Almanya Başbakanı Merkel vedaya geldi, ziyareti yaptı, gülüp geri gitti. Veda ziyareti sonrasında yapılan basın toplantısında “övgü haberi” çıkarmak isteyen bir gazeteci Merkel’e; “16 yılıdır birlikte çalışıyorsunuz. Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yönetim becerisi için ona 10 üzerinden kaç verirsiniz?” anlamında bir soru sordu.

Merkel güldü.

İlkokul çocuğu değiliz.

Diye cevap verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ise veda ziyareti sonrası; Merkel’e söylüyorum ama Almanya sen duy” dercesine uzun uzun koalisyonlu yönetimlerin ülkelerin kalkınma ve gelişmesine faydalı olmadığını, çeşitli sıkıntılar yarattığını ve en iyi yolun başkanlık sistemine geçmek olduğunu” vurgulayan bir konuşma yaptı.

Merkel yine güldü.

“Ben koalisyon partisi ortaklarımla çalıştım. Sorunumuz yoktur. Başkanlık sistemi uygulamak istemiyoruz” dedi.

Başka ne desin?

★★★

Merkel kibar insan ve diplomasi kuralı var; “halinize bakın” diyemezdi. 3 yıl 3 ay oldu. Yaklaşık 1185 gün eder; Türkiye Tek bir kişinin elinde bütün yetkileri toplayan ve iki dudağı arasından çıkan her cümleyi kanun sayan” bir parti devleti sistemine geçti ve 3 yıl 3 ay önce halka; Türkiye kanatlanıp uçacak” sözü verildi.

Fakat Türkiye çakıldı.

Sorun azaltamadı.

Dertleri çoğalttı.

Halkta öfke katlandı.

Başta Erdoğan olmak üzere partisinin milletvekilleri sözcüleri halkın evine, dükkanına, sokağına, mutfağına, pazarına, marketine gidip de “derdinizi dinlemeye geldim” diyemiyor. Aksine Geçinemiyoruz diye bağıran vatandaşlara TV ekranından; “Peygamber efendimiz de midenizi tamamen doldurmayın diyor” seslenişi yaparak zamların da yüksek olmadığını mini mini geldiğini” söylüyorlar. Tuhaf bir durum. Halktan iyice koptular. Halkın ayağına ise muhalefet partisi liderleri gidiyor. Sabah güneş ışır ışımaz esnafın dükkanına, çiftçinin tarlasına, emeklinin kahvesine koşup; “3 yıl 3 ay içinde Tayyip Erdoğan’ın koyu, kara ve bela yandaş düzen yarattığını ve ülkeyi perişan hale getirdiğini” bizzat halkın ağzından muhalefet liderleri dinliyorlar.

Merkel, nazik insan.

Yüze vurmadı.

Sizinki akıl değil.

Diyebilirdi, demedi.

Başkanlık!

Almanya’ya uymaz.

Dedi.

★★★

Merkel, gülüp giderken uçaktaAlmanya’nın başına 16 yıl önce Tayyip Erdoğan gelseydi, birbirini boğazlayan insanların ülkesi olurduk” diye düşünmüştür.

Merkel haklı.

Türkiye iyi yönetilseydi.

1 dolar: 5 TL.

Olması gerekirdi.

1 dolar: 9 TL’yi geçti.

Enflasyon:

Yüzde 4’e inmeliydi.

ÜFE 45’e çıktı.

TÜFE yüzde 20’yi aştı.

Kişi başı milli gelir:

20 bin dolara çıkmalıydı.

8 bin 566 dolara indi.

Yıllık dış borç çevirme:

100 milyar dolar olmalıydı.

168 milyar dolara çıktı.

Merkez Bankası rezervi:

150 milyar dolar olmalıydı.

Eksi 23 milyar dolara indi.

Türkiye’nin iflas risk primi:

150 baz puan olmalıydı.

430 baz puana fırladı.

Borç temerrüt riski olmamalıydı. Fakat var ve Türkiye dünyanın en riskli ülkelerinin başında geliyor.

Yoksulluk alev oldu.

İşsizlik alev oldu.

Gelir bölüşümü bozuldu.

Zengin daha zengin.

Yoksul daha yoksul.

Yeni zenginler peydahlandı. Bölgesel uçurumlar arttı. Türkiye uçurumlar ülkesi oldu. Olmamalıydı. Avrupa sefalet liginin en tepesinde yerini aldı.

★★★

Merkel’e Alman gazetelerinde çıkmış bir haberi verselerdi; Türkiye’de son 10 yılda hapishaneye düşmüşlerin suçlarına göre dağılımını okuyacaktı.

Çalma: 7 kat arttı.

Cinayet: 6 kat arttı.

Cinsel suç: 10 kat.

Uyuşturucu: 11 kat.

Kaçakçılık: 9 kat.

Sahtecilik: 5 kat.

Trafik suçu: 15 kat.

Aşırma: 11 kat arttı.

Sebebi belli...

Merkel, gülüp gitti.

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Vatandaşa vergi yandaşa muaf!


Yeni yıl bütçesinin “278.4 milyar TL açık verme hedefiyle” hazırlanmakta olduğu resmi ağızdan açıklandı. Yani toplanan vergi harcamalara bu yıl da yetmeyecek. Çünkü Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bol israf ve bol harcamadan vazgeçmiyor. Halk yüksek vergiler altında ezilirken yandaş vakıflara ve dolayısıyla sahiplerine vergi muafiyetleri ise devam etmekte. BirGün muhabiri İsmail Arı’nın yazdığı habere göre Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın arkadaşı Osman Kaan’ın kurucusu olduğu Kaanlar Vakfı da vergiden muaf vakıflar arasına alındı. Böylece vergi vermeden vakıfçı olma imtiyazı elde eden vakıf sayısı 300’e ulaştı. Bunların içinde Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA), Okmeydanı Spor ve Eğitim Vakfı (Okçular Vakfı), Kadın ve Demokrasi Vakfı (KADEM), Nun Eğitim ve Kültür Vakfı, Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı gibi iktidara hısım ve akraba olanların kurduğu ya da yönetiminde olduğu vakıflar da var.