Yoğurdu da üfleyerek yiyelim. Ayranı da dilimiz damağımız yanabilir diye düşünerek içelim. Neler olduğunu net anlayıp, ne olacağına bakalım: Bencil, vahşi, saldırgan Batı (ABD ve AB) “ılımlı İslam” modeli geliştirip, destekleyip yönetip Ortadoğu’da “iş birlikçiler” buldular. Irak yandı, yıkıldı, bölündü. Suriye cinnete itildi, tutuştu, yanıyor. Libya ateşe verildi, yıkıldı, yanıyor. Afganistan ise “Taliban’a bırakıldı” yanıyor. ABD’nin Afganistan’dan çekilirken Taliban ile “gizli anlaşma” yaptığı ortaya çıktı.

Silahlarım senin olsun.

Ben bırakıp gideyim.

Sen ABD’yi yenmiş ol.

İş birlikçiler “Taliban’a övgüler” yükseltip onun için “Kuvayı Milliye” benzetmesi bile yaptılar. Dün Almanya Başbakanı Merkel de “Taliban ile müzakere etmeye çalışmalıyız” dedi. Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Taliban’ın inancıyla ters bir yönümüz yok” demişti.

Ilımlı İslam bitti!

Cihatçı İslam geldi.

Değişim başladı.

★★★

Çok değerli şairlerimizden Can Yücel’in “Değişim” adlı bir şiiri var, bilir misiniz?

DEĞİŞİM

İnce uzun hayvan

Çarpıyor

Çarpıyor

Çarpıyordu

Kendini taşlara.

Canı mı sıkılıyor

Can mı çekişiyordu

Yoksa?

Yok efendim dedi

Yanımdaki adam

Gömlek değiştiriyor

Yılan.

Bu hallerden anlarız

Biz de sınıf değiştirdik

Bi zaman.

★★★

Taliban kendi ülkesinde kendi insanı üzerinde o kadar şiddetli bir korku yaratmış olmalı ki; insanlık tarihinin bugüne kadar yaşamadığı kaçıp kurtulma manzaraları görüyoruz. Afganistan’ın milli futbolcusu 20 yaşında genç, Amerikan uçağının tekerlek boşluğunda ülkesinden kaçmak isterken canından oldu.

Kendi kanından.

İmanından.

İnsanından.

İnancından.

Kaçıyor Afganlı.

Bu ağır tablo içinde değişim nasıl olacak? ABD ve AB istihbaratları Taliban’a yeni bir gömlek tasarımı yapmışlardır. Taliban’ı tatlı dille, güzel sözle, güler yüzle “yılanı deliğinden çıkartırcasına” ehlileştirip onu ABD ve AB stratejilerine uygun yeni oyun kurucularından biri haline getirmeyi planlanmış olmalı. Ve çok muhtemeldir ki, “Ilımlı İslam” ile yörüngesini tamamen değiştiremediğimiz ülkeler kaldı, şimdi onları “Cihatçı İslam” ile istediğimiz noktada diz üstüne oturtalım” diye düşünülmüş olmalı.

Yoğurdu üfleyelim!

Yeni gömlek biçildi.

ABD silahını Taliban’a verip gitti. AB’nin lideri Almanya, “Taliban ile müzakere etmeye çalışmalıyız” diyor. İngiliz Dışişleri Bakanlığı’ndan “Türkiye’yi Taliban’dan can telaşına düşüp korkup kaçan Afganlı göçmenlerin toplanma merkezi yapacağız” hamleleri geliyor.

★★★

Yeni gömlek:

“Eğer Afganlı kardeşini seviyorsan Taliban ile konuşabilecek hale gelmelisin” tasarımı ile dikildi.

Ne konuşacağız?

Nasıl konuşacağız?

Neyi konuşacağız?

Taliban ile konuşmaya başladığında sen mi Taliban’ı değiştirirsin, Taliban mı seni kendine benzetir orasını uygulama sonucunu görmeden kestiremezsin.

Dün!

Fotoğraflı haberi vardı:

Adıyaman Üniversitesi’nin bahçesinde Atatürk Heykeli’nin önüne dev ekran dikmişler. Adıyaman Valisi ile üniversitenin rektörü de en önde oturmuşlar. Dev ekranda zikir konseri yapılmış.

Zikir nedir?

Diyanet’in yayını yeni basım İslam Ansiklopedisi’nde “zikir” başlıklı maddede yazıldığına göre, zikir dil ile ya da kalp ile yapılır. Allah’ı anmak için söylenmesi ve yapılması önerilen davranışların tümü. Zikir, inanmış insana sevap kazandırır. Kalp ile zikir Allah’ı gönülden anmaktır. Tantana, müzik, dev ekran, gösteriş olmadan “Allah’ın isim ve sıfatlarını düşünmek” kalp ile zikirdir.

Vali ve Rektör.

Talebeleri toplamış.

Dev ekranlı zikir!

Taliban!

Talebeden geliyor.

Taliban’ı ve ılımlı İslamı ikisini de ABD yarattı. Şimdi Taliban’a yeni gömlek biçti. Yoğurdu üfleyelim!

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Genco Erkal!


Dünyayı bir sahne olarak düşündü, tanımladı. Her yaştaki insanı da bu sahnedeki oyuncular olarak gördü. Ve onları en canlı, en gerçek, en inandırıcı biçimde oynadı. Doğru ile yanlış. İyi ile kötü. Doğal olan ile yapay olan. Ölüm korkusu ile yaşama sevinci. Yalnızlığı. Yabancılaşmayı. İnsan doğasındaki her türlü çatışmaya ve hayatın olanca fırtınasının hepsine ayna oldu. Trajedi ile komedi hepsinin hakkını sahnede verdi. Yönetmen oldu, yazar odu, çevirmen oldu. Genco Erkal, sahneye 62 yıl önce 1959’da “Çöl Faresi” oyunuyla adımını attı; bugüne kadar 173 oyunda rol aldı. Böyle bir sanatçıya, Cumhurbaşkanı’na hakaret etti diye, dava açtılar. 4 yıl 8 ay hapis istiyorlar.