Haberin henüz mürekkebi kurumadı. Öldürme planı yapmış soğuk kanlı bir adam İzmir’de HDP binasına girdi, yanında getirdiği ruhsatlı silahı ile genç kızı öldürdü. Bu adamın akli dengesi yerinde değil diye haberler yapıldı. Ancak o silahıyla pozlar verip sosyal medyada yayınlamış biriydi.

Aramızdaydı.

Soran olmamıştı.

Kovuşturan yoktu.

Ankara’nın Çubuk İlçesi’nde yine “öldürme planı yapmış” başka bir adam, traktör sürücüsünün canını aldı. Ölüm kusan silahı, seri atış yapabilen ve sadece devlette bulunması gereken MP5’ti. Yargıç mahkemede sen bu silahı nereden buldun?” diye sordu. 15 Temmuz darbe gecesi Ankara Emniyeti önünde silah dağıtıyorlardı. Ben bu silahı o gece orada aldım” dedi.

Yargıç sustu.

Aklından sana dağıttıkları bu silahı daha sonra senden geri istemediler mi?” diye sormak geçti.

Sormadı.

İstanbul’da bir lisede liseli genç sınıf arkadaşına kızdı. Pompalı tüfekle arkadaşını öldürdü.

Ruhsatlıydı pompalı.

Silahlanma hızlıydı.

Sanki göz yumuluyor.

Silah teşvik ediliyordu.

İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre sadece iki yıl içinde yivsiz tüfek ve tabanca olmak üzere toplam 2.333.698 silah ruhsatlandırılmıştı.

★★★

Korku salıyorlardı.

İktidar ağzı.

Yandaş ağzı.

Söz birliği etmişlerdi; iki koldan “yok ederiz, bitiririz, vatan hainleri, size bu ülkede yaşama hakkı yok, çekip gidin, memleketi size mi teslim edeceğiz” tehditlerini her fırsatta çok yüksek perdeden muhalefet partisi liderlerine bile savuruyorlardı. İktidar yandaşı bir kadın TV ekranından; “oturduğumuz sitede listem hazır. Bizim aile 50 kişiyi götürür. Madden ve maddeten donanımlıyız” demişti. Bir yandaş kalem de “Bir daha sokağa çıkarsak kimileri nerelerden toplayacağımıza ilişkin listelerden, zulalardan, yaşanacaklardan haberiniz var mı” diye korku yükseltmişti.

Kayıp silahlar vardı.

Devletin sahip olması gerekli silahları, hızla el değiştiriyor, kayıtlara “kayıp silahlar” diye geçiyordu.

2014 yılında:

14.682 silah kayıptı.

2016 yılına gelindi.

2 yılda kayıp silah:

107 bini geçti.

Muhalefet milletvekilleri Büyük Millet Meclisi’nde iktidaradevletin elindeki silahların kayıp hızındaki artışın nedenini sordular” ama cevap alamadılar.

★★★

Önceki gün Sedat Peker, “Devlet envanterinde kayıtlı olmayan bir kasa silah, AKP Gençlik Kolları’na ait bir araçla taşınarak sivillere dağıtıldığı” iddiasını ortaya attı.

Tarih söylüyor.

İsim veriyor.

Yer açıklıyor.

Sedat Peker’in isim verdiği ve “şerefli adamsın konuş gerçekleri....” diye seslendiği Ahmet Onay adlı kişi ise Kamuoyuna duyuru” başlığını koyup şu açıklamayı yaptı: “Sedat Peker ile gazi olmamdan dolayı tanıştım. Kendisiyle sıklıkla görüşmeye devam ettim. 15 Temmuz Darbe girişiminin birinci yıldönümünde bana bir otomobil hediye etti. Peker’in twitlerinde ismi geçen kişilerle birlikte bulundum. Dönemin AK Parti Gençlik Kolları İl Başkanı Taha Ayhan ve yanındaki kişilerle birlikte Balat’ta ismi geçen kilisenin yakınlarında bulundum. Sebur Soğanlı ile birlikte gittim. Yanımızda da adını bilmediğim bir kişi daha vardı. Birbirlerine ne alıp verdiklerini görmedim. Kalaşnikof marka silahların, bahse konu kişiler arasında başka bir yere transfer ya da alışveriş yapıldığını görmedim. Buradan sonrası hakkında ne bir fikrim ne de gördüğüm bir şey vardır. Sedat Peker abi ile görüştüğümü asla inkar etmiyorum. Hatta ve hatta tüm bu olaylar yaşanmaya başladığı günden itibaren; başta Sn. Cumhurbaşkanımız, Sedat Peker abi ve İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’yu sevdiğimden ötürü; bu kargaşaların bir an evvel son bulup, birlik ve beraberliğimizin zedelenmemesi için her vakit dua etmişimdir...”

★★★

Türkiye’nin elinde NATO’nun ABD’den sonra ikinci büyük ordusu var. Polis sayısı da hemen hemen ordunun asker sayısına ulaştı. Buna bekçiler de eklendi. Neredeyse 1 milyonu aşkın silahlı gücü olan bir ülkeyi yönetenler, ayrıca halkın bir bölümünün silahlanmasına çıkardıkları kararname ile teşvik ediyorlar, partili silahlandırmayı hızlandırıyorlar, kayıp silahların üzerine gitmiyorlar.

Neden?

Seçimi yitirebilirler.

İktidarları son bulabilir.

İktidarı vermemek için mi partilileri silahlandırma yolu açıldı teşvik ediliyor? Seçimle geldiler, seçimle gitmemek için “Türkiye’yi Suriye yapmayı mı” göze aldılar?

Bir savcı çıkmayacak mı?

Soruşturma başlamayacak mı?

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Şenol Güneş istifa!


Geçmişi başarılarla dolu, efendi duruşlu, iyi bir sporcu Şenol Güneş’e yakışan “istifa etmek” olmalıydı. Euro 2020 elemelerinde Türk Milli Takım’ı beklemedik, umulmadık perişan bir futbol sergiledi. Sorumluluğu alması gereken Futbol Federasyonu ile Şenol Güneş olmalıydı. Önce Federasyon Başkanı Nihat Özdemir istifa etmeli ve onu Şenol Güneş izlemeliydi. İkisi de suçu futbolculara yüklemeye kalktı. Şenol Güneş gibi biri bile “bu denli koltuk sevicilik” yaparsa...