Kalbimize kor düştü! Yüreğimiz yanıyor, kan ağlıyoruz ama giden gittiğiyle kalıyor!

Acılarımız, ölenleri geri getirmiyor!

Bu kaçıncı Couger helikopter kazası?

Bitlis’te düşen Fransız Cougar tipi helikopterler can alıyor!

Ülkeyi kana bulayan terör çetesi bile 38 yılda bu kadar çok sayıda “yüksek rütbeli” askerimizi şehit edememişti!

Bitlis-Tatvan arasında karla kaplı dağlık bir araziye düşen Cougar’da hayatlarını kaybeden 11 kahramanımızla birlikte, düşen Cougar’larda şehit olan askerlerimizin sayısı 39’a yükseldi!

Kayıplarımız arasında bir korgeneral, bir tümgeneral ve üç albay var.

Ulusça bu acıyı daha kaç defa yaşayacağız?

★★★

- 4 Haziran 1997’de Cougar’ların ilk kazası meydana geldi, 11 askerimiz şehit oldu.

- 29 Nisan 2003’te meydana gelen ikinci kazada 4 askerimiz şehit oldu.

- 31 Mayıs 2017’de üçüncü kaza meydana geldi. Biri tümgeneral, ikisi albay, 13 yiğidimiz şehit oldu.

- 4 Mart 2021 günü Bitlis’te düşen Cougar’da biri korgeneral olmak üzere 11 kahramanımız şehit oldu.

★★★

Ülkemizde kullanılan Cougar tipi helikopterlerin 20 adedi, 1993 yılında Fransa’dan satın alınmıştı. 30 tane Cougar da 1996’dan sonra Fransa lisanslı olarak Türkiye’de üretildi.

Yani bunların çoğu 25 – 28 yıllık yaşlı helikopterler...

Fransa’dan 20 Cougar’ın satın alındığı 1993 yılında Başbakan Tansu Çiller’di...

Genelkurmay Başkanlığı, Cougar’ların satın alınmasına karşı çıkmıştı!

İtiraz sebebi: “Bu helikopterler çok sıkı arızalanıyor ve kaza yapıyor!” şeklindeydi...

Ayrıca Cougar’lar, dağlık arazide, yüksek rakımda, olumsuz hava koşullarında kullanılmak için üretilmemişti!

O halde bu helikopterler şaibeli bir biçimde neden satın alındı?

Dağ için üretilmeyen Cougar’lar neden hâlâ Doğu Anadolu’daki askeri birliklerimizde kullanılıyor?

“İtibardan tasarruf olmaz!” denilerek her türlü lükse para saçan Türkiye, askerlerine neden daha yeni ve güvenli helikopterler almıyor?

Laf-ı güzaf! (Boş lâf)


İktidar açıkladığı “İnsan Hakları Eylem Planı”nda:

“Hukuk devletinin ahlâkî çizgisi ve meşruiyetinin, evrensel nitelikteki değerler ile hak ve özgürlüklerde yattığını” belirtiyor.

Yani, hukuk devletinin varlık sebebi insan hakları!

Güzel olmasına güzel de... 2002’den bu yana  19 yıl geçti... Bu güne kadar bu haklar neden hatırlanmadı?

En önemlisi de şu: Bu defa gerçekten hatırlanacak mı? Yoksa yine lâfta mı kalacak?

Aslında, inanın ki, reforma filan hiç gerek yok!

Bugünkü Anayasa’ya uyulsa, hukukun üstünlüğü ilkesi ve hukukun evrensel kuralları uygulansa sorunlarımızın çoğu hemen çözülecek!

İktidar, beğenmediği yargı kararlarına uymadığı ve Anayasa Mahkemesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarının bağlayıcılığını kabul etmediği sürece ülkemizde hiç bir iş düzelmez!

TEBESSÜM

Sütanne siyahi olunca (!)


Delikanlı yeni evlenmiş...

Karısıyla büyük kente göç etmişler...

Köyde kalan annesine mektup yazmış:

“Anacığım, bir çocuğumuz oldu. Karımın sütü az olduğu için mecburen Afrikalı siyahi bir sütanne tutmuş. Bu nedenle bebek de siyahî oldu...”

Annesi de ona şöyle cevabi bir mektup yazmış:

“Bak oğlum, sen doğduğunda benim de sütüm azdı. Bu nedenle sana mecburen inek sütü verdim. Bu yüzden sen de öküz oldun!”

GÜNÜN SÖZÜ


Büyük işlerde, yüksek ruh, sağlam fikir, sezgi ve dayanıklılık esastır!