Neden? AKP’nin ilk seçimde iktidara veda edeceği anlaşılıyor da ondan!
Peki, AKP seçimi kaybeder de, bugünün muhalefeti iktidara gelirse ne olacak?
Yandaşlar herhalde yaptıkları haksızlıkların hesabını vermek zorunda kalacaklarını düşünüyorlar!
Gazeteci-yazar arkadaşımız Orhan Uğuroğlu, Beyaz TV’deki bir programda konuşulanları kelimesi kelimesine kayda alıp “Neyin korkusu?” başlıklı ilginç bir yazı hazırlamış...…
“Özür dilerim, yazmalıydım” diyen Orhan kardeşim yazılarını (eski yıllarda birlikte çalışmamızdan doğan sevgisi ve saygısı nedeniyle) her gün bana da gönderir...…
AKP’li olduğunu açıklayan ve muhalif olan herkese sövüp sayan Cem Küçük ile, AKP’nin eski milletvekillerinden Mehmet Metiner, Beyaz TV’de Latif Şimşek’in “Dinamit” adlı programında konuşuyor...…
Ne konuşma ama... Programın adı gibi “Dinamit”
★★★
“Sanki plastik patlayıcı gibi sözler” diyen Orhan Uğuroğlu’nun kayıtlarını okuyalım:
Cem Küçük:
“Erdoğan karşıtı herhangi biri seçildi. Bir kere ben sana bir şey söyleyeyim mi? İnsanlar ‘abartıyor’ diyebilir ama biz dahi bütün herkes yargılanır!
Seri tutuklama başlar!
Elinden gazeteyi almak, bir günde medyasını alma var ya, onları yaparlar!
Şirketleri ellerinden alırlar. FETÖ ile uğraşanları kendilerine alırlar.
KHK (Kanun Hükmünde Kararname) hemen çıkar, mağdurlar tamam ama mağdur olmayanlar da çıkar, içeride FETÖ’cü kalmaz!
Askerleri hemen çıkaramazlar da çoğu şeyi çıkartırlar, yargılamalar başlar!
Erdoğan o zaman şu uluslararası çevreyi yakalayacak.
Avrupa’yı, Amerika’yı yanına aldın mı? Aldın!
İstediğin gibi kanun çıkartır mısın? Çıkartırsın!
Şimdi tutukladın Mehmet Metiner’i... Avrupa Birliği itiraz mı edecek?
Tutukladın Melih Gökçek’i...… Latif Şimşek (Program sunucusu):
“Şunu mu diyorsun yani? Cumhurbaşkanı’nı da mı tutuklarlar?”
Cem Küçük:
“Ona cesaret edemeyebilirler ama etrafına gelirler. Önce çevreyi ağır ağır suyun içine atarlar...”
Mehmet Metiner (Eski AKP Milletvekili):
“Yani önce ilk hedef olacak biziz yani...”
Cem Küçük:
“Melih Gökçek’i tutuklamadan kim kurtarır?
Metiner’i, kim kurtarır?
Şamil Tayyar’ı kim kurtarır?
Seni - beni kim kurtarır?
Seni - beni tutukladı diyelim, Avrupa Birliği açıklama mı yapar?”
Mehmet Metiner (Eski AKP Milletvekili):
“Korkutma bizi yaa...… Değil mi Lâtif?
Zaten yeterince korkağız...
Bir de bu lâflardan sonra kendimize çekileceğiz.”
Latif Şimşek (Program sunucusu)
“Evet...”
★★★
Orhan Uğuroğlu “Vay anasına, şu saçmalamalara bakar mısınız?” diyor ve ekliyor:
“Cem Küçük ‘İnsanlar abartıyor’ diyebilir.’ diyor.
Ne abartması?
■ Saçmalık!
■ Hayalcilik!
■ Sapkınlık!
■ Özetle yandaşlığın zirvesi...
Bu korku neden?
AKP’li olduğunu açıklayan Cem Küçük ve yandaşları AKP’liler, eğer AK iseler neden korksunlar ki?
Birçok programda fikirlerini söyleyen Mehmet Metiner neden korksun ki?
Cem Küçük de, Lâtif Şimşek de, Mehmet Metiner de şundan korkuyorlar:
“AKP ilk seçimde iktidarı kaybedecek!
Sonra, yolsuzlukların, usulsüzlüklerin, kul hakkı yiyenlerin hesabı sorulacak. Sorulmasın mı?”
Her zaman “Yağma sofrası” var!
Aşağıda okuyacağınız dizelerin yazıldığı günden bu yana yüzyılı aşkın bir zaman geçti (110 yıl) ama hâlâ tazeliğini koruyor. Okuyalım:
Çok açsınız efendiler, suratınızdan bellidir,
Yiyin hadi, yemezseniz yarına kalır mı, kim bilir?
Sizi çağıranlar bu sofraya, bakın nasıl böbürlenir?
Hakkınız bu, savaştınız, tamam, bu hak elde bir.
Yiyin efendiler yiyin, bu eğlenceli sofra sizin,
Doyuncaya, tıksırıncaya, patlayıncaya kadar yiyin!
“Verir bu fukara memleket nesi var, nesi yok, hepsini,
Rahatını, sağlığını, içinin bütün ateşini,
Hadi, yuvarlayın, düşünmeyin, haram mıdır, helâl mi?
Yiyin efendiler yiyin, bu iştah veren sofra sizin,
Doyuncaya, tıksırıncaya, patlayıncaya kadar yiyin!
Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak,
Yarın sönmüş bakarsınız, bugün çatırdayan ocak,
Hazır mideler sağlam, hazır mideler sıcak,
Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak.
Yiyin efendileri yiyin, bu haykıran sofra sizin,
Doyuncaya, tıksırıncaya, patlayıncaya kadar yiyin.
★★★
Okuduğunuz dizeler, 1867 – 1915 yılları arasında yaşayan şairimiz Tevfik Fikret’in “Han-ı Yağma” (Yağma Sofrası) adlı ünlü şiirinin bir bölümüdür.
Türk şiirinin bu büyük ustasını saygıyla analım.
TEBESSÜM
Mazlum Masum’a ahret soruları!
Adamın adı Mazlum, soyadı Masum’muş...… Mazlum Masum günün birinde ölmüş ve öbür dünyaya gitmiş... Ve ahret sorgulaması başlamış: “Hiç içki içtin mi?” “Aman efendim, içer miyim hiç?” “ Kumar oynadın mı?” “Aman efendim, öyle kötü alışkanlıklarım yok!” “Kadınlarla aran nasıldı?” “Aman efendim, ben kim, kadınlar kim?” “Yani, çapkınlık, arkadaşlık, meşveret...” “Asla efendim, asla! Ben kim meşveret kim?” “Dünyayı gezdin mi? Başka ülkeleri ziyaret ettin mi?” “Hiç vakit bulamadım efendim!” “Hiç kız arkadaşında mı olmadı?” “Olmadı efendim...” “Hiç mi?” “Hiç efendim...” Cebrail dönmüş, meleklere seslenmiş: “Oradan bir çift kanat getirin!” Mazlum Masum çok sevinmiş: “Melek oluyorum değil mi, efendim?” Cebrail başını sallamış: “Hayır, kaz oluyorsun!”
GÜNÜN SÖZÜ
Devlet adamı koyunu kırpar, siyaset adamı ise derisini yüzer!