Genelleme yaparak söylersek: Herkesin “bir altın on yılı” vardır. Üstün eserler bu on yılda yaratılır. Rekorlar bu on altın yılda kırılır. Fırsatlara bu on yılda hakim olunur. Sonra da on yılın altın meyveleri yenilir.

Rahmetlinin!

Altın on yılı olmuştu,

Tahrikler üretti.

Terfiler yükseltti.

Tarifler yarattı.

Anayasa profesörüydü.

Girilecek gözü bildi.

Göze girdi.

Milletvekili oldu.

Başdanışman yapıldı.

Anayasa yazdı.

Rahmetli öldü, gitti.

Kaldı geride eseri:

Olmaz olsun!

Onun yazdığı Anayasa Türkiye’yi batırdı. Rahmetli öncülük ettiği, çıkması için militanca savaştığı yeni Anayasa’nın haram altın meyvesini tam yemeye başlamıştı ki, hayata gözlerini yumdu.

★★★

Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu üyesi AKP’li Anayasa Profesörü Burhan Kuzu’nun eski danışmanı Sinan Çiftçi, “altın yıllarda haram yeme sarhoşluğunun zirve yaptığını” TV ekranından canlı yayında açıkladı.

Danışman dedi ki:

Burhan Hoca!

İş takibi yapardı.

İhale takibi yapardı.

Hakimlere telefon ederdi.

Savcıları arardı.

Suçluyu suçsuz yapar.

Suçsuzu hapse attırır.

Adaleti hapse sokardı.

Kara para seviciydi.

Gümrüklerden...

Sınırlardan...

Kara para geçişini ayarlardı.

O mafyayı bulmazdı.

Mafya onu bulurdu.

İş adamları onu arar ve “Şu işi çöz al 1 milyon doları” derlerdi. Zindaşti’nin kaçışını ve tahliyesini de Rahmetli Burhan Hoca ayarladı.

★★★

Rahmetli profesörün, yaşayan danışmanı bugüne kadar niçin sustu da şimdi konuşuyor?

Bu ayrı bir konudur.

Bugün için önemli olan danışmanın “örtüyü yırtan” ve “uyanın... uyanın... uyanın...” diye haykıran açıklamalarıdır.

Danışman ilave ediyor:

Rahmetli Burhan Hoca mahkemelerde görülmekte olan “eroin parası bağlantılı- mafya babaları ilişkili... Dolar... Cinayet... Kiralık güzel kadınlar ile vidalı...” davaların yönünü değiştirmek için hakimleri ve savcıları Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nden aratırdı.

Yani!

Arkamda Saray var.

Sarayın gücü konuşuyor.

Dediğimi yapın.

Rahmetli, kendi gücünü aşan çözümü zor davalar olunca “olayı üst mercilere” taşırdı. Dediğini yaptırırdı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Damat Berat Albayrak, Meclis Başkanı Mustafa Şentop aradıkları arasındaydı... Hatırını birçok kişi kırmazdı.

★★★

Rahmetli hatırlıydı!

Altın 10 yılda hatır biriktirmiş, canını dişine takmış çalışmış, çalışmış, çalışmıştı. Külliye Saray’a büyük bir sadakatle bağlı olan ne kadar uyduruk hukukçu varsa toplamış, örgütlemiş, makam, mevki, mansıp dağıtmış dünyada eşi benzeri görülmemiş anayasa yazıp, olağanüstü hal (OHAL) ortamında çıkarılmasını tahrik etmişti.

Rahmetli tahrikçiydi!

Bütün yandaş gazeteci ve borazan yazarlar ile televizyon sahiplerinin “Burhan Hoca... Burhan Hoca...” diye yalakalık sınırlarını bile zorladıkları “kirli, pis, ahlaksız menfaat çekim alanı” yaratmıştı...Rahmetli, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” adı altında bütün güçleri (yasama- yürütme- yargı) tek kişide toplayan, HSK’yı da YSK’yı da Cumhurbaşkanı’na bağlayarak “tek kişiye hükümet olabilme yetkisi” sunan, Meclisi yasama organı olmaktan çıkarıp “Saraya Sadakat Organı” haline getiren, Cumhurbaşkanı’na tek başına “olağanüstü hal ilan etme yetkisi vererek” Anayasayı temel hak ve özgürlüklerin güvencesi olmaktan uzaklaştıran bu zehirli yapının baş mimarıydı.

★★★

Rahmetlinin Danışmanı Sinan Çiftçi dedi ki; “Pazar günü hastaneden taburcu olacağını söyledi. Cumartesi günü ölüm haberini aldık. Zindaşti (Burhan Hoca’nın hapisten kaçırttığı mafya babası) olayı daha da büyümesin diye fişi çekildi diye düşünüyorum.”

Rahmetli!

10 yılının altın meyvelerini yemeye başlamıştı ki, öldü. Rahmetli, altın on yılının meyvelerini cami avlusundan 7 yıldızlı otellere terfi edenlere bırakıp gitti.

Kaderin intikamı!

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Eski Bakan’dan “dindar kesim” için ilginç tespit!


Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde Başbakanlık Müsteşarlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı yapan eski AKP önde geleni Ömer Dinçer, “Bi Karar Ver” adlı programda ilginç bir tespitini dile getirdi: “Türkiye’deki Müslüman mahallinin zihni bir sorunu var. Lider üzerinden “hükümdarlık sistemine” daha olumlu bakan, demokrasiye karşı daha uzak duran bir zihni yapı oluşmaya başladı. Dindar kesimin “eğitim sorunu var” dedi.