Yıllardan beri “Türkiye’nin incisi, yeryüzünün cenneti” dediğimiz Bodrum’u cehenneme çevirdik!

Böyle müthiş kalabalığı ilk defa görüyorum.

İstanbul ve Ankara başta olmak üzere bütün Türkiye sel gibi Bodrum’a akıyor!

Zavallı kent, taşıyamayacağı bir yükün altında eziliyor! Trafik sıkışıklığı İstanbul’dan çok daha kötü hale gelmiş durumda...

Havaalanından şehir merkezine kadar olan 35 - 40 dakikalık yol iki - iki buçuk saat sürüyor.

Bayram tatili için özel aracıyla Ankara’dan Bodrum’a gelen TÜTAV Başkanı Kemal Baytaş;

“Milas’a kadar harika bir yolculuk yaptık, fakat Milas’tan sonra dur-kalk yapa yapa Bodrum’a ulaşmamız 4 saatten fazla sürdü” dedi.

★★★

Muhteşem doğa... Bol güneş... Masmavi deniz... İnsana huzur veren hava... Milattan önceye uzanan tarih ve kültürüyle Bodrum harikalar diyarıydı. Fakat...

O kadar hor kullandık, o kadar tahrip ettik ki cehenneme döndürdük!

Her türlü zahmeti göze alıp Bodrum’a ulaşanlar, kendilerini mavi denizin serin sularına bıraktıkları vakit bile, çektikleri sıkıntı ve eziyeti unutamıyorlar!

180 bin olan Bodrum’un nüfusu şimdi 1 milyona dayandı.

Bu çılgın artışa dayanmak mümkün mü?

Kentte inşaatlar alabildiğine devam ediyor. Dağ-taş betonla dolduruluyor, çirkin çirkin binalar dikiliyor! Bu gidişte Bodrum’da bir karışlık yeşil alan bile kalmayacak!

Sonra da “Bodrum’a ihanet ettik!” diyeceğiz!

Bir şeyler ters gidiyorsa hatayı kendimizde aramamız gerekiyor.

İçtikleri bira ya da kola şişelerini, sigara izmaritlerini sokaklara, parklara, çimenlere, denize atanlar çoğaldıkça Bodrum’u temiz tutmak zorlaşıyor.

Altyapı yetersiz, yollar bakımsız, su yetmiyor.

Bodrum’u yönetmek, büyük şehirleri yönetmekten zor!

★★★

Bodrum’da en kötü şey trafik ışıkları... Bilgisizce bir düzenleme yapılmış... Kırmızı ışıklar gereksiz yere çok uzun yanıyor ve yollarda araçlar üst üste yığılınca trafik sıkışıklığı ürkütücü hale geliyor. İlgilenen, denetleyen de yok!

İş adamı Zühtü Yorgancı, sormuş, soruşturmuş, trafik ışıklarının yanma sürelerinin geçen yıllara göre arttırıldığını saptamış... Yapılan bu bilinçsiz uygulama Bodrum trafiğini daha da berbat hale getiriyor!

★★★

Bodrum’da fiyatlar müthiş!

Türkiye’nin en pahalı yerlerinden biri Bodrum... Her şey ateş pahası...

Kiralar ve evlerin değerleri fahiş rakamlara ulaştı!

İçkili lokanta ve eğlence yerlerinin fiyatları da tavan yapmış durumda...

Fakat... Yedikleri kazığa aldırış etmeyip çılgın Bodrum gecelerinin tadını çıkarmak isteyenler çoğunlukta!

Türk Bükü’ndeki Maçakızı adlı sosyetik lüks mekânın bir adisyonunu bana gösterdikleri vakit dudaklarım uçuklayacaktı neredeyse... Bir akşam yemeği hesabı tam 26 bin 214 lira 39 kuruş!

9 aylık asgari ücrete eşit bir rakam!

Ülkede bu müthiş hesapları ödeyebilen mutlu kişiler de var!

★★★

Bodrum’da salgın bitti de normale dönüldü mü, nedir? Kimsenin maske taktığı, mesafeye aldırış ettiği filan yok!

Pandemi yeniden patlak verirse hiç şaşırmamak gerek. Fakat...

Aşılama işi iyi gidiyor. Devlet hastanesinde, özel hastanelerde ve sağlık ocaklarında fazla bekletmeden hemen Alman BioNTech aşısını vuruyorlar kolunuza...

Aşıyı yaptıran “Ben aşılıyım. Artık virüs bana ilişmez” diye düşünüp, maskeye ve mesafeye boş veriyor! Oysa bu hain virüsün şakası yok! Dikkati elden bırakmamak gerekiyor!

Bodrum’a çok sayıda turist geliyor ve bunlara aşı filan sorulduğu yok... Ülkede lüks harcamalara para yetmediği için “Yeter ki döviz gelsin!” diyorlar ama bu turistler beraberlerinde Covid-19 virüsünü de getirirlerse ne olacak?

SON SÖZ: Bodrum, Türkiye’nin göz bebeğidir. Değerini bilelim ve cehennem olmaktan kurtaralım. Başka Bodrum yok çünkü!

GÜNÜN SÖZÜ


Aptal insanla ülkesi bir arada duramaz! Parası da öyle!