Avusturya’da yakalanan kara para yıkayıcı, “bir iş adamından 40 milyon dolar alacağım vardı. Bundan vazgeçmem için bakan beni aradı” diye kısaca özetleyebileceğim bir iddia ortaya attı. Bir güçlü bakan var. Telefon ediyor. Vazgeç alacağından diye korkutuyor.

Yalan iddia olabilir.

Doğru da olabilir.

Ya doğruysa...

30 gün geçti.

Çok yazıldı.

Konuşuldu.

Defalarca soruldu.

Adalet sindi.

Savcılar zincirlendi.

Vicdan ayaklanmalıydı.

★★★

Merkez Bankası’nın 128 milyar dolar döviz rezervinin hangi tarihte, kimlere, hangi kurdan satıldığı açıklansa “işte şeffaflık- işte temiz siyaset- işte onurlu bürokrasi” diye alkış alacaklardı.

Açıklamadılar.

“Sormayın” dediler.

Kim gece zengini oldu?

Özellikle sakladılar.

Türkiye ayağa kalktı.

Dünya dikkat kesildi.

İlahiyat okumuş, din ve ahlak öğretmenliği yapmış sonradan iktidar destekçisi televizyon haber sunucusu yapılmış birinin; 10 milyon Euro gönder” diye ses kaydı yakalandı. Bu 10 milyon kimlere pay edilecekti? Bildiklerini okudular; “duymadık- görmedik” tavrına yattılar. Bir iktidar partili siyasetçiyi, mafya 10 bin dolar aylığa bağlamış ama “siyasetçi mafyayı bile keklemişti” iddiasını sıradan biri değil bir bakan dile getirmişti.

Yine sormayın” yaptılar.

30 gün geçti.

Gizliyorlar.

★★★

Van’ın Edremit İlçesi’nde AKP’li Belediye Gelirlerin Raporlanması” diye yeni bir işkolu icadı yaptı ve ihale açtı.

Geliri 4 kalem:

Emlak vergileri.

Çevre vergileri.

Katı atık vergileri.

Ruhsat bedelleri.

Lise mezunu dikkatli bir adam ilçe belediyesinin bu 4 kalem gelirini, eksiksiz alt alta yazar toplar, sonucu da düzgün ve kusursuz bir yazı diliyle rapor edebilirdi. 300 kişinin çalıştığı belediyede bu basit matematik toplama işlemini yapacak adam bulunamamış olmalı ki, Ankara merkezli tek bir firma teklif verdi. 6 aylık “gelirleri raporlama hizmet alımı için firmayla 1 milyon 44 bin TL sözleşme imzalandı.

İhaleye bak!

Ankaralı firma.

Van’da iş aldı.

1 milyonu kaptı.

İş ne?

4 rakamlı toplama.

★★★

4 koldan soygun.

1- Devletin arazisi, arsası, firması, limanı, köprüsü özelleştirilirken al- devret modeli” uygulanıyor. Göstermelik birinci alıcı, devlet malını ihalesiz, rekabetsiz, yarışmasız, düşük fiyata sahipleniyor. İsmi önceden belirli asıl alıcıya devrediyor. Devir bitince fark “ahlaksız siyasetçi- ahlaksız bürokrat- ahlaksız iş adamı arasında” paylaşılıyor.

2- Hazine’ye girmesi gereken vergi gelirleri vücut çalımı atılarak” iktidara yakın vakıf ve derneklere yönlendiriliyor. Hasılat yine ahlaksız siyasetçi- ahlaksız bürokrat- ahlaksız iş adamı arasında bölüşülüyor.

3- Devletin ve belediyelerin büyük çaplı ihaleleri, iktidar yanlısı belli firmalara veriliyor, proje değişikliği, şartname değişikliği ile maliyet şişirilip yine ahlaksız siyasetçi- ahlaksız bürokrat- ahlaksız iş adamı arasında bölüşülüyor.

4- Devletin hizmet ve mal alımları da yine belli firmalara veriliyor ve “üçlü kirli- kara- tiksindirici- sefil- ahlaksız bölüşme” gerçekleşiyor.

★★★

Nereden buldun?

Nasıl zenginleştin?

Ne yenilik yaptın ve hangi yasal ve temiz alın teri beceriyi gösterdin de bu kadar serveti, parayı kazandın?

Bu sorular!

Asla sorulamıyor.

AKP iktidara gelmeden önce vardı, soruluyordu. Gelir Vergisi Kanunu içinde gelirinin kaynağını açıklama mecburiyeti”  bulunuyordu, kaldırıldı.

★★★

4 maaş.

5 ikramiye.

6 huzur hakkı.

Hayasız rüşvet çarkı.

Sefilce yolsuzluk.

Arsızca koltuk kapma.

Adi zenginleşme hemen her gün Türkiye’nin dört yanından uç veriyor. Bu nedenle bir onurlu, sorumlu, temiz, korkusuz yüreğe destek çıkacak yeni bir yapılanma, bir yeni devrim, yeni bir tasarım, bir yeniden temizlenme, arınma gerekiyor. Bütün iktidar adamlarının birinci ve ikinci akrabaları ile hısımları dahil kimin nasıl servet edindiği sorulmalı, soruşturulmalıdır.

Çürüme vücudu sardı.

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Sivas katliamı unutulmaz!


Sivas’ta Madımak Oteli’nin yakılmasının üzerinde 28 yıl geçti. Katliamdı. Otelden sağ çıkabilen büyük yazar Aziz Nesin, 28 yıl önce katliamı şu cümlelerle yazmıştı: “...‘Cumhuriyet Sivas’ta kuruldu, Sivas’ta yıkılacak’... ‘Laiklere ölüm’... ‘Yaşasın Şeriat’... ‘Sivas Aziz’e mezar olacak’ sloganları aslında hedefin sadece ben olmadığımı anlatmaya çalışıyor gibiydi. İlk fitil ateşlendi. Önce yağmalama, sonra ise ‘yakın ulan, yakın’ sesleri ve tekbirlerle çevredeki araçlar ateşe verilmişti. Ateşin kızıllığı, dumanın siyahı ile birleşip çevremizi sarmıştı... Her şey 5-10 dakika içinde olmuştu...” Sivas Madımak Oteli katliamında 33 sanatçı, yazar hayatını yitirdi, yangından 51 kişi sağ çıkabildi.