Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, iflah olmaz, tamir edilemez, yaşayamaz, sürdürülemez hale gelmiş olmalı ki, sistemin Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Cemil Çiçek; “yüzde 50+1 doğru olmadı... Sıkıntı yarattı...” diye başını taştan taşa vuruyor.

Sıkıntı yarattı!

Sorun üretti.

Bela peydahladı.

Milli parası pul oldu.

Öz vatandaş kul oldu.

Otoriter başladı.

Totaliter oldu.

3 yıl önce 16 bakanlık, 9 kurul, 4 ofis, 8 başkanlık ve 1 cumhurbaşkanı yardımcısı hepsi bütün gücü tek elinde toplamış başkana bağlı, ondan emir ve talimat alarak “tek vücut çalışacaklar” aralarında hiçbir “yalama- yalpalanma” olmayacak 2023 yılında Türkiye dünyanın en büyük 5 ekonomisi içine girecekti.

2023’e 1 yıl kaldı.

1 dolar: 10 TL oldu.

Ekonomi analizleri yazan yazar Veysi Dündar’ın deyimiyle; “Türkiye parası pul, vatandaşı dünyaya kul (emeğin en ucuz olduğu ülke)oldu.

Yüksek enflasyon.

(Hayat pahalılığı)

Yüksek devalüasyon.

(Doların 10 TL oluşu)

Yüksek işsizlik.

(Şehirler işsiz deposu)

Birbirine kardeş oldu.

Birbirini besler oldu.

★★★

Cemil Çiçek!

Sıkıntı oldu.

Diye dövünüyor.

Tayyip Erdoğan da 3 saat baş başa görüştüğü Saadet Partisi Başkanı Temel Karamollaoğlu’na; “50+1 konusunda hata yaptık” diyerek aslında başına vuracak taş arıyor. Oysa Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yalama olacağı daha başından belliydi ve yalama durumu daha ilk 100 gün içinde Katar Şeyhi’nin gönderdiği “VIP uçak hediyesini (uçak hediyesi ne demekse, ne hikmetse, kime kabarmaksa)” kabul ederek başlamıştı.

Tuzak kurdular.

Tuzağa düştüler.

Kendileri ettiler.

Kendileri buldular.

Seçim günü geldiğinde yüzde 50+1’i ancak ve ancak, ebediyen ve kesintisiz olarak Tayyip Erdoğan’ın tutturabileceği hesabını yaptılar. Bugün ise tersi oldu. Cemil Çiçek’in Yüksek İstişare Kurulu üyesi olduğu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin bugünkü Başkanı Tayyip Erdoğan’ın liderlik yaptığı Cumhur İttifakı’nın yapılacak seçimde “50+1’i tutturabilmekten çok uzağa” düştüğü ve buna karşılık Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşit katılımcı modelle yol göstericilik yaptığı Millet İttifakı’nın “50+1’i tutturabildiği” kesin olarak ortaya çıktı. Akıllarına hiç gelmemişti.

Hiç ummamışlardı.

Model kurşun oldu.

Sahibini vurdu.

Tayyip Erdoğan’ın sahip olduğu o yetkilerle bugün yapılacak seçimle cumhurbaşkanı olacak birisi, aynı yetkileri kullanarak “Tayyip Erdoğan’dan hesap soracak” hale geldi.

★★★

Bu yüzden olmalı; modelin başyazarı son gelinen noktayı; “Bir bakarsınız CHP kapatılmış ve seçime girmesi yasaklanmış olabilir” fantezisi ile anlattı.

Fantezi:

Hayal demek.

Başyazar, muhalefet partisini kapatma hayalini kurabilme gücünü Cemil Çiçek ile Tayyip Erdoğan’ın; “sıkıntı yarattı... Sorun peydahladı...” dedikleri Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin bütün güçleri tek kişide toplayabilme faşizminden alıyor. Başyazardan (Mehmet Barlas) sonra modelin başka fantastik bir yazarı da (Nagehan Alçı) dün, “faşizmin geldiğini” şu cümleler ile döktürdü: “İçinde yaşadığımız mevcut rejim isterse ve karar verirse CHP’yi kapatabilir mi? Kapatırsa toplumdan ne tepki gelir? Mesela isyan çıkabilir mi, ayaklanma olabilir mi? Mesele milyonlarca kişi toplanıp yürüyüş yapabilir mi? Mevcut rejim CHP’yi kapatır ve CHP yöneticilerini de tutuklarsa Türkiye otoriter safhasını aşıp çok açıkça totaliter bir rejim haline gelir. Ülkemiz için felaket olur. Fakat birinci sorunun cevabı şu: Maalesef eğer bugünkü rejim kafaya koyarsa CHP’yi PKK ile işbirliği gibi bir gerekçe göstererek kapatır ve ulusalcı olamayan CHP ileri gelenlerini de tutuklayabilir.”

Yazarları:

Faşizm ile korkutuyor.

YİK üyesi Cemil Çiçek:

Sıkıntı ile korkutuyor.

★★★

Tuzak diye başladı.

Kurana tuzak oldu.

Sıkıntı yarattı.

Sorun üretti.

Bela peydahladı.

Milli parası pul oldu.

Öz vatandaş kul oldu.

Otoriter başladı.

Totaliter oldu.

Üç yılın sonunda sistemin böylesine yalama olacağı; “Katar Şeyhi’nden gelen pahalı VIP uçak hediyesinden” belliydi. Söylemesi, övünmesi ayıp, ben bunu 3 yıl önceden yazmıştım.

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Bafa Gölü de kuruyor!


261 kuş türüne üreme ve kışlama ortamı sağlayan Bafa Gölü’nde de tehlike zilleri çalmamaya başladı. Bafa’da sular 1.5 metre çekildi. Bütün dünya iklim değişikliğinin ve buna bağlı olarak yaşanan su sıkıntısının etkisi altında. Ancak Türkiye su sıkıntısı çeken dünyada su zengini olabilir. Boşa denizlere akan sular susuzluk çeken ovalara, kuruyan göllere akıtabilir. Milliyet Gazetesi’nde Çiğdem Yılmaz’ın yazdığı habere göre, “Uluslararası Su Kuyusu Yardım Derneği’nin davetlisi olarak Afrika ülkesi Tanzanya’dan İstanbul’a gelen Masai Kabilesi’nin 6 üyesi, “Bizim hayatımızın çoğu su aramakla geçiyor. Davetli olarak geldiğimiz İstanbul’da bir haftadır kaldığımız otelde musluğu her açışımızda temiz su akıyor, bundan daha güzel şey var mı? Suyunuzu dikkatli kullanmazsanız bizim durumumuza düşersiniz” dediler.