Demokratik bir ülke miyiz?

Vatandaşın can güvenliği sağlanıyor mu?

Basınımız özgür mü?

Düşünceyi ifade özgürlüğü var mı?

Var diyenler yalan söylüyor tabii ki...

Bir günde gerçekleştirilen ilkel ve çirkin 3 saldırı bize şunu gösterdi:

*Siyaset mafyalaşıyor...

*Birtakım politikacılar, sokak serserilerini kiralayıp adam dövdürtüyor...

*Sokak kabadayılığı ile yazarlar ve rakip siyaset adamları sindirilmek isteniyor...

*Haysiyetli ve şerefli insanlar, haysiyetsizlerin saldırısına uğruyor...

★★★

Evet, bir günde meydana gelen üç ayrı saldırı, ülkemizin utanç hanesine yazıldı:

1) Uğursuzlar, Uğuroğlu’na saldırdılar. Dik duruşuyla, namuslu kalemiyle tanınan (benim de yakın arkadaşım olan) Yeniçağ köşe yazarı Orhan Uğuroğlu, gözü dönmüş birtakım kiralık serserilerin kalleş saldırısına uğradı. Yaralanan Uğuroğlu hastanede tedavi edildi.

2) Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, cuma namazına gitmek üzere evinden çıkarken silahlı ve sopalı dört kişinin saldırısı ile hastanelik oldu. Başına on yedi dikiş atıldı.

3) Muhalif yapısıyla bilinen KRT’de TV programları yapan Afşin Hatipoğlu evinin önünde saldırıya uğradı. Sopalı serseriler “Söylediklerine dikkat edeceksin!” diye tehdit ettiler!

★★★

Bunlar “Basit” diye geçiştirilecek polisiye olaylar değildir.

Hedef alınan demokrasidir!

Bu soysuz saldırıların amacı, namuslu basını korkutmak, karşıt görüşteki siyasileri sindirmektir.

Demokrasiye sürülen kara bir lekedir bu...

Polis görevini yaptı ve saldırganlardan üçünü yakaladı. Diğerlerini de yakalayacağı kesindir. Fakat sonuç ne olacak?

Bir şey olacağı yok!

Daha önce insanlık dışı saldırıları yapanlar ne oldu ki? Hepsi adliyede serbest bırakıldı!

★★★

Ülkemizde siyasilerin (özellikle birbirlerine terörist diyerek hakaretler yağdıran liderlerin) yarattığı gerginlik ve kutuplaştırma politikasının sonucudur bunlar...

İnsanlar, karşıt görüşte olanlara kin ve öfke ile bakıyor, yıllardır ekilen nefret tohumları böyle filiz veriyor. Tehlikeli bir gidişat bu!

Eski Başbakan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu’nun devlet yöneticilerine:

“Yetkilerinizi mafyaya mı devrettiniz? Sırada kim var?” diye seslenmesi ülkedeki sakıncalı gidişi özetliyor.

Evet, sırada kim var? Bilemeyiz tabii ama bunları rahatsız eden muhalif yapıda birinin olacağı kesindir!

Fazla şaşırmamak lâzım! Böyle yönetilen ülkelerde her şey olabilir!

“Torpil olmasın!”


Tüm Türkiye aşılanıyor gibi bir hava yaratıldı ama durum öyle değil!

Sadece 1.5 milyon insanımız aşı olacak... Gerisi ne zaman gelecek, Allah bilir!

Sağlık Bakanı’mız “Aşılar peyderpey gelecek” diyor ama kesin zaman söyleyemiyor. Neden? Daha önce söylediği tarihlerin hiçbiri tutmadığı için tedbirli davranıyor!

Evet, şimdilik aşılama devam ediyor. Fakat eldeki aşılar bitmek üzere...

Bir kısım parti lideri televizyon ekranlarında göstere göstere aşı olurken pek mutlu görünüyordu...

Bahçeli Bey “Bütün halkımızı aşı olmaya davet ediyorum” diyerek herkesi aşı olmaya çağırdı.

Tabii Sayın Bahçeli... Hemen hepimiz aşı olalım... Olalım da, aşı nerede? Sen ondan haber ver bize...

29 Aralık’ta ülkemize getirilen 3 milyon doz Çin aşısı iki hafta incelendikten sonra aşılama başlatıldı ama birkaç gün içinde eldeki aşılar bitecek!

Ülkemizde 65 yaş üstünde 7 milyon 550 bin kişi var. Ayrıca daha genç nüfus da 75 milyon 450 bin kişi...

Bunlara aşı ne zaman gelecek? Neden şimdiye kadar tedarik edilemedi?

Vatandaş haklı olarak soruyor:

“Ülkede torpili olan, kayırılan, kollanan, adamını bulan kişiler mi aşı olacak? Gerisi olmayacak mı?

Bilmem, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ne diyor buna?

GÜNÜN SÖZÜ


Silahlar hedefinden sapabilir ama çiçekler asla hedefini şaşırmaz!