Böyle lider dostlar başına...…

Hiçbir hısım ve akrabayı işe almamış.…

Hiçbir yakınını devlet görevine atamamış.…

Hiç emlak, yat, özel uçak, lüks makam arabası almamış.…

Hep aynı apartman katında oturmuş, hizmetçisiz ve aşçısız.…

Ev işlerini, çamaşırları yıkamak dahil, kocasıyla birlikte yapmış.

Her görevi ehline vererek Almanya’yı şaha kaldırmış olan Başbakan Angela Merkel beş ay sonra siyaseti bırakıyor ve…muhteşem bir dönem sona eriyor.

Onun, yüzlerce koruması değil, her zaman sadece bir koruması oldu. Ona oy veren ve vermeyen, siyasetle ilgili-ilgisiz herkes tarafından sevildi, takdir edildi.

26 Eylül’de yapılacak olan Almanya Genel Seçimleri’nde aday olmayacağını açıklayan Merkel “Başbakan olarak son aylarımı yaşıyorum” dedi.

★★★

67 yaşında siyaseti bırakma kararı alıp kendisini emekliye ayıran Merkel sonrası Almanya için seçim süreci başlamış bulunuyor.

2000 yılında Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi Başkanı olan Merkel, 22 Kasım 2005’te Başbakanlık (Şansölye) koltuğuna oturdu.

16 yıldır Almanya’yı yöneten ve ülkesini Avrupa’nın en güçlü devleti ve bir dünya devi haline getiren Merkel mütevazı yaşantısından vazgeçmedi.

Hayatında onu halkından ayıran en küçük bir lüks bile olmadı, hep ülkesini ve insanlarını düşündü, onlar için çalıştı.

Ülke çapında her zaman sevgi seliyle karşılandı, hep ayakta alkışlandı.

★★★

Merkel, başarılarıyla bir kez bile övünmedi ve Almanya’da elde edilen tüm olumlu işleri, ekibini öne geçirerek anlattı.

Muhalefetle hiçbir zaman kavga etmedi.

Partisinden hiç kimseyi devlet kurumlarına atamadı, yandaşlarına ihaleler vermedi.

Kendisi gibi düşünsün-düşünmesin herkesi dinledi.

Milletine asla yalan söylemedi.

Kendinin ya da yakınlarının adı hiçbir yolsuzluk söylentisine, dedikodusuna karışmadı.

Kendisine yazlık-kışlık saraylar yaptırmadı.

Başbakan olduğunda orta halli bir Alman’dı, hep öyle kaldı.

Kendi alışverişini kendisi yaptı.

Evinde yemeğini kendisi pişirdi.

Görevini zirvede iken bırakıyor.

★★★

Gazeteciler Merkel’e sordu:

“Sayın Şansölye... Hep aynı takım elbiseyi giydiğinizi fark ettik. Başka elbiseniz yok mu?”

Merkel cevap verdi:

“Ben bir devlet çalışanıyım. Artist ya da model değilim.”

“Evinizde hizmetçiniz, uşağınız var mı?”

“Hayır, hizmetçim de uşağım da aşçım da yok. Onlara ihtiyacım yok çünkü. Kocam ve ben işlerimizi her gün kendimiz yapıyoruz.”

“Peki, evinizde çamaşırları siz mi yıkıyorsunuz, kocanız mı yıkıyor?”

“Çamaşırları ben ayarlıyorum ama çamaşır makinesini eşim çalıştırıyor. Bu işlere ancak akşamları zaman buluyoruz. Neyse ki oturduğumuz apartmanın duvarları kalın olduğu için, çamaşır makinesinin çıkarttığı seslerle komşularımızı rahatsız etmiyoruz.”

★★★

Angela Merkel, 2018 yılında kendi isteğiyle Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi Başkanlığı’nı bırakıp, makamını arkasından gelenlere devrettiği vakit, 80 milyon Alman’ın tepkisi ülke tarihine geçecek kadar coşkun oldu.

Tüm Almanya onu ayakta alkışladı.…

Caddelerde arabalar hep birlikte sürekli korna çaldı.

Bütün ülkede, pencerelere dolan, evlerinden balkonlara taşan insanlar hep birlikte tempo tutarak Merkel’i uzun süre yürekten alkışladılar.

Böyle sevgi seli görülmemiştir.

★★★

Bu arada şunu da belirtmeliyiz:

Merkel, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine olumlu bakmadı ve destek olmadı, fakat, Türkiye’nin önemini bilen, takdir eden bir lider oldu. Türkiye ile kurduğu sıcak diyaloğu her zaman devam ettirdi.

Merkel zamanında iki ülke arasındaki ticaret hacmi büyüdü, iş birliği güçlendi.

Yaklaşık beş ay sonra 26 Eylül Pazar günü bir dönem sona eriyor ve hayatı başarılarla dolu Almanya Şansölyesi Angela Merkel siyasete veda ediyor. Arkasında tertemiz bir isim ve muhteşem bir sevgi seli bırakarak...…

Bizim siyasetçilerin Merkel’i örnek almalarını diliyoruz.

TEBESSÜM

Kaplan neden kılıbıktır

Boğa ile kaplan oturmuş neşe içinde içiyorlarmış.

Kaplan bir süre sonra müsaade istemiş ama boğa bırakmamış…

“Yahu acelen ne? Hadi, kaldır şu kadehi!”

Kaplan, arkadaşı boğayı kırmamış... Bir kadeh daha, bir kadeh daha... Vakit iyice ilerlemiş...…

Kaplan “Tamam” diyerek yine kalkmış. Boğa ısrar etmiş:

“Otur yahu!”

“Hayır, gitmem lâzım!”

Boğa alaylı bir gülümsemeyle kaplanın damarına basmış:

“Yahu, sen de amma kılıbıksın yahu!”

Kaplan içini çekmiş:

“Tabii kılıbığım ya! Beni evde seninki gibi bir inek değil, dişi bir kaplan bekliyor!”

★★★

Bu da bir Temel fıkrası:

Lise öğrenimini başarıyla bitiren Temel’in oğlu, tıbbiyeye girip kalp hastalıkları doktoru olmak istiyormuş...…

Baba Temel:

“Sen aptal mısın lan” demiş, “Kalp doktoru olup n’apıcan? Sen diş doktoru olmalısın! Aklın varsa diş hekimi ol!”

Oğlan saf saf “Niçin baba?” diye sormuş. Temel:

“Çünkü” demiş “İnsanın bir kalbi vardır. Dişleri ise 32 tane!”

GÜNÜN SÖZÜ

İnsanların çoğu eğri birer odun gibidir, onlardan nadiren düzgün tahta çıkar!