Korona salgını insanlığın başına büyük bela! Fakat...

Bu hain düşmanı eninde sonunda yeneceğiz. Bu kesin!

Hiçbir virüs, hiçbir mikrop, insan aklıyla mücadele edemez!

Ancak...

İnsanlığı daha büyük bir tehlike bekliyor!

Neden daha büyük?

Çünkü insanlık bu tehlikeyi bizzat kendisi yaratıyor.

Kendi sonumuzu kendimiz hazırlıyoruz!

Başka bir deyişle “Bindiğimiz dalı kesip”, yerküreyi mahva sürüklüyoruz!

★★★

İnsan nüfusu son “Buzul Çağı”ndan çıkıldığında yaklaşık 4 milyondu...

Bu sayı milattan önce 1000 yılında 50 milyonu, milattan sonra 1000 yılında 300 milyonu buldu.

İnsan nüfusu ve o nüfusun doğayı etkileyebilme kapasitesi bu ölçekte kalmış olsaydı gezegenin sınırlarından bahsetmenin fazla bir gereği yoktu.

Fakat insan nüfusu bugün 8 milyar civarında...

Bu da “Gezegenin sınırlarına ulaştık mı?” sorusunu gündeme getiriyor.

Dünya nüfusu 2050 yılında bugünkünden yüzde 55 daha fazla olacak (yaklaşık 10-12 milyarı bulacak)

Dünyanın su kaynakları ve tarım alanları insanları beslemeye yetmez hale gelecek!

★★★

İklim değişikliği ile birlikte son 50 yılda dünyadaki, canlı yaratıkların yüzde 60’ı yok oldu.

Havada 10 kuş vardı, şu anda 4 kuş var.

Denizde 10 balık vardı, şu anda 4 balık var.

Canlı nüfusu inanılmaz bir hızla yok oluyor.

Dünya varlıkları eriyor.

Bu yok oluş durdurulmazsa dünyanın sonu kesinlikle çok karanlık.

İnsanlık olarak doğayı tahrip etmeyi, yarı yarıya azaltmak ve küresel ısınmayı da ortalama 1.5 derece ile sınırlamak gerekiyor.

Şu anda ısı bir derece yükselmiş durumda...

Bu, 1.5 derecenin üzerine çıkarsa çok daha büyük felaketler bizi bekliyor olabilir.

★★★

Nüfus artışı ve atmosferdeki kirlilikle birlikte iklim değişiyor, seller, kuraklık, susuzluk kapıda...

Küresel ısınma sonucu Antarktika ve Kuzey Kutbu her yıl milyarlarca ton buz kaybediyor ve kıyı çizgileri yükselen denizler tarafından yutuluyor.

Bilim insanlarının büyük çoğunluğu iklim konusunda endişeli olduklarını dile getiriyor.

★★★

Hava kirliliği bugün karşılaştığımız en yaygın çevre problemlerinden biri...

Havadaki toksinler (zehir) öylesine tehlikeli ki milyonlarca yıl boyunca DNA’mızı şekillendirebilme gücüne sahip.

Plastik kirliliği günümüzün en acil sorunlarından biri...

Tek kullanımlık plastik ürünlerin dünya nüfusuyla birlikte hızla artan tüketimi, ormanları ve okyanusları kirletiyor, milyonlarca hayvanın ölümüne yol açıyor.

Peki, hiç atık üretmeden yaşamak mümkün mü? Sıfır atık yaşam tarzı yaratılabilir mi?

Maalesef bu pek mümkün görünmüyor!

★★★

Sanayi devriminden bu yana gezegenimiz ısınıyor.

Fakat gezegenimizin ısınması kadar, ne kadar ısınacağı da insanları, hayvanları ve bitkileri büyük ölçüde etkiliyor.

Pek çok bilim insanına göre en kritik 20 yılın içerisindeyiz...

Dünya 1.5 veya 2 derece ısınırsa ne olacak?

O zaman küresel iklim krizi yaşayacağız, felaketler ne yazık ki, birbirini izleyecek!

Dünya şu anda ortalama 1 derece ısınmış durumda... 1.5 dereceye kadar büyük tehlike yok.

Ancak 2 derecelik küresel ısınma iklim krizini geri, döndürülemez noktaya getirir!

★★★

Dünya ısısında 0.5 derecelik fark, Sibirya’da bulunan ve yazları erimeyen ‘permafrost’ (sürekli donmuş toprak) buzullarının erimesine ve buzulların altında bulunan metan gazının atmosfere karışmasına yol açacak...

Böylece gezegenimiz daha çok ısınmaya devam edecek...

Günümüzde dünya 1.5 veya 2 derece ısınsa bile küresel iklim krizini yaşarız!

Küresel ısınmayı 1.5 derecede tutabilmek için, 15 yıldan az bir sürede fosil yakıt (kömür, petrol gibi, doğal enerji kaynakları) kullanımının yarı yarıya azaltılması ve 30 yıl içinde tamamen terk edilmesi gerekiyor.

Bunun için dünya devletlerinin bir an önce yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanması son derece önemli...

★★★

İklim krizi ile mücadele için atmosferdeki karbondioksiti azaltacak doğal çözümlerin de hayata geçirilmesi gerekiyor.

Bu süreçte devletlerin ormanlık alanları geliştirmesi ve koruması küresel iklim krizi ile mücadelede önemli rol oynayacak.

Yukarıda da dediğim gibi, korona salgınını mutlaka durdurup, er veya geç yeneceğiz. Fakat...

Küresel ısınmanın yaratacağı felaket, korona salgınından çok daha kötü olacak!

Bu soruna çözüm bulmak için tüm dünya uluslarının bir araya gelmesi gerekiyor.

Böyle bir şey olabilir mi?

Olması şart! Aklımızı kullanalım! Aksi halde insanlığın geleceği karanlık!


TEBESSÜM

Churchill’in sarhoş damadı!


İkinci Dünya Savaşı’nın kazanılmasında büyük payı olan İngiltere Başbakanı Churchill, ailesi ve dostlarıyla birlikte bir akşam yemeğinde ciddi bir konuyu tartışırlarken, masanın ucundan bir ses yükselir:

“Sör, söyler misin bana İkinci Dünya Savaşı’nın en önemli adamı kimdi?”

Hoppalaa! Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı! Kim bu münasebetsiz?

Herkes dönüp bunu sorana bakar. Churchill’in sarhoş damadıdır bu...

Churchill, sarhoşluğuna verir, ona aldırmaz ve anlattığı konuya devam eder...

Ama damat onun yakasını bırakmaz! Viskisinden bir yudum alıp, sesini daha da yükselterek tekrar sorar:

“Sör, sör... Cevap vermediniz, savaşın en önemli adamı kimdi?”

Churchill yine aldırış etmeyince, sarhoş damat ayağa kalkar:

“Duymuyor musunuz? Size soruyorum. Savaşın en önemli adamı kimdi diyorum?

Churchill kızgınlığını belli etmeden, gayet sakin, purosundan bir nefes çeker ve:

“Mussolini’ydi” der. (İtalya diktatörü Mussolini)

Herkes şaşırır. “Nereden çıktı bu?” diye...

Yakın dostlarından biri merakla Churchill’in kulağına eğilir:

“Niçin acaba?” diye sorar.

Churchill güler:

“Damadını astırdığı için!”

GÜNÜN SÖZÜ


60 yıl önceki Türkiye’ye dönsek, bu günden 100 yıl ileriye gitmiş gibi oluruz.