İçinde dolar varsa dilencinin torbası bile bir varlık haline geldi. İçinde TL varsa kodaman kasası bile dilenci torbasından değersiz oluverdi. Durduk yerde eriyen varlıklar ve durduk yerde çoğalan servetler, birbirini yan gözle süzen iki kıskanç kumaya döndü. Kedi kuyruğunu kovalar çıkmazına girdik. Kur artıyor. Fiyatlar da artıyor. Kur artınca, servetini dolarda tutanlar bir gecede daha da zenginleşiyor, öbür yanda geniş halk kitleleri hızla yoksullaşmakta. Böylesine bir çıkmazdan kurtulmak için; “tövbe edecek” günlere girdik.

Kim tövbe etmeli?

Gizli saklı değiller.

Gözler arar bulur.

Parmaklar kalkar.

O kişileri gösterir.

Bir süre önce bir Hollanda Gazetesi, eskiden Türkiye’de başbakanlık ve iktidar partisi genel başkanlığı yapmış birinin ve oğullarının, sadece Hollanda’daki servetinin 26 milyar dolar olduğunu” yazmıştı.

★★★

Doğru mu bu?

İnanılır gibi değil.

Çok büyük servet.

Nasıl kazandılar?

Neyi başardılar?

Kaç yılda kazandılar?

Bu ülkeye başbakanlık, bakanlık yapmış bir aile niçin kazançlarını Hollanda’da tutuyor? Türkiye’ye neden güvenmediler? Haberde bu unsurlar yoktu. Bu yüzden ben kuşkuyla yaklaşmış; haberin doğru olmayacağını düşünmüş yayınlandığı tarihte ciddiye almamıştım. 26. Dönem Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt da benim gibi kuşku penceresinden bakmış olmalı ki, tuttu Twitter hesabından; “Hollanda basını Binali Yıldırım’ın sadece oradaki servetinin 26 milyar dolar (221 milyar TL) olduğunu yazdı. Eski başbakan, Koçları, Sabancıları çoktan geçmiş, dünya sıralamasında yani... Ne Yıldırım’dan bir açıklama var ne Saray’dan, ne de AKP’den! Yer yerinden de oynamadı memlekette...” diye yazdı.

★★★

Konya eski milletvekilinin bu tweet yazısını paylaştığında haziran ayındaydık. Çok değil 6 ay önce. O günkü kur üzerinden Hollanda’daki 26 milyar dolar, 221 milyar TL tutuyordu, bugünkü kur üzerinden 286 milyar TL’den daha fazlaya çıktı.

Gerçek mi bu servet?

Niçin Hollanda’da?

Ne bir açıklama!

Ne bir aydınlatma!

Kuşku dolu 5 dakika!

1 doları 11 lira 20 kuruşa fırlatan son faiz indirim kararını Merkez Bankası, 5 dakika gecikerek duyurdu. Birikimlerini dolara yatırmış servet sahipleri haberi aldı, 5 dakika içinde dolarlarını 10 lira 85 kuruştan sattılar kuşkusu doğdu.

5 altın dakika.

Kimin için?

Yüklü doları olanlar ve bu dolar servetini kurun alçalıp yükselmesine göre “doldur- boşalt yaparak” büyütenler için... 5 altın dakika içinde dolar yüzde 7 gibi yüksek bir dalgalanma yarattı. Ve gerçekten birileri haber aldıysa servetlerini büyüttü. Merkez Bankası, “Evet kararın açıklanması 5 dakika gecikti, ama sorun teknik, kararı son ana kadar kimse bilemez” açıklaması yaptıysa da buna kimse inanmadı.

★★★

Servet bu!

Gözü doymaz.

Arlanmaz.

Fırsat kollar.

5 dakikayı kaçırmaz.

Nitekim Binali Yıldırım ile beraber aynı partide başbakanlık yapmış Ahmet Davutoğlu da, Merkez Bankası’nın faiz indirim kararını 5 dakika geciktirerek duyurmasına şu yorumu yaptı: “Bu oynaklık artık bir takım aktörlere kaynak aktarıldığına dair şüpheleri akla getiriyor. Dolar kurunun bir haftadır gösterdiği performans akıllara, karar önceden sızdırıldı mı sorusunu da getiriyor. 128 milyar dolar konusu ile beraber Merkez Bankası’nın kararlarının da bir soruşturma konusu olması gerektiği çok açık...”

Sızdı mı?

Sızdırıldı mı?

Gün: 18 Kasım.

(Faiz kararı bekleniyor. Saat tam 14.00 da açıklanacak)

Saat: 12.00.

1 dolar: 10.82 TL

Saat: 13.30.

1 dolar: 10.43 TL.

Saat: 14.05.

1 dolar: 10.85 TL.

Gerçekten bir sızma, sızdırma olduysaçöküş döneminin doldur- boşalt zenginleşmesi” 5 altın dakikayı her sanayisine kadar kullanmıştır. Bu günahın “tövbesini” kim edecek, kefaretini kim ödeyecek? Yoksa bu da diğerleri gibi günah işleme özgürlüğü” faslına mı yazılacak?

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Alman’ın kızdığına bak!


Angela Merkel, Almanya’da 16 yıl başbakanlık yaptı, beğenildi, alkışlandı, sevildi. Yeter buraya kadar deyip “siyaseti” kendi kararıyla bıraktı. Emekli olacağını açıkladı ve emekli oldu. Bu tavrı da yine alkış aldı. Alman yasalarına göre bir başbakan emekli olunca bir çalışma ofisi kurabiliyorlar, ancak ofiste 5 kişi çalıştırabiliyor ve ofisin çalışanlarının ücreti devlet parasıyla (Alman vatandaşından toplanan vergi) karşılanıyor. Merkel, 5 kişi yerine 9 kişi çalıştıracağını bildirdi ve Alman Meclis Komisyonu da bu isteği kabul edip onayladı. Ancak Meclis’teki Hür Demokrat Parti ve Yeşiller, Merkel’in ofis çalışan sayısını 4 kişi fazla tutmasına “savurganlık, fazla masraf” diye tepki gösterdi. Almanın kızdığı masrafa bak, dön bir de bizim ülkedeki savurganlığa alkış tutanlara bak!