Bütün dünya salgında ağır sıkıntılar içine girdi, biz de ülke olarak, insan olarak, vatandaş olarak payımıza düşeni çekiyoruz diye düşünüyorum ama aklıma Hatay’da AKP Kongresi sırasında videoya çekilen o görüntü geliyor. Takım elbiseli gençten biri, başka bir takım elbiselinin omuzuna “tay... tay...” binmiş iki eli havada şıkıdım... şıkıdım...” oyun ya da dans hareketleri yapıyor.

Oysa yasaklar vardı.

Lokantalar kapalı.

Kafeler kilitli.

Ve okullar, “salgın belasını en az ölümle atlatmak için fedakarlık yapmaya” vidalanmışlardı. Başta Cumhurbaşkanı yasak, kural, eşitlik dinlemedi! Parti Kongresi sevinci yaşamak isteyenler mi dinleyecek?

Tamam da!

Hatay Valisi!

Yasak koymuş.

Vatandaşa ceza kesiyor.

Partiliye ise şıkıdım.

Çifte standart.

Büyük tutarsızlık.

İktidarı kayırma.

Vatandaşı ayırma.

Bu gerçeğe sırtını dönmüş bakanlar, yasakların göz göre göre baş delicisi Cumhurbaşkanı başkanlığında bugün toplanacaklar, yüz yüze eğitime geçiş, kafe ve lokantaların açılmasını konuşacaklar. Normalleşmenin ilk adımları atılacak.

Bunun kararı çıkacak.

Ne çıkarsa bahtına.

★★★

Yasaklara, kurallara, önerilen tedbirlere başta Cumhurbaşkanı, bakanlar, valiler, kaymakamlar, polis şefleri, savcılar uymayacak; “parti kayırma, kibir, benlik, vatandaş ayrımı” devam edecek. Salgın bir yılını doldurdu. Virüs değişime uğradı. Bizim ülkemizde de daha tehlikeli bir yapıya dönüşmüş olmasından korkuluyor. Bir yıl içinde şu net gerçeği gördük:

İktidar adamı isen.

Şıkıdım.

Düz vatandaşsan.

Öde cezayı.

Başta Cumhurbaşkanı, iktidarın büyüklü küçüklü tüm adamları ve kadınları bir yıl içinde “yasakları- kuralları- tedbirleri” deldiler; bir vali, bir kaymakam, bir polis şefi, bir savcı çıkıp; “ödeyin cezayı” demedi onlara... Normalleşme toplantısı bugün yapılıyor.

Akşam kararları öğreneceğiz.

★★★

Öğreneceğiz ama Hatay Valisi, Hatay Kaymakamı, Hatay Emniyet Müdürü, Hatay Savcısı, Ankara’dan da İçişleri Bakanı ile Sağlık Bakanı’nın harekete geçerek “yasaklara uymayarak parti kongresinde çok kalabalık şıkıdım toplantısı yapanlar için” cezalandırma yoluna gitmediler. Kahvehanelerin, kafelerin, lokantaların yasaklandığı, okulların kapalı tutulduğu bir dönemde parti kongrelerine salkım saçak kalabalıklar toplamak kahve fincanının içinde kuruyan telve gibi yapıştı kaldı.

İktidar kayırma.

Hep bana.

Rap bana.

Kibir.

Benlik.

Parti fetişizmi.

Vatandaş ayırma.

Virüs çok insan öldürdü.

O bile ayrım yapmadı.

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Asgari ücretlinin otomobili!


AKP Kayseri Milletvekili İsmail Tamer, “asgari ücretlinin bile kapısının önünde otomobili var” demişti. Kayseri Milletvekili’nin iki hastane sahibi zengin bir patron olduğu ortaya çıktı. ABD’de, Almanya’da, Japonya’da ve Fransa ile İtalya’da asgari ücretle çalışanların yüzde 50’sinin otomobili var. Bizde ise asgari ücretlilerin yüzde kaçının otomobil sahibi olduğunu gösteren bir araştırma yok. En cömert ihtimalle yüzde 5’tir. Kaldı ki, bizim asgari ücretlilerin yüzde 50’si otomobil sahibi olsa bile bu Türkiye’nin kalkındığını ve herkesin durumunun Avrupa ülkeleri düzeyine çıktığını göstermez. Kayseri Milletvekili’nin partisi AKP yaklaşık 19 yıldır iktidarda fakat Türkiye’de kişi başına milli gelir ABD’nin, Almanya’nın, İtalya’nın, Fransa’nın, Japonya’nın yanına bile yaklaşamadı. Sayın milletvekili kıyaslamayı bu açıdan yapabilseydi, Türkiye’nin orta gelir tuzağına düşüp orada kaldığını hatırlatacağı için parti başkanından fena azar işitecek, muhtemelen “FETÖ’cü...” damgası yiyecekti. ODA TV’nin yaptığı araştırmaya göre, “asgari ücretlinin otomobili var” diyen Milletvekili İsmail Tamer, 2012 yılında ABD’de FETÖ terör örgütü lideri Gülen’i ziyaret eden AKP’li politikacılardan biriymiş. ODATV onun Gülen’in yanında dururken fotoğrafını daire içine alarak yayınladı.