“Yeniyi yapmak için eskiyi yıkmak gerekir” derler. “Eskiyi yıkmak için de onu tanımak gerekir” diye ilave ederler.

Doğrudur.

Ormanlar yandı.

Akdeniz Bölgesi’nde insanlar ve her türden canlı hayatını yitirdi. Maddi kayıplar oldu.

Seller bastı.

Karadeniz’de özellikle dere yatağında yerleşim yerlerini sel vurdu. 82 kişi can verdi. Büyük maddi kayıp var. Belediyeler, orman yangınında ölenler ve sel felaketinde hayatını yitirenler için mevlit okutma programı düzenlediler.

Mevlit şekeri dağıttılar.

Allah kabul etsin.

Mevlitler sevaptır.

Ders de çıkarmalı.

Yeniyi yapmalı.

Yeniyi yapmak için.

Eskiyi yıkmalı.

Okurumdan bana gelen bilgilere göre Trabzon’un Akçaabat İlçesi’nde “dere yatağına et kombine tesisi ile sanayi sitesi yapılmaktaymış...” Bilgiyi gönderen dikkatli okur; dere yatağına dikilen kamu binalarının fotoğraflarını da yollamış ve nazik, yapıcı, yenilik isteyen bir üslupla; “Mühendis meslek ahlakının önemini yazıyorsun... Bunları da yaz...” diye öneride bulunuyor.

★★★

Yazayım:

Et ve Balık Kurumu ve Akçaabat Belediyesi, ikisi de kamu kurumu. Et ve Balık Kurumu, Galanima Deresi’nin havzasına günlük 70 büyükbaş ve 200 küçükbaş hayvan kesimi kapasiteli bir et kombinesi yaptırıyor. Belediye de aynı havzaya orta büyüklükte bir sanayi sitesi dikiyor.

Kamu: Projeci.

Yapıcılar kim:

Müteahhitler.

İhaleye çıkılmış ya da çıkılır gibi yapılıp eş- dost kayırılarak verilmiş. Müteahhitler iktidar partisinin adamları mı bilmiyorum. Ama şunu biliyorum: Mutlaka Galanima Dere Havzası’na imar izni çıkarılmıştır. Küçük ölçekli avan proje yapılarak “teknik ekonomik fizibilite raporu” da hazırlanmıştır. Dere havzasına et kombinası ve sanayi sitesi dikmek kitabına, yasasına, mevzuatına uydurulmuş, “inşaat yapım ruhsatları” buna göre verilmiştir.

İşte tam burası!

Hoşgörünüze sığındım.

Sabrınızı istismar ettim.

Günlerce aynı konuyu; “mühendislik ahlakının” önemini bunun için yazmayı sürdürdüm.

★★★

Kamu otoritesi yani devleti yönetenler (Tarım Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi uygulandığı için bizzat Cumhurbaşkanı’nın kendisi, Et Balık Kurumu Genel Müdürlüğü ile Akçaabat Belediyesi) “mühendis imzası olmadan” Akçaabat Galanima Dere Havzası’nı imara açamazlardı. İmara açıldığına göre, izlenen yolun en çatal kavşağında mutlaka bir ya da birkaç mühendisin imzası olmak zorunda.

“Acaba” diyelim.

Şüphelenmek sağlıktır.

Şüphe edelim.

Soralım: Mühendisler “bu dere havzasına et kombinası dikmek ve sanayi sitesi yapmak risklidir, dünyanın iklim ritmi değişti. Yazın hava sıcaklıkları 48- 50 derecelere çıkmaya başladı, Almanya’da sel felaketinde 160 kişi hayatını kaybetti, Sibirya’da, Cezayir’de, Kanada’da, Yunanistan’da, ABD’de ormanlar yandı, seller can aldı. Bizim ülkemizde de önümüzdeki yıllarda yine seller patlayabilir ve bu Akçaabat Galanima Dere Havzası’na dikilen binalar sel altında kalarak can ve mal kaybına mâl olabilir” diye raporlar verdiler, fakat kamu otoritesi dinlemedi ve “zorunlu ihtiyaç” gerekçesiyle binaları yapma kararı mı aldı?

Acaba böyle mi oldu?

Kamu otoritesi, imza atmayan mühendisleri işlerinden atmakla mı tehdit etti? Ya da işlerinden attı ve yerlerine başka mühendisler bulup onlara “et kombinesi ve sanayi sitesi yatırımları zorunlu ihtiyaç...” faslından imza mı koydurdu? Böyle olduysa bile; işlerinden atılan mühendislerin “bu durumu Mühendisler Odası’na bildirmeleri” gerekirdi. Mühendisler Odası da “işten atılan mühendis üyeleri yerine imza koyan mühendisleri, mühendislik ahlakı açısından sorguya çekip, onları oda üyeliğinden atarak, kamuoyuna duyurması” lazım gelirdi.

★★★

İklim ritmi değişti.

Dereler!

Yenilik bekliyor.

Yenilik nerede?

Ölenlere mevlit!

Kalanlara ihale!

Mevlit sevaptır.

Selde canlı boğmak.

Günah.

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Elektrikle soygun!


Bizim SÖZCÜ muhabiri Hakan Kaya’nın haberine göre Sinop’un Durağan İlçesi’nde emekli bir vatandaş İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e elindeki elektrik faturasını göstererek; “170 liralık elektrik faturasının 145 lirası KDV olur mu?” diye sormuş. Meral Akşener ne desin? KARAR Gazetesi muhabiri Hava Asal’ın haberinde Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu’ndan Mehmet Özdağ, “Elektrik dağıtımının özelleşmesi tam bir soygun ortamı hazırlardı. Hidrolik santrallerinin neredeyse tamamına piyasa fiyatının çok üstünde alım garantisi verildi. Ciddi bir suistimal var. Dağıtım şirketleri devlet şebekesinden aldıkları elektriğin üzerine yüzde 50 zam koyup halka satıyorlar. Kayıp kaçağı önleyecek yatırımları yapmıyorlar. Elektrik faturalarına önümüzdeki beş ay içinde yüzde 30 daha zam bekleniyor” diyerek elektrikteki soygunun boyutlarını anlatıyor.