Neyi arıyorsan o’sun. Gözünü ihtiras bürümüşler tırmanırlar, durmaz ve durdurulamaz bir hızla sürekli tırmanırlar. Tepeye ulaştıklarında tepetaklak aşağı yuvarlanırlar.

Yuvarlanış başladı.

Milletvekili Meclis’te yer yatağı yapmış, dünya alem görsün diye yatıyordu.

Milletvekili dün uyandı.

İnançlı, imanlı biriydi.

Sabah namazı için abdest almaya lavaboya gitti, 100’e yakın polis Meclis’e girip bu inançlı, imanlı milletvekilini üstünde pijamasıyla alıp karga tulumba götürdüler.

Ülke için!

Halk için!

İnsanlık için!

Bu mu siyaset!

Meclis Başkanı, çoğunluğu oluşturan iktidar kanadı milletvekilleri, Cumhurbaşkanı “Meclis’te kırmızı çizginin yer yatağı yapılmasını” önleyecek bir siyaset becerisi ortaya koymalıydılar.

Koyamadılar.

Karanlığa bakarsan.

Karanlık da sana bakar.

★★★

Siyasetten geçinen misin?

Para peşinde misin?

Şöhret delisi misin?

Üstünde pijamasıyla Meclis’ten 100’ü aşkın polisle alınıp emniyete götürülen milletvekili, insan hakkı savunucusu iken ve “sizin siyasetinize su taşıyıcılığı yapacakken onu baş tacı” etmiştiniz.

Övmekteydiniz.

Sizin gözünüzde:

Onuru vardı.

Vicdanı vardı.

Ahlakı vardı.

Ve ülküsü vardı.

Muhalefete geçti, görüşleri sizinki ile ters düştü. Onu günahkar, onursuz, ahlaksız, kibirli ve kendini beğenmiş ilan ettiniz.

★★★

Yalanın heykelini yaptınız.

Meclis’te halkın iradesi, egemenlik temsil edilecekti. Siyaseti geçim aracı haline getirdiğiniz için Meclis’e yer yatağı” isyanı ve abdest başkaldırısı da birlikte girdi ve “Meclis lavabosunda abdest almak” da Türkiye’de siyaset yapmanın aleti haline getirilmiş oldu.

Gerçeğe!

3 yoldan ulaşılır.

Bir: Düşünerek.

İki: Taklit ederek.

Üç: Tecrübeyle.

Bu milletvekili Meclis’te yer yatağında yatarak ve sabah namazı için Meclis lavabosunda abdest alma gösterisi sergileyerek siyaset yapmayı; sizin düşünce yapınızı aynen alarak, aynen taklit ederek ve aynen tecrübe ederek kendi gerçeğine ulaştı.

Onun gerçeği taklit.

Sizi taklit ediyor.

Siz de dini, ezanı, duayı, abdesti, namazı istismar ederek siyaset yaptınız ve “Dini iktidara getirecekmiş gibi yapıp aslında kendinizi iktidara taşıyıp siyaseti bir geçim mesleği” yaptınız.

★★★

Geldiğiniz yere bakın:

Kötü bir yönetici iyi bir Meclis’i yönetemez, kötü bir yönetici iyi bir Meclis’i yönetiyorsa bu Meclis’in de iyi bir Meclis olduğu söylenemez.

Halk size gülüyor.

Meclis’in kırmızı çizgisi “çıkardığı kanunun bir kararname ile geçersiz hale getirilmesi” olmalıydı. Meclis’teki iktidar çoğunluğu buna ses çıkarmıyor. Meclis’e yer yatağı serilince bu kırmızı çizgi oluyor.

Dünya da size gülüyor.

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Çoklu organ yetmezliği!


Yaşayanlar ve dikkatle bakanlar hatırlıyordur. 2000 krizi “çoklu organ yetmezliği” sonucunda çıkmıştı. Bu krizin en belirgin yanı devlet bankaları Ziraat ile Halk Bankası, kamu bütçesinin parçası olmuş, harcamalar bu iki banka üzerinden yapılıyordu. Sonuçta kriz patladı, yüzde 7000 (evet yüzde yedi bin) faiz oranını görmüştük. 2021 yılında bugün; 2001 krizi benzeri “çoklu organ yetmezliği” durumunu yaşamaktayız. Merkez Bankası bütçenin parçası oldu, harcamalar onun üzerinden yapılıyor. Birden fazla kurum kendi işlevlerinin dışına çıkmakta; ekonomik sistem, hukuk sistemi, siyasal sistem dahil tüm organlar çoklu yetmezliğe girdi. Ekonomide, “faizi- kuru sermayenin serbest haraketliliğini” aynı anda kontrol etme çaresiz denemeleri sonucu Hazine Bakanları, Merkez Bankası Başkanları, TUİK Başkanları, bu yüzden değiştiriliyor.