Bu ülkeyi yönetenlerle aynı havayı teneffüs ediyo­ruz, aynı yerde yaşıyoruz, yan yanayız ama birlikte değiliz! Neden?

Sebebi açık ve net!

Birleştirici olması ge­reken iktidar, ülkemizin insanlarını kutuplaştırdı! 84 milyon hepimiz, aynı ülkede, Kuzey ve Güney kutupları gibi olduk, birbirimize yabancılaş­tık!

Biz çağdaş değerleri sa­vunuyoruz. Onlar ise hazin bir şekilde ülkemizi gerisin geriye götürme çabaları içinde...

Bu durum, gelişen dün­yada eşyanın tabiatına ay­kırı! Asla sonsuza kadar devam edemez!

Ulusça kafamızı duva­ra vurduktan sonra belki aklımızı başımıza toplar, kendimize geliriz!

Allah’ın değirmeni ağır işler ama her şeyi son derece iyi öğütür!

★★★

Suç örgütü lideri denilen Sedat Peker’in vahim suçlamaları, ülkemizde­ki pislikleri gün ışığına çıkartmaya devam ediyor. Fakat...

Bu konuda harekete geçen hiçbir makam yok!

İktidar mensupları “Suç­lamalar doğru mudur, yanlış mıdır?” diye araş­tıracakları yerde iddiaları boş lâflarla geçiştirmeye çalışıyorlar!

Siyasette 9 şiddetindeki deprem etkisi yaratan 9 numaralı videoda anlatı­lanlar Türkiye’de yargının neden güven kaybettiğini gösteren çarpıcı bir örnek!

Bir kısım hâkim ve savcı (hem de yüksek hâkim ve savcı) firari işadamı Sezgin Baran Korkmaz’ın Bodrum’da­ki çok pahalı, lüks oteli Paramount’ta bir lira bile vermeden bedava tatil yapmışlar!

Türkiye’de ve ABD’de arandığı belirtilen işada­mının otelinde, yüksek hâkim ve savcıların (hem de mahkeme ve daire başkanlarının), bazı yan­daş gazetecilerle birlikte ağırlanmaları doğal olarak kuşku yarattı!

Söz konusu yargı men­supları nasıl tarafsız bir şekilde adalet dağıtacak? Bu mümkün mü?

Peki, Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) nerede?

HSK’nın vahim iddialara ilişkin hiçbir adım atmama­sı şaşırtıcıdır! Bir de “Yar­gı neden güven kaybe­diyor?” diye soruyorlar!

★★★

Sedat Peker’in, seçim­lerde AKP’nin dağıttığı milyonlarca liralık kahve­nin kendisine ait olduğu şeklindeki açıklamaları da cevapsız kaldı. Peker, 9’uncu videoda kahve dağıtımını şöyle anlatıyor:

“Bana pislik mafya diyorlar ya... AKP’nin seçim zamanı dağıttığı kahveler var ya... Tari­hi Beyoğlu Kahvecisi benimdi. Hani ben pislik mafyaydım? Ulan on milyonlarca liralık kahveyi benden alıp dağıtmadınız mı her yerde? Lan bir lira mı verdiniz? Verdiyseniz hani fatura? Lan size ya­zıklar olsun!”

Sedat Peker “Bir acı kahvenin 40 yıl hatırı olur!” lâfının AKP’de geçerli olmadığı düşünce­sinde... Sanırım tepkisi bu yüzden!

Türk Kalp Vakfı 46 yaşında...


Sıkıntılı günler yaşayan ülkemizde dimdik durarak halka hizmet için çırpınan sivil toplum örgütleri var. Türk Kalp Vakfı, bunlar­dan biridir.

Yarın vakfın 46’ncı kuruluş yıldönümü kut­lanacak.

10 Haziran 1975 tarihinde tesis edilen ve ilk ismi “Kalp ve Göğüs Cerrahisi Vakfı” olan kuruluşun adı 1983 yılında “Türk Kalp Vakfı” olarak değiştirilmişti.

Vakıf 46 yıldır, hem ulu­sal, hem uluslararası alan­da, güvenilir ve saygın bir sivil toplum örgütü olarak çalışmalarını sürdürüyor.

Türk Kalp Vakfı’nın fedakâr Başkanı Kenan Güven:

“Hasta olmadan önlem almak önemli­dir. Halkımıza, kalp ve damar sağlığında bilinç oluşturmak ve koruyu­cu hekimlik sağlamak suretiyle hizmet etmeyi sürdürüyor, teşhis ve tedavi ile önlenebilen kalp hastalıkları ile ilgili her türlü desteği veriyo­ruz.” diyor.

GÜNÜN SÖZÜ

Aydınlıktan korka siyaset adamlarından korkmak gerekir!