“İstanbul Sözleşmesi” nedir?

Kadınlara yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin Avrupa Konseyi anlaşmasıdır, İstanbul’da imzaya açıldığı için adına “İstanbul Sözleşmesi” denilmiştir.

2011 yılında imzalanıp 2014 yılında yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi’ne katılan ülkelerin sayısı bugün 46’ya ulaşmış bulunuyor.

Çağdaş, demokratik, uygar, ahlâkî ve insancıl bir sözleşmedir.

Fakat... İnanılır gibi değil!

On yıl önce İstanbul Sözleşmesi’ne öncülük eden AKP iktidarı, şimdi bu anlaşmadan çıkmaya hazırlanıyor.

Bunu, eski bakanlardan Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk’ten öğreniyoruz.

★★★

Saadet Partisi’nde çok etkili bir isim olan Oğuzhan Asiltürk’ü ziyaret eden AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, ona İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırma sözü vermiş!

Oğuzhan Asiltürk, katıldığı bir televizyon programında:

“AK Parti’nin yetkilileri bana geldi ve bu sözleşmenin (İstanbul Sözleşmesi’nin) kesinlikle kalkacağını söyledi. Lütfen siz, bizi destekleyecek şekilde konuşun da bize yardımcı olun. Sayın Cumhurbaşkanı’nın da görüşü kalkması yönünde. Ben de biliyorum ifade ettiğini, kesinlikle kalkacak. Ama parti içinde cahiller var, kadın hakları falan diyenler... Bir de buna karşı olanlar var. Kaldıracaklarını kesin olarak kendisi de ifade etti”  diye konuştu.

★★★

Şu ifadeye bakar mısınız?

Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk, “Parti içinde cahiller var, kadın hakları falan diyenler...” ifadesiyle kadınları değersizleştirmeye çalışıyor.

İktidar partisi AKP de kadınları dışlayarak hiçe sayan bu görüşü destekliyor. Neden?

Saadet Partisi’ni Cumhur İttifakı’na katarak seçim işbirliği yapmak isteyen AKP, o partinin yüzde bir buçuk-yüzde iki oyunu almak için İstanbul Sözleşmesi’nden geri adım atıp kadınları harcamayı düşünüyor.

Yani:

Kadınlar dayak yiyecek...

Kadınlar eziyet çekecek...

Kadınlar öldürülecek...

Kadınların bütün yaşamı, erkek boyunduruğu altında acı ve çile çekerek geçecek...

...Ve İstanbul Sözleşmesi’ni iptal edecek olan iktidar kadınları yeterince savunmayacak, korumayacak, öyle mi?

Bu nasıl kafadır, nasıl anlayıştır?

★★★

Saadet Partisi’nin yüzde bir buçuk-yüzde iki oyuna tamah eden AKP bunu, iktidarı kaybetme korkusundan yapıyor!

Tam bir sıkışmışlık ve çaresizlik içinde görünüyor, ülkeye de kadınlara da yazık ediyorlar!

Kadınlar artık gerçeği görmeli, iktidar partisi ve yandaşlarının kendilerine hangi gözle baktıklarını anlamalı!

Benim bir umudum var:

Uygar ve düzgün bir siyasetçi olan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun, parti içinde Oğuzhan Asiltürk gibi geçmişte yaşayan kafalara boyun eğmeyeceğini düşünüyorum.

Aklı başında hiçbir insan, kadınlara çağdışı, ilkel bir hayatı lâyık göremez ve onlara bunu dayatamaz!

TEBESSÜM

Temel ve psikolog...


Psikolog, kâğıda bir dikdörtgen çizer ve Temel’e sorar:

“Bu sana neyi hatırlatıyor?”

“İçinde kadın bulunan bir karyolayı...”

Psikolog kâğıda büyük bir kare çizer:

“Bu neyi hatırlatıyor?”

“İçinde kadın dolu bir odayı...”

Psikolog daha büyük bir kare çizer:

“Bu neyi hatırlatıyor?”

“İçinde kadın dolu bir evi...”

Lâhavle çeken psikolog kızarak bağırır:

“Sen bir kadın manyağısın!”

Temel de kızar:

“Hayır, aslında kadın manyağı olan sensin! Bana sabahtan beri terbiyesiz resimler çizip duruyorsun!”

GÜNÜN SÖZÜ


Keşke türbanlı kadınlar vitrin mankeni yapılacağına, kadın cinayetleri önlenseydi!