Bütçe teklifi Meclis’e sunuldu. Cumhurbaşkanı kendi maaşına yüzde 14.4 zam yapılmasını teklif etti. Kuşkuya yer yok. Teklif kesin kabul edilir. Çünkü Meclis’teki AKP milletvekilleri Genel Başkanları Erdoğan’ın dudaklarına bakıyor, her teklifini “kanun” sayıyorlar.

Maaş 88 bin TL idi.

100 bin TL’yi geçer.

Ülke karanlığa girdi.

Kimyası da bozuldu.

İşsizlik birikiyor.

Açlık birikiyor.

Borç birikiyor.

Dertler birikiyor.

Maaşlar ve ücretler az artıyor. Fiyatlar çok. Yüksek enflasyon var. Yüksek enflasyon zengin ile fakir arasındaki uçurumu iyice açıyor. İşçi, memur, esnaf, çiftçi, emekli, işsiz, yoksul “kemer sıkma” cenderesine alındı. Ağır, derin ekonomik krizi atlatabilmenin yükü halkın üzerine bindirildi. Dikkatli bir okurum İsmail Kostak’ın anlatımı ile “Türkiye, tek çıkış yolu halkı çalışırken sürünen mini bir Çin olma...” kulvarına girdi.

★★★

Bu yılın ocak ayında Türkiye’de bir asgari ücretli aylığını dolara çevirdiğinde 390 dolar sahibi olabiliyordu. 19 yılın sonunda “Türkiye’yi çalışırken sürünen mini bir Çin yapmaktan başka çıkış bulamadıkları” için 1 Dolar’ı bugün 9.32 TL yarın da 10 TL yapma hallerine girdiler. Hazine Bakanı değiştir, Merkez Bankası Başkanı yenile, faizi indir, sonra yükselt, sonra yine indir fakat asla “dış borç büyürken saraylar, döviz garantili köprüler, geçitler, hava alanları, hastaneler yaptırıp, yandaş müteahhit zengin ederek ve pahalı borçlanma ile Türkiye’yi dünya finans kurtlarına (Londra-New York-Tokyo bankalarına) soydurarak yıl henüz bitmeden, asgari ücretlinin aylığını dolar bazında Çin’in gerisine düşürdüler.

Çin’de asgari ücret:

360 dolara çıktı.

Bizde 300 dolara indi.

★★★

Türkiye ucuz emeği ile Batı ekonomilerini sarsan Çin’in bile gerisinde kaldı. Ama Türkiye Batı ekonomilerini sarsacak “nimeti de külfeti de ortak bölüşme” Çünkü Çin işçileri bütün gün “bir avuç pirinç parasına” çalışırken Çin Devlet Başkanı, Çin Başbakanı, Çin’in
4 başbakan yardımcısı da Mao Zedung’un öldüğü 1976 yılından buyana maaşlarına Çin asgari ücretinin 4.5 katı zam yapmadılar. Çin’de devlet başkanı, başbakan,
4 bakan yardımcısı,
12 kişilik komiteden hiçbiri maaşlarını bizde olduğu gibi asgari ücretin 34 katına kadar çıkarmadılar.
Erdoğan’ın maaşı:

100 bin TL’yi geçecek.

100 bin TL’nin içinde 33 asgari ücretlinin maaşı var. Cumhurbaşkanı, ülkesinde ailelerin büyük bölümü “tencere kaynatabilmek için bin bir hesap içinde kıvranırken
88 bin TL olan kendi maaşına “12 bin TL daha zam yapın” diye Meclis’e teklif gönderiyor.

Ülkenin kimyası bozuldu.

Çin ucuz emekle kalkındı.

Ama onun kimyası vardı.

Çin’de üç maaş, beş maaş, on beş maaş alsın diye devlet başkanının oğlu devlete adam yerleştirilmesine alet olmadı. Çin’de faiz indirirken bütçesinde faize ayrılan pay artış göstermedi. Çin’de kişi başı milli gelir geriye gitmedi. Ekonomik büyüklük sıralamasında aşağılara inmedi.

Türkiye karanlığa girdi.

Elektriğe:

Yüzde 40 zam geliyor.

Asgari ücret:

3 bin TL bile değil.

Cumhurbaşkanı maaşı:

100 bin TL’yi geçecek.

Süper marketlerde pahalı olan zeytinyağı kutularına çalınmasın diye “alarm kelepçesi” taktılar.

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Etiler ile Cizre arası


Bütçe teklifine göre 1.751 milyar TL gelir, 1.473 milyar TL gider hedeflendi. Bütçe yine açık verecek ve yeni yılda eğer tutturulabilirse açık hedefi 278.4 milyar olacak. Bu yüksek bütçe açığı hedefiyle yapılan bölüşümde, Milli Eğitim Bakanlığı’na da 273.5 milyar TL ayrıldı. Yeni Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer de kendisine “övgü yazıları yazsınlar” diye bir grup gazeteciyle bir araya geldi. Yeni Bakan Mahmut Özer, kendisinin “garip gurebanın milli eğitim bakanı olacağını” çağırdığı övgü yazarı gazetecilere söyledi ve bu gazeteciler de, “Bakan, Cizre’deki okulun donanımı ile İstanbul Etiler’deki okulun donanımını aynı yapacağı sözünü verdi” diye yazdılar. Fakat, “Sizden önce 7 Milli Eğitim Bakanı değişti, 20 yıl bitiyor ve hâlâ ‘garip guraba-fakir fukara’ demektesiniz, nerede zorlanıyorsunuz” diye sormadılar. Yeni Bakan Mahmut Özer, kendinden önceki en son bakan Ziya Selçuk’un yardımcısıydı ve Ziya Selçuk da ve ondan önce değişen 6 bakan da, “Cizre’deki ya da Rize’deki okulların donanımı ile İstanbul Etiler’deki okulun donanımı eşit olacak, garip gureba sınıfı kalmayacak” türünden sözler vermişti. Yeni Bakan, çağırdığı gazetecilere Milli Eğitim okullarında toplam “850 bin sınıf” olduğunu, bunlar arasında kaçının Cizre gibi fakir-fukara donanımı düzeyinde olduğunu söylemedi.