İnsan Hakları Eylem Planı’nın açıklanmasından iki hafta sonra “reform” adı altında Hanya’yı-Konya’yı gördük!

Kadına şiddeti önlemeyi amaçlayan İstanbul Sözleşmesi sizlere ömür!

Gece yarısı yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Türkiye İstanbul Sözleşmesi’nden çıktı!

Ülkemizde yaşayan 42 milyon kadının İstanbul Sözleşmesi ile kazandıkları haklar ellerinden alındı ve... Kadın döven zorbalara... Kadın öldüren katillere gün doğdu!

Artık her türlü melaneti daha rahat yapabilecekler ve cezaları da korkutucu olmayacak!

Kadına şiddete razı olmak, nasıl bir uygarlık anlayışıdır, bilemem!

★★★

“İstanbul Sözleşmesi” 2011 yılında İstanbul’da imzaya açılmış, 2014 yılında yürürlüğe girmişti. Bu nedenle adı “İstanbul Sözleşmesi” oldu.

Halen Avrupa Birliği ve 46 ülke bu sözleşmeyi imzalamış durumdadır.

Biz, bir gecede Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile bu anlaşmadan çıkıverdik!

AKP iktidarının kadına bakış açısı bir kez daha gözler önüne serilmiş oldu.

İstanbul Sözleşmesi’nin amacı, kadını her türlü şiddetten korumak, kadın cinayetlerini önlemek, cinsiyet eşitliğini sağlamak ve aile içi şiddeti ortadan kaldırmaktı...

AKP iktidarı bunlardan vazgeçti!

Peki, bu ne demek?

Artık kocalar eşlerini daha rahat dövebilecek, onların hayatlarını daha korkusuzca cehenneme çevirebilecek!

★★★

Toplumda kadın cinayetleri zaten korkutucu boyutlarda...

“Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu”nun 2020 raporuna göre, geçtiğimiz yıl 300 kadın öldürüldü 171 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulundu.

Son bir yılda erkekler tarafından sopayla, bıçakla, tabancayla, hafif ya da ağır yaralanan kadınların sayısı ise binlerce...

Şimdi “İstanbul Sözleşmesi”nden çıkmakla katil ve maganda tiplere daha da cesaret gelecek!

AKP iktidarının kadına bakış açısı böyle işte!

★★★

Bu arada şunu da söyleyelim:

“Erkeklere ikinci eş alma hakkı verilmesi” çağrısı yapan ve gazetelerde takkeli kıyafetlerle fotoğrafları yayınlanan Hekim Ali Edizer, Ankara Güldül Devlet Hastanesi’nde göreve başlatıldı.

Bu ona ikinci eş teklifinin bir ödülü olsa gerek!

AKP’ye oy veren kadınlar, üzerlerine ikinci bir kadın getirilmesi konusuna ne diyorlar bilemem. Fakat iktidar kanadında bu kafada çok erkek var. Onlar, kadını erkeğin halayığı, hizmetçisi gibi görüyorlar!

Kadınlarımızın artık uyanmaları gerekiyor!

Suriyeli olmak varmış!


Okurlarımdan Dr. Cem Bozcuk’un Mersin’den gönderdiği mesaj:

“Mersin’de çok sayıda Suriyeli ve Iraklı var. Suriyelilerin gençleri SINAVSIZ olarak Mersin Üniversitesi’nde tıp, eczacılık gibi bölümlere girebiliyorlar. Türk öğrenciler giremiyor. Bu nasıl adalet? Böyle bir ayrımcılık neden yapılıyor? Suriye’de Fırat’ın doğusunda savaş yok. Niye ülkelerine dönmüyorlar?

Suriyeliler hastanelerde para ödenmiyor. Iraklılar aile hekimlerine gidip ilaç yazdırıyorlar. Paraları devlet bizden aldığı vergilerle ödüyor. Yetti artık! Yeter!”

TEBESSÜM

“Dahiliye” ve “Cahiliye!”


Temel, arkadaşı Cemal ile kahvede sohbet yapıyor:

“Yaa Cemal, şu bizim hocayı dinledikçe kültürüm artıyor.”

“Hangi hoca bu?”

“İlber Hoca... Profesör İlber Ortaylı... Her zaman taşı tam da gediğine koyuyor valla!”

“Ne diyor ki?”

“İlber hoca ‘Hastanelerde ‘Dahiliye’ var da, neden ‘Cahiliye’ polikliniği yok? Memleketin yarısı bu hastalıktan muzdarip!’ diyor. Daha ne desin?”

GÜNÜN SÖZÜ

Havayı ve rüzgârı estiği gibi, kadını olduğu gibi kabul etmek gerekir!