Boşa çıkan beklentiler. Büyüyen korkular. Yalama olmuş ekonomi programları. Saray ayarlı bakan değiştirmeler. Tutmayan 2023 hedefleri. Gerçekleşmeyen vaatler. Boş hayale dönüşen güven. Buharlaşan istikrar. Yitip giden adalet. Yiye yedire biten yıllar sonunda Türk Lirası öldü. Dolar, Türk Lirası’nın canını aldı.

Bakkal:

Dolar ile...

Kasap:

Dolar ile...

Manav:

Dolar ile...

Market:

Dolar ile....

Çiftçi:

Dolar ile...

Esnaf:

Dolar ile...

İşçi:

Dolar ile...

İşsiz:

Dolar ile...

Memur:

Dolar ile...

Müdür, fabrika sahibi, usta başı, posta başı, tarla sahibi, sera bekçisi, öğrenci, baba ile anne, dede ile torun ve hatta Cumhurbaşkanı, yeni atanan Maliye Bakanı, Merkez Bankası Başkanı bile dolar ile yatıyor, dolar ile kalkıyor, dolar üzerinden politik geleceklerini kurtarmaya uğraşıyorlar. Milli parası, bir ülkenin egemenliğidir. Türk Lirası’nı öldürdüler ve sözüm ona yeni program yapıp adına da “Ekonomik Kurtuluş Savaşı...” dediler. TL’nin ipini çekenler; lirayı tamamen öldür döviz kazan cari açık kapansın” üzerine teori- pratik ürettiler.

★★★

Tam cinnet hali...

TL için değilsin...

Varlığın dolar için...

Mal, ürün, eşya, hizmet üreticileri Türk Lirası’nı değişim aracı” olarak kabul etmeyi boşladılar. Tasarruf yapabilecek durumda olanlar da TL hesabı yerine dolar hesabı açtırmayı korunaklı buluyorlar. Türkiye bugün şirketleri, bankaları, malı, mülkü, borsada hisse senetleri dünyada dolarla satın alınan en kelepir ülke haline geldi. İç piyasalar TL kabul etmiyor. Esnaf, çiftçi, fabrika sahibi, tüccar sattığı malın yerine yenisini koymayı düşünürken; raflarına yeni ürünün kaç dolar ya da Euro’dan gireceğinin hesabını yapar oldu. Yükselen dövize müdahale için ödünç alınmış rezervleri kullanınca TL’ye olan güven yerin dibine battı. Enflasyon son 3 yılın zirvesine çıktı ve nerede duracağını kimse kestiremez olunca; “Çin böyle büyüdü biz de böyle büyüyeceğiz” diye gölge boksu yapmaya giriştiler.

★★★

Allah...

Kitap...

Peygamber...

Arkasına saklandılar. Döviz bitip de TL ölüme terk edilince dinde “riba” kavramına dayanan yeni bir ekonomik program yaptılar. Sözlük anlamı; artmak, çoğalmak, şişmek, fazlalaşmak olan riba, din kültüründe Türkçe karşılığı faizle eş anlamlı kullanılıyor.

Riba (faiz) haramdır.

Çünkü artma var.

Bakıyoruz nedir: Türk Lirası o kader değersiz ki, onu elinde tutanların gelirinde bir artma, büyüme, şişme olmuyor. Türk Lirası, satın alma gücünü koruyamadığı için negatif faiz yani enflasyonun gerisinde bir getiri sağlıyor. Elinde TL olanların geliri, getirisi eridi, eriyor.

TL’de riba yok.

Tersine azalma var.

Dolar da ise şişme, büyüme, artma zirve yaptı, yapmaya devam ediyor. Faiz haramdır diye yola çıkanlar bugün ülkeyi öylesine bir çöküş ve savruluşun içine düşürdüler ki, Hazine borçlanma yapmak için ihraç ettiği Euro Bond adı verilen tahvillere dolar bazında yüzde 6- 7 faizi yüklenmek zorunda kaldı. Başta Avrupa Birliği olmak üzere çoğu ülke, bugün dolar bazında yüzde 1- 2 ve hatta “sıfır” faizle borç bulabilirken Türkiye yüzde 6- 7 ile dolar bulma peşinde gün sayıyor.

★★★

Faize karşıysanız inancınıza saygı duyarım ama dolardaki ribayı kaldıracak önlemleri öne alabilecek bir ekonomik yönetim modelini 19 yıldır bulup göstermediniz. Yiye, yedire 19 yılı tükettiniz. Bugün Türkiye Hazine’si dünya ülkeleri içinde en yüksek dolar faizi vererek borç bulur duruma düştü. Kendi vatandaşlarından bile Euro Bond üzerinden yüzde 6- 7 dolar faizi ödüyor. Milli paraya verilen getiri ise ekside...

Türkiye’de:

Dolarda riba var.

Lirada riba yok.

Nefesi keskin hocalar, din bilginleri, alimler, ulemalar, danışmanlar bir diyeceğiniz olmalıydı. Yine Allah ile aldatma mı var?

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Bunun sonu seçim günü sandık basmaya gider!


Ankara’nın içinde Alparslan Türkeş’i anma günü basıldı. Silah gösterildi. Çene dağıtıldı. Kemik kırıldı. Polis seyretti. Adalet görmedi. Mersin’de şehrin göbeğinde Belediye Meclis toplantısı basıldı. Korkutma, sindirme terörü estirildi. Polis seyretti, adalet kulağının üzerine yattı. Bunun sonu seçim günü oylar istediğimiz gibi çıkmadı diye sandık basmaya kadar gider. Ana muhalefet partisi lideri Devlet kurumu TÜİK’ten “enflasyon verilerini nasıl topluyorsunuz” diye bilgi almaya gitti. Demokrasi kapısına zincir vuruldu.