış borç bulup kalkınmanın çıkar yol olmadığını, makam aracı seviciliğinin hortladığını, devlette israf, savurganlık, hısım akraba korumanın zirve yaptığını, siyasetin yolsuzluk ve haksızlık mesleği haline geldiğini anlatıyordu. Zengin ile fakir arasında açılan uçurumu ise “azınlıktan birileri trilyon liralar içinde yüzüyor çoğunluk da ucuz ekmek kuyruğunda bekleşiyordiye tanımlamaktaydı.

★★★

Zehra Canan teyze Mamak’ta oturuyor. Kredi çekerek ev aldı. Kocası da 70 yaşında. Öğlene kadar aylık 1000 TL’ye temizlik görevlisi olarak çalışıyor. İki çocuğu var. Oğlu asgari ücretli. Kızı üniversite bitirdi ama iş bulamadı. Japon Keiko teyze; Tayyip Erdoğan’ın yüksek faizli dış borçla kalkınma modelinin kaymağını yedi. Bizim Zehra teyze, herkesin üzerinde düşünmesi gereken; Ben özgür bir yurttaş mıyım yoksa kaval sesine giden koyun muyum” sorusunu sordu.

Zehra teyze bin yaşa!

“Örgütlenin” çağrısı yaptı.

Zehra teyze:

“Sen kendin için değilsen, kim senin için...” demiş oldu.

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Biri Maliye Bakanı’na sorsa!


Yeni Maliye Bakanı güler yüzlü, konuşkan, iktidara vidalı TV’lerdeki söyleşilere koşa koşa katılan biri çıktı. O gece ne oldu? Birileri haberli miydi? Getirdiğiniz model örtülü faiz mi? Bu türden sorulara cevaplar veriyor. Döviz 8 TL’den 18 TL’ye neden çıktığını anlatırken de “onlar ve biz” açıklaması getiriyor. 20 yıldır dinlediğimiz; “Onlar şeytan, biz melek” modeli: “Küçük yatırımcılar yani dolar 15- 16- 17- 18’e çıkmışken bile daha da artacak diye alanlar onlara güvendi, küçük yatırımcıyı muhalefet aldattı” diyor. Bakan’a göre küçük yatırımcı muhalefete güvendi, aldandı. Soru şu: “Küçük yatırımcı niçin Maliye Bakanı’na değil de muhalefete güvendi?”